Sedat Peker'den SADAT'la ilgili yeni paylaşımlar

Ülkücü mafya Peker, SADAT'ın İdlib'deki cihatçılarla bağlantılarına işaret ederken, Diriliş Postası'nda bazı yazıların SADAT tarafından şifreli olarak kullanıldığını ileri sürdü.

Haber Merkezi

Ülkücü mafya lideri Sedat Peker, SADAT'la ilgili yeni iddialarda bulundu.

Twitter hesabından paylaşımlar yapan Peker, Nevzat Tarhan'ın SADAT'ın ortağı olduğunu ancak daha sonra hisselerini Adnan Tanrıverdi'ye sattığını kaydetti. Peker SADAT'ın Suriye'nin İdlib bölgesindeki cihatçılarla ilişkilerine dair de paylaşımlarda bulundu. Peker "Diriliş Postası"ndaki bazı yazıların ise şifreli olarak SADAT tarafından kullanıldığını iddia etti.

Peker yaptığı paylaşımlarda SADAT'a ilişkin "Benim açıklamalarımdan sonra örgütlü olarak hareket etmediklerini kanıtlamak için hem sadat’ın kurucusu adnan tanrıverdi hem de nevzat tarhan açıklamalar yaptılar, nevzat tarhan’ın sadat’la hiçbir ilgisinin olmadığına dair. Sadece arkadaşlarmış. Yayınladığım bu evrak nevzat tarhan’ın sadat’ın hissedarı olduğunun resmi belgesidir" ifadesini kullandı.

Peker şu görseli paylaştı:

Peker şunları kaydetti:

- Ancak sadat’la ilgili ben açıklamalar yapmaya başlayınca nevzat tarhan hisselerini sadat’ın başkanı adnan tanrıverdi’ye satıyor. Yani yine hileye başvuruyorlar.

- Öyle ya, bunlar Yüce Dinimizin ayetlerini, hadislerini bile istedikleri gibi yorumlayıp insan aklının almayacağı fetvalar verebiliyorlar. Vallahi bunların yüzünden Yüce Dinimize genç neslin arasında inanma oranı ciddi olarak azaldı. Nakşibendi Tarikatı gibi değerli bir tarikatın önemli isimlerinden bir tanesi geçenlerde bir fetva yayınladı.

- hayrettin karaman isimli bu kişi fetvasında diyor ki İktidarınıza zarar verecek yolsuzlukları, hırsızlıkları, uğursuzlukları gizleyin. Hiçbir yerde dile getirmeyin, bu gücünüzü azaltır (buna benzer şeyler söyledi). Kabirlerini ziyarete gittiğim ya da hayatlarını okuma imkanı bulduğum tüm Nakşibendi büyüklerimizin adına vallahi ben utandım. Yazıklar olsun. Vallahi yazıklar olsun. Video paylaşımlarımda da söylediğim gibi Yüce ALLAH bunların üstünden elini çekti. Önceden taşı tutsalar taş pırlanta oluyordu.

- Şimdi ise pırlantaya dokunsalar, pırlanta taş oluyor. Hep söyledim, Gayretullah’a savaş açanlar asla kazanamazlar!

- sadatçıların yasadışı bir şekilde örgütlü olarak hareket ettiklerinin delillerinden bir tanesi de diriliş postası isimli yayın organındaki bazı yazıların şifreli olarak örgüt mensuplarınca kullanılmasıdır. Bizim okuyup “a”diye anladığımız, onlar için aslında çok farklı bir anlam içermekte. Bu sistem, yapılan haberleşmeler; terör örgütü davası açmak için delil olarak kabul edilen bir şeydir (ileriki yıllarda lazım olacak).

- Ayrıca sadat ile ilgili önümüzdeki günlerde başka paylaşımlar da yapacağım, İslami terör örgütlerini nasıl eğittikleri ve de nasıl haksız gelirler elde ettikleri, yaptıkları hırsızlıklara dair. Onları öyle bir göz hapsine alacağız ki muktedirlerin işine gelecek kaos çıkarma planlarından vazgeçmek zorunda kalacaklar. Hazreti Mehdi’yi bekleyen, onun geleceği güne hazırlık yapan bu yapının esas amacı saf temiz Müslümanları kullanmaktır. Gerekirse onları bir ölüm makinesi haline getirmektir. Bu anlattıklarım masal değil.

