Peker intiharın sorumlusu 'Soylu' demişti: Dosyanın akıbeti belli oldu

Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan intiharının sorumlusunun Süleyman Soylu olduğu iddia edilmişti. Peker'in gündeme getirdiği iddia sonrası soruşturma kapatıldı.

Haber Merkezi

Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın 31 Temmuz 2017'deki intiharı ülkücü mafya Sedat Peker'in "sorumlu Soylu" açıklaması sonrası yeniden gündem olmuştu.

 iddiaya göre, Hakan Çalışkan’ı intihara sürükleyen olay, Soylu’ya yakın bir ismin gözaltına alınması sonrası Soylu'nun talimatıyla usulsüz şekilde serbest bırakılması ve bu süreçte yaşanan olaylardı.

Soylu'nun tüm bu gelişmeler nedeniyle Mustafa Çalışkan'ı ve doğrudan Berat Albayrak'ı suçladığı belirtiliyordu. 

Yani işin bir tarafında baskılar sonrası intihar eden bir polis, diğer tarafında Berat Albayrak ve Soylu gerilimi var deniyordu.

İşte o soruşturma sonuçlandı, Hakan Çalışkan'ın intiharına ilişkin başlatılan soruşturma kapatıldı.

Konuya ilişkin Halk TV'de bir köşe yazısı kaleme alan İsmail Saymaz, şu ifadeleri kullandı:

***

"Kırk yaşındaki emniyet müdürü ne yaşandı da, eşine "Seni çok seviyorum birtanem" diye yazdıktan sonra silahıyla hayatına son verdi?

O geceye dönelim.

Yol kontrolünde çıkan savaş

Komiser Özcan Balcı'nın amirliğindeki polisler Silivri Bölge Trafik İstasyonu'nda yol kontrol noktası kurmuştu.

Saat 00.30'da Silivri'den İstanbul yönüne seyreden bir araç çevrildi.

Araçta Hızır ve Osman Kaptan adlı işadamı kardeşler vardı.

Hızır Kaptan, farklı bir kimlik bildirdi.

Ancak Hızır Kaptan hakkında Gaziosmanpaşa 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde orman işgali suçundan yakalama kararı çıkarıldığı anlaşıldı.

Kaptan, eski İçişleri Bakanlığı Koruma Dairesi Başkanı Ekrem Gülen'i aradı. Gülen'in telefon açtığı Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın devreye girmesiyle Kaptan'lar bırakıldı.

Fakat bir polisin haber vermesi üzerine Terörle Mücadele Şubesi, “Aranan şahsı nasıl bırakırsınız!” diyerek tutanak tuttu.

Hakan Çalışkan'ı İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan aradı.

Saat 03.30'u geçiyordu ki Çalışkan'ın makam odasından bir el silah sesi geldi.

İntihardan sonra iki soruşturma açıldı.

İlki, intihara yönlendirme suçuna ilişkindi.

İkincisi Kaptan'ları bırakan Hakan Çalışkan ile Komiser Özcan Balcı hakkında görevi kötüye kullanmak suçundandı.

İki dosya yaklaşık dört yıl uyutuldu.

Ta ki...

Sedat Peker yeniden açtı

Sedat Peker, 2 Mayıs'ta başladığı video ifşaatlarında Çalışkan'ı intiharından Soylu'yu sorumlu tuttu.

Soylu'ya 24 Mayıs akşamı Habertürk TV'te Silivri Olayı'nı sordum.

Kaptan'ın Gülen'i aradığını doğruladı ve şu yanıtı verdi:

"Dedi ki Koruma Daire Başkanı, Hızır ve Osman Kaptan'ın annesi kalp krizi geçirdi. Mahkemesi varmış, polis durdurmuş. ‘İlgilen arkadaşlarla konuş, ne yapabilirsen' (dedim.). Benim bildiğim bu kadar."

'Kendi kusuru' sonucu!

Silivri'deki iki dosya Peker'in açıklamalarından sonra olağanüstü şekilde hız kazandı.

Diyeceksiniz ki, dava mı açıldı?

Aksine Çalışkan'ın intiharına ilişkin soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Üstelik dördüncü ölüm yıldönümünden bir gün sonra: 1 Ağustos 2021'de.

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na göre, Çalışkan'ın ölümünde ne bir cinayet izi ne de intihara azmettirme var.

Karar şöyle:

"İntiharı sağlamaya yönelik veya bu kararı destekleyici eylem ve söylem bulunmadığı gibi, bunu ispat edecek bir not, mesaj veya delil elde edilememiştir. Çalışkan'ın iş dolayısıyla sorunlar yaşadığı kabul edilse dahi başka bir kişinin yönlendirme suçuna vücut verecek eylem ve söylemi tespit edilemediği, ölümün tamamen kendi kusurundan kaynaklandığı..."

Koruma Müdürü: Yardımcı olunmasını istedim

Görevi kötüye kullanmaktan açılan diğer soruşturmada Koruma Şube Müdürü Ekrem Gülen'in ifadesi alındı.

