Pfizer'in şarlatanlığı, medyanın sefaleti

Pfizer CEO'su 'yüzde 90 etkili aşı' müjdesi verdi, hisseleri tavan yaptı. Öte yandan ortada sözü geçen etkiyi gösteren bir araştırma sonucu yok.

Mehmet Kuzulugil

Geçtiğimiz günlerde ülkemiz medyası bir müjde daha patlattı: Pfizer CEO'su Albert Bourla "Türk" ortağı BioNTech ile birlikte geliştirdikleri aşının yüzde 90 oranında etkili olduğunu açıklamıştı.

Bourla "Bugün bilim ve insanlık için harika bir gün" demişti.

Aslında müjde sadece Türk medyasında yer bulmadı kendine. CEO'nun açıklamasının ardından ABD'de şirketin hisseleri yüzde 14 yükseldi.

Hatta öyle ki, Business Insider adlı yayının yaptığı bir başka habere göre Pfizer hisselerinin yükselişine paralel olarak Zoom Video Communications şirketinin hisseleri yüzde 20 değer kaybetti: Aşının bulunmasıyla birlikte evden çalışmanın hızla yaygınlığını yitireceğini ve Zoom çevrimiçi görüşme platformunun kaybedeceğini düşünmüştü piyasalar!

Pfizer, Zoom, Business, borsa, hisse senetleri... Ve ülkemiz basınının "ana akım" yandaşları.

Bunları yan yana getirince midemizin bulanmaması, sorgulamamamız mümkün değildi.

Sorguladık ve ulaştığımız sonuçlar bizi bile şaşırttı.

Konuyla ilgili İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Selim Badur'un görüşüne başvurduk. Görünen o ki, Pfizer'in sözü geçen aşıyla ilgili açıkladığı ve sonuç bildiren bir bilimsel rapor yok, yapılan basın açıklamasında yer alan bilgilerde aşının üçüncü fazda "etkili" olduğunu ortaya koyan, bu iddiayla ortaya çıkan bir veri de yok.

Henüz test sonuçlarıyla ilgili bilinen hiçbir şey yok

Yapılan çalışmada 43,538 kişi deneye katılmış, bunların yarısı denenen aşıya, diğer yarısı da plasebo denilen aktif aşı maddesi içermeyen preparata maruz kalmış. Bunların şimdilik 94'ünün Covid-19'a yakalandığı belirtilirken, yakalananların kimlikleri, aşı ya da plasebo grubunda olup olmadıklarına dair bir bilgi açıklanmış değil. Esasen deney düzeneklerine ilişkin standartlar gereği bu bilgiye şu aşamada kimse sahip de değil!

Pfizer CEO'sunun yaptığı açıklama şirket hisselerini patlatıp, dünya medyasında özel bir yer kapladı ama bunun ötesinde bir anlamı olduğu tartışmalı.

Pfizer ve BioNTech bir aşı üzerinde çalışıyor ve bu aşı testlerde son aşamaya gelmiş durumda. Bu aşamada aşı büyük sayılarda insan üzerinde deneniyor. Denemelerde uygulanan maddenin aşı olduğu ve olmadığı insan grupları yer alıyor ve aşı olanların Covid-19'a yakalanma açısından aşı olmayanlarla karşılaştırması yapılıyor.

Sadece testlere katılan insanlar değil, onlara "maddeyi" uygulayanlar da aşılanmış olup olmadıklarını bilmiyorlar! Üstelik bu test sonuçlanana kadar böyle devam ediyor. (Bu aşı testleri için standart bir uygalama. Araştırmanın doğruluğu ve tarafsızlığı için böyle yapılması gerekiyor.)

Selim Badur konuyla ilgili soL'a şu açıklamayı yaptı:

Pazartesi günü Pfizer yetkililerince yapılan açıklamalara ait değerlendirmemi sordunuz. Söz konusu basın açıklamasından benim çıkardığım noktalar şöyle: Pfizer-BioNTech ortak aşı üretim projesinin 3. faz çalışmaları temmuz ayı sonunda başlamış idi. Şimdiye dek toplam 43.538 gönüllünün bir bölümüne mRNA teknolojisi uyarınca hazırladıkları aşı, kontrol grubunu oluşturan diğer bölüme ise plasebo dediğimiz, aktif aşı maddesini içermeyen preparat uygulanmıştır. Geçen süre sonunda tüm gönüllüler içinde 94 kişide COVID-19 enfeksiyonu oluştuğu saptanmıştır. Ancak bu 94 hastalanan kişinin aşı mı, yoksa plasebo uygulananlardan mı olduğu belirtilmiyor; %90 gibi bir etkinlik oranı, ancak aşı uygulanan gönüllülerden sadece 8 kişide COVID-19 enfeksiyonu saptanır ise geçerli olacak bir orandır. Öte yandan açıklanan etkinlik oranı için, 2. aşı uygulamasını takip eden 7. günün bulguları olduğu belirtilmekte. Kısacası bu açıklama sadece bir basın duyurusu olup, gerçek değerlendirme, tüm gönüllüler arasında 164 kişide enfeksiyon olduğu saptandıktan sonra sonlandırılacaktır ve henüz bu aşamaya gelinmemiştir.

Bilimsel geçerliliğinin olabilmesi için, çalışmanın tamamlanması (yukarıda belirttiğim nedenlerden ötürü, çalışmanın sonuçlandığını söylemek olası değildir), nihai raporun bilimsel-hakemli bir dergide yayınlanması gerekir.

Şu an için sahip olduğumuz bilgi, ARA sonuca ait BASIN açıklamasına aittir.

Fransa'da Nantes-Angers'deki CNRS merkezi başkanı BRUNO PITARD bu açıklamayı: "Gayet ümit verici ve sevindirici bir haber; ancak bu sadece bir basın açıklaması ve basın açıklamaları borsaya hitap eder" şeklinde değerlendirmiştir.  Aynı ülkeden, Cochin-Pasteur kuruluşunda görevli ODILE LAUNAY ise: "Bu sonuçlar çok ümit verici olmalarına karşın, henüz yolun başındayız ve yanıtlanması gereken daha çok soru var" şeklinde değerlendirmede bulunmuştur.

Kısacası, bir basın açıklamasına dayanarak "tamam, aşı hazır, artık korkmamıza gerek kalmadı; bu sorun bitmiştir" demek için henüz erken bir aşamadayız; elimizde kesin-bilimsel veriler yoktur; umarım kısa sürede çalışmalar olumlu biçimde tamamlanır ve aşı üretimine geçilebilir. Ancak şu an için bu aşamaya gelindiğini söylemek abartılı olacaktır.