‘Roma’nın düşüşü’ ve sağlığı gasp edilenlerin öfkesi

Mangione'nin eylemi, ABD'de işçi sınıfının sağlık hakkı mücadelesinin radikal bir ifadesine dönüştü.

Mustafa Ersözlü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) en büyük özel sağlık sigortası şirketi olan UnitedHealthcare CEO’su Brian Thompson’un Aralık ayı başında öldürülmesi gündeme oturdu. Bu sağlık tüccarının ölümü mafyatik bir hesaplaşma ya da tutku cinayeti değildi. 

Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla cinayetin baş şüphelisi 26 yaşında, ‘iyi bir aileden’ gelen ve ‘iyi bir üniversiteden’ mezun olan Luigi Mangione isimli kişiydi. Mangione’nin sağlık şirketlerini ve yöneticilerini ‘parazit’ olarak tanımladığı notlarının bulunduğu, cinayette kullandığı mermiler üzerine şirketlerin insanların sağlık harcamalarını ödemeyi reddettiği kelimeler olan “Reddet, Savun, İfade ver” (Deny, Defend, Depose) ifadelerinin yazılı olduğu iddia edildi.1.    https://haber.sol.org.tr/haber/abd-bu-cinayeti-konusuyor-parazit-olarak…

Amerikan işçi sınıfı Mangione’ye beslediği sempatiyi sosyal medyada paylaşımlara yansıtır, çevrimiçi bağış kampanyaları yapar, duvar yazılarında “daha fazla CEO” talep ederken ve adil yargılanma hakkı için New York’ta mahkeme önünde eylem yaparken ana akım medya da sağlık sistemindeki ‘pürüzleri’ görmeye başlamak zorunda kaldı. 2.    https://www.forbes.com/sites/petersuciu/2024/12/16/social-media-sympath…3.    https://www.economist.com/united-states/2024/12/12/luigi-mangiones-mani…

Amerikan sağlık sistemindeki pürüzler ise ne Amerikan işçi sınıfı ne de dünya kamuoyu için yeni değil. Michael Moore 2007 tarihli Sicko filminde özel sigorta şirketlerinin ödemekten kaçındığı için karşılanmayan sağlık bakımı ihtiyacını kişisel hikayelere odaklanarak anlatır.4.    https://www.voanews.com/a/a-13-2007-06-29-voa53/404255.html Film aynı zamanda sağlık ihtiyacı olan sigortalılardan kaçırdıkları fonlara dayalı kazancın sürmesi için devasa kaynakların politikacılara lobicilik sistemiyle rüşvet olarak verilmesini de eleştirir.5.    York N. US health professionals demonstrate in support of Sicko. BMJ. 2007 Jun 30;334(7608):1338–9. doi: 10.1136/bmj.39258.421111.DB. PMCID: PMC1906621.

Amerika’da sağlık sisteminin karakterini piyasacılığı oluşturmaktadır. Sağlık hizmetleri büyük oranda bireyler veya işverenler tarafından ödenen primlerle özel sigorta şirketleri üzerinden finanse edilerek yine özel hastaneler ve hizmet sunucular tarafından sağlanmaktadır.6.    https://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/akif-akalin/saglik-sistem… 

Sağlık sigortacılığında 65 yaş üzeri yurttaşlar ve yıllık gelir düzeyi belli bir rakamın altında olan kişileri kapsayan Medicare/Medicaid sigortaları çoğu başlıkta kapsayıcı olmadığından ‘tamamlayıcı sağlık sigortası’ bu kesimler için de zorunluluktur.7.    Kılıç, B. Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Sistemi. Toplum ve Hekim. Kasım 1994. Cilt 9. Sayı 64-65. Sağlık bakımı harcamalarının yarısından fazlasını (%52) özel üçüncü şahıslar veya bireyler tarafından ödenen primler veya cepten ödemeler oluşturmaktadır.8 2023’te yapılan bir araştırmada yurttaşların %18’i karşılanacağını düşündüğü bir sağlık hizmeti için sigortadan geri ödeme alamamış ve %27’si de beklenenden az geri ödeme alabilmiştir.8.    Çağlayan, Ç. COVID-19 Pandemisi ve ABD Sağlık Sistemi, Toplum ve Hekim. Ocak-Şubat 2022. Cilt 37 Sayı 1. Bu istatistikler Mangione’ye nüfusun dörtte birinin neden sempati duyabildiğini anlamamızı sağlıyor.9.    https://www.azfamily.com/2024/12/20/1-4-americans-sympathize-with-luigi…

