Rusya'nın Ukrayna'dan ele geçirdiği Tokmak’tan izlenimler – 2

Sıra en hayati soruya geliyor: “Rus ve Ukrayna halklarının yeniden dost olabileceğini düşünüyor musunuz?”… “Evet, yapabilirler. Belki birkaç sene içerisinde…”

Okay Deprem

Ukrayna-Rusya Savaşı’nın son hızıyla devam ettiği bölgelerin başında gelen Zaporojye ilinin cephe gerisi kentlerinden birisi olan Tokmak’tan izlenimlerimizi, bir süre aradan sonra aktarmayı sürdürüyoruz. İki bölümlük serimizin bu ikinci kısmında bu kez, Tokmak şehrinin merkezinde sivillerle, yöre sakinleriyle gerçekleştirdiğimiz sokak röportajlarına, kısa söyleşilere yer veriyoruz.

Tokmak her ne kadar, iki seneyi aşkın bir süredir Ukrayna ordusunun düzenli olarak ağır silahlarla hedef aldığı ve şu ana kadar çok ciddi ölçüde ağır hasar verdiği, cephe hattına en yakın belli başlı yerleşim birimlerinden birisi olsa da, gene de her şeye rağmen bu ufak ve sevimli şehirde hayat devam ediyor. Ve biz de yazın başlarında ses kayıt cihazımızı bu sefer, savaşın göbeğindeki Tokmaklılara uzatıyoruz. 

Bombardımana çoktan alışmış gençler barışa inanıyor 

Şehir parkının orta yerinde ufak gazeteci grubumuzla birkaç genç kıza yanaşıyoruz. Öncelikle, vilayetlerinin Ukrayna tarafından kontrol edilen kısmına geçmek isteyip istemediklerini soruyoruz. Nedenlerini tam olarak dile getiremeseler de yanıtları net olarak “Hayır” oluyor. Sadece, “doğup büyüdükleri yerde kalmak istediklerini” dile getiriyorlar.

Genç kızlar sokaklarda güvenle dolaşabilecekleri, tatil vs. amaçlı dışarı bir yerlere gitmeye başlayabilecekleri zamanın gelmesini istiyorlar.

Ardından, Rus pasaportu alıp almadıklarını merak ediyoruz. 17-18 yaşlarındaki genç kızların hepsi de hâlihazırda Rus vatandaşı olmuş. O sırada “Bu noktadaki genel eğilim nedir?” diye soruyorum. Bu konudaki yöneliş ve tercihlerin oldukça farklılık arz ettiğini dile getiriyor içlerinden birisi. Ansızın en yakıcı suallerden birisine geliyorum: “Peki korkmuyor musunuz?”. “Artık değil…”.

'Rus ve Ukrayna halkları, hemen olmasa da birkaç sene zarfında dost olabilirler'

Dediklerine bakılırsa, şehre yönelik füze ve top saldırılarına nispeten hızlı alışmışlar. Gruptan gene ben sözü almak suretiyle, “onlara göre savaşın nasıl biteceğini ve dahası nasıl bitmesi gerektiği” sorusunu yöneltiyorum bu kez de. “İyi bir şekilde bitmesi ve barışın tesis edilmesiyle” deyip; “sokaklarda güvenle dolaşabilecekleri, tatil vs. amaçlı dışarı bir yerlere gitmeye başlayabilecekleri zamanın gelmesi” temennilerini ekliyorlar.

Sıra en hayati soruya geliyor: “Rus ve Ukrayna halklarının yeniden dost olabileceğini düşünüyor musunuz?"... “Evet, yapabilirler. Belki birkaç sene içerisinde…”

Devamında ise beklenmedik şekilde, Rusya’ya dönük kin ve nefret duygularının olduğu kadar, bunun daha ziyade üst yaş grubundaki yetişkin insanları kapsadığına dikkat çekiyorlar. 

'Küresel zenginler bu ihtilafın sürmesinden yanalar'

Rusya’nın iktidar partisi “Birleşik Rusya”nın “Rusya ile Birlikteyiz” adlı insanı yardım dağıtım noktasının önüne gidiyoruz. Buradaki ufak kuyrukta beklemekte olan ve genel grubun anlaması için orta seviye bir İngilizce ile sorulara cevap vermeye başlayan bir adam ile sohbete girişiyoruz.

Kuyrukta bekleyen adam "Özellikle bu savaştan çıkar sağlayan küresel zenginler bu ihtilafın sürmesinden yanalar" diyor...

Gruptan Avustralyalı bir gazeteci, “Batı dünyasına genel mesajlarının ne olduğunu” soruyor. Sorunun detaylı devamını beklemeksizin “Sizler, Batı orijinli silahlar için para veriyorsunuz ve bunlarla insanlar ölüyor. Eğer barış istiyorsanız, müzakere masasına oturur ve konuşursunuz. Bazı uzlaşı noktaları bulmak zorundayız. Yani silahlar olmadan… İnanın bana, o şekilde mümkün değil…” biçiminde konuşuyor.

“Evvela Minsk-1 ardından da Minsk-2 protokolleri gerçekleşmişti ve sonrasında 'İstanbul Mutabakatı' ortaya çıktı. Akabinde ise Boris Johnson Kiev’e uçmak suretiyle bunu iptal etmişti. Sivil bir vatandaş olarak, Batı’nın bu güvenilmez karnesini gözeterek, tüm bunların ardından artık yeni olası bir antlaşmaya güveniyor musunuz?”

