OSB'lerde elektrik kesintileri kapıda: ‘Bu bir yönetim krizine işaret ediyor’

soL, gündeme yerleşen OSB elektrik kesintilerini TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz’a sordu, Türkyılmaz, bir ‘yönetim krizini’ işaret etti.

İsmail Sarp Aykurt

Ülkede son dönemde hem elektrik zamları hem de elektrik kesintileri konuşuluyor.

Doğalgazdaki kesinti krizinin ardından önümüzdeki günlerde İstanbul, İzmir, Bursa başta olmak üzere tüm Türkiye’de organize sanayi bölgelerinde (OSB) 3 güne varan elektrik kesintileri yapılacağı öğrenilirken, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) yaptığı açıklamada OSB'lere elektrik kısıtlaması yapmaları uyarısında bulunurken, yalnızca aydınlatma ve ısınma amaçlı kullanılabilecek kadar enerji çekimine izin verileceği söyleniyor.

soL, yaşanan sıkıntının gerçek kaynağının ne olduğunu TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz’a sordu.

Türkyılmaz, bu tür sorunlar için “asla olmaz” diyemeyeceğini ve arıza ihtimalinin her zaman olduğunu ancak bu durumun bir “yönetim krizine” işaret ettiğini söyledi.

Türkyılmaz, elektrik kesintilerine ilişkin şöyle konuştu:

'Çalışan bir sistemde arıza ihtimali hep var’

“Çalışan bir sistemde arıza ihtimali her zaman vardır. Elektrik iletim sisteminde de olağanüstü koşullarda hat kopması, direk devrilmesi vb. her zaman mümkündür. Türkiye’ye doğal gaz temininde aralık ve ocak aylarında hep kesinti olmuştur. Ancak bahanesi de çoktur. Ülkemize doğal gaz veren ülkeler bunu hep kullanmışlardır”.

‘Sorunları çözebilmek için hazır olmak gerekir’

Sorunları çözebilmek için enerji akışındaki değişikliklerin önceden planlaması gerektiğinin altını çizen Türkyılmaz, “Bunları çözmek için iyi bir işletmeci olarak hazır olmak gerekir. Santral bakımları yapılmalı, arızalar giderilmeli, yedek güçler ayrılmalı, çift yakıtlı çalışabilen santrallarda  gerekli  hazırlıklar  yapılmalı  ve  enerji akışındaki değişiklikler önceden planlanmalıdır. Yoksa kesinti  ve kısıntılar  kaçınılmaz olur” ifadelerini kullandı.

TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz

‘Dışa bağımlılık ve yanlış enerji politikalarının bir sonucu...’

Öte yandan TMMOB Makine Mühendisleri Odası bir açıklama yayımlayarak “Sanayi kuruluşlarına verilen gazın kesilmesi ve elektrik kesintilerinin nedeni iktidarın hatalı enerji politika ve uygulamalardır” ifadelerini kullandı.

 “İran’dan gaz akışının aksaması, bütün ülkede gaz ve elektrik kesintilerinin gerekçesi olamaz” denilen ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener’in imzasıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

‘Maliyetler ve zaten çekilmez olan hayat pahalılığı artacak’

BOTAŞ tarafından 20.01.2022 tarihinde yapılan bir açıklamada; “Gürbulak-Ağrı Giriş Noktasından sağlanan doğal gazın, İran tarafındaki doğal gaz iletim hattında meydana gelen bir arıza nedeniyle 20.01.2022 tarihinden itibaren 10 gün süre ile sağlanamayacağı” ve “Elektrik ve doğal gaz sistem dengesinin korunması amacıyla yüksek tüketimi olan sanayi tesisleri ve elektrik santrallerin doğal gaz tüketiminde kısıtlamalar yapılacağı” belirtilmişti. 

Bu durum doğalgaz depolamasının yetersizliğini ortaya koyması yanı sıra dışa bağımlılığın ve yanlış enerji politikalarının açık bir sonucudur. Sanayide gaz ve elektrik kesintilerinin üretimi durduracağı, maliyetleri artıracağı ve zaten çekilmez olan hayat pahalılığını artıracağı da açıktır. 

Doğalgazın Türkiye’nin birincil enerji arzında payı yüzde 27,1’dir. 2021’in ilk on bir ayında tüketilen elektriğin üçte biri, doğalgaz yakıtlı santrallarda üretilmiştir. Yaşamımızda bu kadar önemli yeri olan doğalgazda, yüzde 99 oranında dışa bağımlıyız. 2020’de doğalgaz ithalatının üçte biri Rusya Federasyonu’ndan, dörtte biri Azerbaycan’dan yapılmış, İran’ın payı ise yüzde 11 olmuştur. 