Yurttaşlar için hal bu iken şirketler ne durumdadır? Pazar payının %15’ine sahip UnitedHealthcare sağlık tekeli UnitedHealth gruba bağlı. 2024 yılında 460,3 milyar dolarlık piyasa değeriyle grubun en büyük gelire sahip 500 şirket içinde bazı petrol tekellerini geride bıraktığını söyleyerek gasp edilen sağlık hizmetinden elde edilen zenginlik özetlenebilir.10.    https://en.m.wikipedia.org/wiki/UnitedHealth_Group

Son dönemde ABD’nin emperyalist hegemonyada konumunu kaybetme riskine ve toplumsal eşitsizliklerle belirginleşen çürümeye atıfla ‘Roma’nın düşüşü’ ve ya ‘çöküşü’ benzetmesi yapılageliyor. Trump’ın yeniden iktidara gelmesi de bu benzetmeyi bir kesimde canlandırırken, bütün teknolojik ilerleme ve biriken servete rağmen kendi yurttaşlarının önemli bölümüne sağlık hizmeti sun(a)mayan bir toplum için çöküş benzetmesi pek de haksız gözükmüyor. Yeni başkanın eski politikalarına bakılırsa da işçi sınıfının sağlık hakkı konusunda da neden umutsuz ve öfkeli olduğu anlaşılıyor.11.    https://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/akif-akalin/trumpin-sagli… Muhtemelen bu umutsuzluk zemini de haklı öfkenin bireysel radikal eylemlerle ifadesine yol açıyor.

Thomas Cole tarafından 1833-1836 yıllarında yaratılan "The Course of Empire" isimli beş tablodan oluşan seriden biri.

Ülkemizde de sağlık sisteminde özel sektörün payı artarken ABD’den dinlediğimiz hikayeden ne öğrenebiliriz? Kamusal sağlık sigortası olan Genel Sağlık Sigortası (GSS) kasasında işçilerin maaşlarından kesilen primlerle biriktirilen kaynak sağlık harcamalarında ana kaynağı oluşturuyor. GSS bütçesinden özel hastanelere yapılan harcamaların pandemi öncesi ve sonrasında sık sık soruşturmalara konu olduğu ve ‘Yenidoğan çetesi’ olarak kamuoyuna yansıyan olaylarda ne kadar önemli bir yerde durduğu hatırlanırsa konunun önemi daha iyi kavranabilir. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) ise GSS’nin kapsamadığı hizmetleri karşılamakta ve cepten sağlık harcamalarının üçte birinin cepten ödendiği ülkemizde 2023’te sağlık sigortalı sayısı 4 milyon kişiyi aşmıştır. 2015 yılından 2020 yılına kadar TSS primlerinin 14 kat arttığı düşünülürse ‘anlatılan bizim de hikayemizdir’ demek için çok da erken sayılmaz.12.    Başoğlu, B. (2021). Türkiye'de tamamlayıcı sağlık sigortaları prim üretimi ve özel sağlık sigortaları sistemine katkıları açısından değerlendirilmesi. [Complementary Health Insurance Premium Production in Turkey and the Evaluation of Their Contributions to the Private Health Insurance System] Selcuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (46), 108-123.

Bu olayda ortaya çıkan öfkeye ve taraflaşmaya bakılırsa Roma’nın düşüşünün bu sefer ‘içindeki barbarlar’ yani güvencesiz çalışan, sağlık hizmetine ulaşma hakları gasp edilmiş ve evsizlik tehlikesi altında olan Amerikan işçi sınıfı eliyle olacağı günler uzak değildir.13.    https://haber.sol.org.tr/yazar/abdnin-yolcu-ucaklari-teroru-11035