- Unutmayın, 2000’li yıllarda yani milenyum çağında Müslüman olmayan kadınlar savaş ganimeti olarak kabul edilip, kurulan köle pazarlarında satıldı. 25 sene evvel Irak çok modern bir ülkeydi. Çok ciddi paraları vardı. Ortadoğu’nun en güçlü ülkelerinden biriydi.

- Bu söylediklerim milenyum çağında, deaş’ın kontrol ettiği Irak ve Suriye’deki topraklarda yaşandı. Tamam deyyus-u ekber’i merak ediyorsunuz, p…venklik muhabbetleri daha eğlenceli oluyor. Ancak sadat konusu çok ciddi bir konu. Bu yapının varlığını karışıklık olan, terör olan her yerde görebilirsiniz. İdlib’deki radikal İslami terör gruplarıyla bağlarına çok ufak araştırmalarla ulaşabilirsiniz.

- Dediğim gibi, bu konuyu ciddi olarak ele almanız lazım. Kaytarmak yok. sadat isimli yapının Türkiye’deki bazı dini cemaatler ve basın kuruluşlarıyla da örgütsel faaliyetler içerisinde olduğunu göreceğiz. Bu konulara da önümüzdeki günlerde çokça değineceğiz. Yüce ALLAH’ın dinine gerçek olarak hizmet eden herkesin benim başımın üstünde yeri var. Ancak bunlar gerçekten hasta ruhlu insanlar.

- Size bir örnek vermek isterim. Bazı dini tarikatlarda şeyhler kendilerine saray gibi evler yaptırırken kulaklarımıza hep şu fısıldanırdı“Mehdi Aleyhisselam yakında zuhur edecek (yani gelecek) bu evi onun için yaptırıyorum.” Ve orada çalışan hiçbir cemaat mensubu para almazdı.

- Zengin tarikat üyeleri de o saray yavrusu evlerin malzemelerini kendi ceplerinden karşılamak için yarışırlardı. Çocuktum, aynı hikayeyi dinledim; 50 yaşına geldim, şimdi sadat’ta aynı hikayeyi dinliyorum. Mehdi’ye hazırlık yapıyoruz diyerek paraları çalıyorlar.

- İnsanları sömürüyorlar. Ancak sadat’ın durumu farklı çünkü bunların elinde çokça silah var. Bu yüzden sıkılmadan bunları takip edip üzerlerinde durmak lazım. Yurtdışında yaşayan bazı kişilere suikast yapılması fikri yeni değil, 4-5 senelik bir konu.

- Mahrem odalarda bunlar konuşuldu. Ancak o an aklıselim galip gelmişti. Yaşanan uluslararası sorunlar daha büyük krizlere dönüşür diye vazgeçildi. Ancak şu an devletin içinde aklıselimle hareket edebilen insan sayısı yeterince olsa da, sadat gibi yapıların etkisiyle kontrolsüz bir şekilde bu tip eylemlere hem yurtiçinde hem yurtdışında başvurulması mümkün görünüyor. Size gelecekte anlatacağım deyyus-u ekberin en büyük özelliklerinden birisi de bu konularda geçmiş tecrübelerinin olmasıdır.

- Bazıları 1 Ekim paylaşımımı neden yapmadığımı sormuşlar. O, bazı hükümet üyelerine yönelik bir paylaşımdı. Ancak sadat hükümetin bir parçası değil, bu yüzden o yasak kapsamında olmadığını düşündüğüm için yazdım. Ayrıca kendimi savunma hakkım doğmuştu.

- Çünkü bana saygısızca hitaplarda bulundular. Artık onlarla da ahiretlik olduk. Zaten diğer ahiretliğimi tanıyorsunuz. Beni küçültecektiniz he, benim onurumu yerlere düşürecektiniz. Kinim bitmeyecek. Benim kızım tek başına bile geceleri odasında yatabiliyordu.

- Şimdi odasında bile yalnız başına kalamıyor. Ve ben bu sahneye her şahit olduğumda adeta deliriyorum, ve çıldırıyorum. Ayrıca ben paylaşım yapmasam da ortaya çıkan her skandalda iyi bakarsanız beni görebilirsiniz. Ancak kafatasının içinde beyin yerine delikli gri sünger taşıyanlar maalesef aynı soruyu sorup duracaklar. Kardeşlerim, deyyus-u ekber muhabbetlerinde çok eğleneceğiz ancak şimdi iş yapmak zamanı, çalışmak zamanı. Unutmayın en iyi savunma, saldırıdır (sokaklarda değil, sosyal medyada). SADAKALLAHÜL AZİM"