BOTAŞ verilerine göre, ülkemizin günlük kuramsal gaz giriş kapasitesi; boru hatlarından 199 milyon, LNG tesislerinden 77 milyon, FSRU tesislerinden 56 milyon, depolama tesislerinden 48 milyon m3 olmak üzere toplam 360 milyon m3’dür. Bu durumda, İran’dan gelen 28,5 milyon m3 gazın kesilmesi, kapasitede yalnız yüzde 8 azalması sonucunu verecektir. 

Oysa uygulamada durum daha farklıdır. BOTAŞ’ın günlük 360 milyon m3 rakamının gerçekleşmesi için, bütün boru hatlarının dolu olması, gazın sözleşme değerlerine uygun olarak eksiksiz gelmesi, bütün FSRU ve LNG limanlarında LNG tankerlerinin tam kapasitede sorunsuz boşaltıyor olması ve doğalgaz depolarının tam olarak dolu olması gerekir. 

‘Hatalı karar ve uygulamalardan geri dönülmeli’

Ayrıca, bu rakama dahil olan ancak halen boşta bekleyen ve yıllık kapasitesi 6,5 milyar m3 olan Azerbaycan-Erzurum hattına Azerbaycan’dan gazın gelmesi ve BOTAŞ şebekesine gaz verebilmesi de lazımdır. Enerji yönetimi bu hattan temin edilen gazın daha yüksek fiyatlarla ve ilave taşıma bedelleri ile Eskişehir’den alınmasına yönelik hatalı karar ve uygulamadan derhal dönmelidir. 

İran’dan gaz arzının ileride de herhangi bir nedenle aksaması olasılığına karşın, Güney, Güneydoğu ve Doğu illerinin gazsız kalmaması için: 

  • Azerbaycan’ın Türkgözü giriş noktasından Erzurum'a gelen boru hattından uygun koşullarda gaz temininin sağlanması,
  • Mevcut kompresör istasyonları ve boru hattı şebekesinin çift yönlü çalışmasına imkan verecek yatırımların hızla sonuçlandırılması, şebekelerdeki eksik yatırımların tamamlanması,
  • Bölgede doğalgaz deposu olarak kullanmaya uygun formasyonların araştırılması gerekmektedir.
  • Kesintilerde Türkiye’nin gazsız kalmaması için mevcut depolama tesis projeleri bir an önce bitirilmelidir.

‘Milyonlar tahsil eden santraller devreye girmeli’

Diğer taraftan, her ne nedenle olursa olsun, faaliyetleri süreklilik arz eden sanayi kuruluşlarına gaz ve elektrik arzının üç dört günlük sürelerle kesilmesi sanayiye darbedir, kabul edilemez. Doğalgaz temininde güçlük çeken kamu elektrik üretim tesislerinin, fuel-oil vb. alternatif yakıtlarla üretimini sürdürmeleri sağlanmalıdır.

Kapasite mekanizması yöntemi ile çalışmadıkları aylar-yıllar için kamudan adeta haraç olarak milyonlar tahsil eden santrallar da derhal devreye girmelidir. 

Bu vesile ile belirtmek isteriz; ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasının köklü çözümü, toplum çıkarlarını gözeten kamusal planlama ve kamu hizmeti yaklaşımı ile enerjinin azami ölçüde yenilenebilir kaynaklara dayalı etkin ve verimli temini, iletimi ve dağıtımından geçmektedir. 

‘Toplumcu ve enerji politikalarına yönelmek şart’

Enerji ihtiyacımız, bu çerçevedeki toplumsal, kamusal, ulusal çıkarlar temelindeki bir planlama sistematiği ve uzun vadeli öngörülerle, düşük maliyetle üretim ve dağıtım yoluyla geniş kesimlerin sürekli ve en ucuz şekilde yararlanmasına imkân verecek biçimde karşılanmalıdır. Kâr odaklı üretim, iletim, dağıtım ve satış politikasının reddedilmesi gerekir. 

Toplumun enerji ihtiyacını güvenli ve en ucuz biçimde karşılama amacını gözeten kamucu, toplumcu enerji politikalarına yönelmek gerekmektedir. Başka türlü dışa bağımlılıktan, kesintilerden, fahiş fiyat artışlarından ve zincirleme hayat pahalılığından kurtulmak mümkün değildir.