Seçim öncesinde atama sözü, sonrasında 'bütçe yok' bahanesi: PDR'ciler norm düzenlemesi istiyor

PDR'cilere atama sözü veren iktidar, seçimden sonra "bütçe yok" dedi. soL'a konuşan PDR'ciler, "Neden devlet elindeki yetişmiş insan gücünü deprem bölgesindeki okullara yönlendirmiyor? sorusunu sordu.

Haber Merkezi

30 Eylül Ulusal Psikolojik Danışmanlar Günü'nde ülkemizdeki psikolojik danışmanlar Ankara'daki yürüyüş ve İstanbul'daki basın açıklamasıyla bugünü kutladılar. Kutlamanın yanı sıra dikkat çektikleri bir talepleri vardı. O da hem iş bekleyen psikolojik danışmanların hem de ruh sağlığı hizmeti bekleyen öğrencilerin kanayan yarası; PDR norm düzenlemesi... Ankara'daki basın açıklamasında Türk PDR Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yerine getirilmeyen PDR norm düzenlemesi sözüne vurgu yapılarak şu ifadeleri kullandı:

"Gerek katıldığı resmi programlarda gerekse televizyon programlarında, yazılı basına verdiği röportajlarda bu yönde atılan adımları tüm kamuoyu önünde açıkça ifade eden sayın Bakanın bu açıklamaları Milli Eğitim Bakanlığı'nın resmi web sitesinde de hala durmaktadır. Bu paylaşımlar ilgili değişikliğe ilişkin görev alanı kapsamında konunun en yetkili kişisi tarafından yapılan açıklamalardır. Kişinin değil devletin bakanının açıklamalarıdır."

Öncelikle PDR norm düzenlemesi konusunu Eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in sözleriyle hatırlayalım: "Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, türü ne olursa olsun 100 öğrencisi olan her okulda bir rehber öğretmen olması zorunlu olacak. Okullarımızda öğrencilerimizin psikolojik sağlamlıklarını sürekli desteklemeyi sürdüreceğiz." 

Seçim öncesi söz verildi, seçim sonrasında 'bütçe yok' denildi

Tesadüf o ki bu sözler 28 Mayıs seçimlerinden bir gün önce söylenmişti. Sandık kuruldu, oylar alındı ancak sözler tutulmadı. Aradan geçen beş aydan bu yana psikolojik danışmanlar söz verilen "PDR normu nerede?" sorusunu soruyor. Bakanlıksa uzun bir sessizliğin ardından çareyi "bütçe yok" bahanesinin ardında saklanmakta buldu. Verilen sözler ve açıklamalar sonrasında Ankara ve İstanbul'da bir araya gelen Psikolojik danışmanlar tutulmayan sözleri protesto etti.

soL'a konuşan bir psikolojik danışman basın açıklaması sonrasında, 6 şubat depremine dikkat çekti ve "depreminin travmatik etkilerini hala yaşayan toplumumuzda ne yazık ki işşiz psikolojik danışmanlar var" dedi. "Devlet neden elindeki yetişen insanları kullanmıyor" sorusunu soran danışmanın açıklamaları şöyle oldu:

"Bugün burada aslında basit bir neden için bir araya geldik. Okullarımızı bitirip mezun olduk. Devlet bizi psikolojik danışman olarak yetiştirdi. Ancak 6 Şubat depreminin travmatik etkilerini hala yaşayan toplumumuzda ne yazık ki işşiz psikolojik danışmanlar var. Şu an en az 25.000 okulda psikolojik danışman ve rehber öğretmen bulunmuyor. Neden devlet elindeki yetişmiş insan gücünü bu okullara yönlendirmiyor? Bizler bir an önce atanmamızın önündeki mevcut PDR norm engelinin kaldırılmasını istiyoruz ve her okula en az bir psikolojik danışmanın görevlendirilmesini talep ediyoruz. Bu talep yalnızca kendimiz için değil ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duyan milyonlarca öğrenci için."

Bakanlığın atama sözünden "bütçe yok" diyerek dönmesini değerlendiren danışman, sermayenin silinen vergi borçlarını, tarikat ve mafyalara akan paranın olduğu düzeni işaret etti:

"Doğrusu bunu bakanın halka atmak istediği bir çalım olarak değerlendiriyorum. Kolay yoldan konuyu kapatmaya çalışıyor ancak biliyoruz ki devletin elindeki kaynaklar her yıl vergi aflari ile büyük sermaye sahiplerinin, tarikatların, mafyaların cebini dolduruyor. Siyasetin dehlizlerinde bunlar dönerken devlet okullarındaki milyonlarca öğrenci niteliki ruh sağlığı hizmetlerinden yoksun kalıyor. Bizler artık verilen sözlerin tutulmasını psikolojik danışmanlar ile öğrencilerin bir araya getirilmesini istiyoruz."

Basın açıklaması sonrasında konuşan bir başka psikolojik danışmansa şunları ifade etti:

“Okul sadece akademik olarak hazırlama ve yetiştirme kurumu değildir. Öğrencilerin akademik başarısını sağlamakla birlikte; onların bireysel, sosyal, toplumsal ve aile sorunları ile de ilgilenmelidir. Bu boyutta psikolojik danışmanların gerekliliği yadsınamaz bir durumdadır. 

Her geçen gün artan akran zorbalığı, madde bağımlılığı, şiddet ve yaşanan doğal afetler bu gerekliliği ortaya koymaktadır. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda psikolojik danışmanlar çağdaş eğitim sisteminin vazgeçilmezi konumundadır. 

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması en büyük temennimizdir. Her çocuk özeldir, psikolojik danışma hizmetleri her çocuğun hakkıdır.”