“Başka bir yol yok ki… Bir önceki yılın nisan ayı öncesinde henüz burada Rus güçleri varken, dalgalanan Ukrayna bayraklarına dokunmuyorlardı henüz. O zaman onların bu bölgeyi almak gibi bir amaçları yoktu… Özellikle bu savaştan çıkar sağlayan küresel zenginler bu ihtilafın sürmesinden yanalar.”

'Aynı ülkedeyiz, aynı halkız; sadece taraflar bunu farklı biçimlerde tarif ediyor'

Bir yabancı muhabirin, “Her şeye rağmen Ukrayna’nın kendisinin umurunda olduğu tek ülke Rusya gözüküyor, ne diyorsunuz bu hususta?” demesi üzerine aynı genç adam devam ediyor:

“Bizler aynı ülkede sayılırız, aynı insanlarız. Tek farkla ki, her iki taraf da bunu değişik biçimde tarif ediyor. Düşman olan sıradan insanlar değil. Sadece birbirlerini öldürmeye gönderilen insanlar düşman olabilirler birbirleriyle….”

Bir de şöyle bir soru soruyoruz kendisine: “Batı’da, buralarda Putin’in adeta kafalarınıza silah dayamak suretiyle sizleri Rusya’yı desteklemeye zorladığı ve buradaki insanların aslında hepsinin de Ukrayna’ya gitmek / dönmek istediklerine dair yaygın bir propaganda var. Ne söyleyeceksiniz?"

“Açıkçası ben ve ebeveynim uzun süre boyunca Kırım’da yaşadık. Örneğin oranın Ukrayna’dan ayrılmak istediği kesinlikle bir propaganda değildi. Çünkü oraya Ukrayna hükümeti hiçbir gerçek hizmette bulunmamıştı. Okullar, hastaneler o dönemde kapanıyorlardı. Sadece orayı o devirde yönetenler memnundu, o da iyi para kazandıklarından dolayıydı… Ukrayna’da ne vardıysa Sovyet döneminden kalmaydı. İnsanlar çoktandır değişim istiyor, hayatlarının daha iyiye doğru dönüşmesini arzu ediyorlar…”

'Tokmak sakinlerinin yüzde sekseni Rusya’ya destek veriyor'

Birkaç dakika sonra gruptan birkaç kişi olarak, yolun karşı tarafına geçip, bir çeşmenin yanı başındaki ağaçlık alanda oturmakta olan bir dizi yetişkin adama sokuluyoruz. Çoğunun emekli olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Hızlıca sohbetimize girişiyoruz.

Ukrayna birliklerinin sivil yerleşim birimlerini hedef almasının arkasında, bölgede konuşlu olabilecek birtakım ağır silah sistemleri olup olmadığını öğrenmek istiyoruz. “Hakikaten de sivilleri sürekli suretle kim, kimler ne için vuruyor” şeklinde sorumuzu formüle ettiğimizde, “Sadece Ukrayna tarafı, özellikle korkutmak için, halkın memnuniyetsizliğini bu şekilde arttırıp, Rusya’ya karşı negatif duygular yaratmak maksadıyla” yanıtını veriyor aralarından biri. “Bizler ise Kiev’deki Banderist rejimden nefret etmeye devam ediyoruz” şeklinde sürdürüyor sözlerini. Tokmak sakinlerinin aşağı yukarı yüzde 80’inin Rusya’yı desteklediğini sözlerine ekliyor. 

'Ukrayna’nın egemenliği ve bağımsızlığından geriye bir şey kalmadı'

Seçimler konusuna geliyoruz, yani aynı zamanda bölgede de organize edilen, Rusya’daki en son başkanlık ve parlamento seçimlerine. Ahalinin yüzde 92’sinin seçimlere iştirak ettiğini söyleyen aynı adam şöyle devam ediyor:

“Ukrayna savaştan önceki tüm o yıllar boyunca bağımsız ve egemen olmuştu. Şimdi herhangi bir Ukrayna askerine, ne için savaştığını sorun. Ukraynalı olan hiçbir şey kalmamış durumda. Toprak yok, hiçbir şey yok. Hepsini Amerikalılara, Almanlara, vs. sattılar… Diyelim ki savaş bitti ve barış oldu. İş olmayacak, güç olmayacak. Tüm bu süre zarfında tüm Ukrayna milletvekilleri, idarecileri ise milyoner hatta milyarder oldular. Ukrayna’nın kendisi için savaşmak istiyorsunuz, ancak onun kendisi en başta ortada kalmamış durumda…”

Rus ve Ukrayna taraflarından herhangi birine karşı genel anlamda bir garez havasının hâkim olup olmadığını sorduğumuzda ise bunu “Bizler hepimiz Slavız, aynı halkız. Ortak dil bulmasını biliriz, bizler akıllı insanlarız. Tüm bunları siyasetçiler yaptı ve yapıyor" şeklinde cevaplıyor.

Not: Okay Deprem Tokmak bölgesini soL adına değil, bağımsız gazeteci sıfatıyla ziyaret etmiştir. soL, Deprem'in izlenimlerini yayımlamaktadır.