Gülen, gece Osman Kaptan'ın arayıp "Annem kalp krizi geçirdi" dediğini, kimliklerinde sorun çıktığını ve yardımcı olmasını istediğini ifade etti. Durumu öğrenmek için Çalışkan'ı aradığını belirten Gülen, "Uygulama noktasında Hızır ve Osman Kaptan'ın kaldığını, annelerinin ağır hasta olduğunu, bir karışıklık yaşanmış olabileceğini" söyleyerek, bilgi aldığını anlattı. Gülen, hastanedeki anneleriyle iletişim sorunu yaşarlarsa yardımcı olunmasını söylediğini belirtti.

Gülen, Çalışkan'ın "kişilerin annesinin kalp krizi geçirmiş olması, ikametlerinin belli olmasını dikkate alarak vicdani bir kanaatle inisiyatif aldığını," yani serbest bıraktığını söyledi.

Komiser Balcı: Üç kez telefon geldi

Komiser Özcan Balcı da Kaptan'ların durdurulması üzerine Çalışkan'ın aradığını, "Bu şahıslar kaçak değil. Mahkemeye gidecekler. Telefonlarını al ve bırak" dediğini söyledi.

Buna rağmen bırakmadığını vurgulayan Balcı, Çalışkan'ın bir daha aradığını, "Bazen adliye sisteminde hata olabiliyor, katipler yakalamayı düşmeyebiliyor. Bırak gitsinler" dediğini kaydetti.

Balcı, iki kardeşi Çalışkan'ın üçüncü araması üzerine bıraktığını ifade etti. Bu işlemin yanlış olabileceğini düşündüğü için Çalışkan'ı aradığını belirten Balcı, müdürün "Rahat ol, sorumluluk bende" dediğini ekledi.

Komiser Balcı'nın avukatı Serdar Balcı, uygulama noktasında Hızır Balcı'nın Koruma Müdürü Gülen ile görüştüğü anların cep telefonuyla çekilen videosunu savcılık dosyasına sundu.

Kaptan, telefonda Gülen'e şunları söylüyor:

"Ben ifade vermemiştim, ondan dolayı sorgulama olursa alırlar beni. Silivri'de karakoldayım, çevirmedeyim."

Kaptan, odadaki polislere "Hangi karakol burası?" diye soruyor.

Polisler uygulama noktası olduğunu belirtiyor.

Kaptan, bilgiyi Gülen'e aktarırken, polislere bakanlığın koruma ofisiyle görüştüğünü söylüyor.

Ortamda şu diyalog yaşanıyor:

1. Polis: Gaziosmanpaşa 6. Asliye Ceza Mahkemesi. Mahkemeye gitmediğin ifade. Başka bir şey değil.

Hızır Kaptan: Ben de onu diyorum.

1. Polis: Ne olacak, karakolda oturursun, sabah ifade verirsin.

Hızır Kaptan: Niye oturayım karakolda, niye diyoruz sorgulama bizi.

Polis: Ne yapacaksın, gitsen böyle almazlar ki.

2. Polis: Yalanda beyanda bulundun.

Kaptan: Ne edeyim, geçip gideyim diye bulundum.

1. Polis: Neyse uzatmaya gerek yok, bu sefer yalan beyana takacağız, bin tane iş çıkacak.

Osman Kaptan: Abi yanında mı telefonun?

Hızır Kaptan: Koruma müdürü aradı.

1. Polis: Tamam karakola gidersiniz, karakoldan bırakırlar. Gerekirse orayı ararsın. Karakoldan görüşür o. Kimle görüştün sen?

Osman Kaptan: Koruma Müdürü aradı şimdi.

1. Polis: Tamam, onu ararsın iki dakikada, hemen şey yapılır.

Osman Kaptan: Abi bitti mi işin?

Hızır Kaptan: Şimdi arıyor burayı.

'Kaçınılmaz hata'

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Komiser Balcı yönünden de 8 Ekim'de kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kararda, Çalışkan'ın talimat ve yönlendirmelerinin Balcı'da suçun oluşmasında eksik veya yanlış bilgi sahibi olmasına neden olduğu, kaçınılmaz hataya düştüğünün kabul edilmesi gerektiği, suçun kasten işlenebilecek bir suç olduğu, (Balcı'nın) kasten haraket etmediği, dolayısıyla suçun unsurlarının oluşmadığı belirtildi.

Çalışkan öldüğü için 26 Haziran 2021'de hakkındaki dosyanın düşürüldüğü anlaşıldı.

Çalışkan yaşasaydı, ihtimal bu davada yargılanacaktı.

Hızır Kaptan'a gelince...

Kaptan sözünü tuttu ve bir gün sonra mahkemeye giderek ifade verdi.

Annesi 9 Ağustos'ta vefat etti.

Kaptan ise yaşanan tartışmaları hiç görmedi.

Çünkü Peker'in ifşaata başlamasından üç gün önce hayatını kaybetti."