İstanbul Beyoğlu’nda 2 Haziran 2010 günü narkotik polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra işkence gören ve Emniyet'e 3 hafta sonra tekrar ifadeye çağrılınca intihar eden Onur Yaser Can’ın ölümüyle ilgili görülen davada yeni bir gelişme yaşandı.
Onur Yaser Can'a adalet için açılan sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre davada 14 yıl sonra işkenceye yargı yolu göründü.
Takipsizlik kararının kaldırılmasıyla Can'ın takip, taciz ve tehdit edilerek intihara sürüklenmesi fiillerini işleyen Emniyet görevlilerinin işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından yargılanacak.
'Yaser Can'ın ölümüne, ailesinin yok olmasına neden olanları, adaleti daha fazla geciktirmeden sorgulayacak'
Onur Yaser Can'a adalet için açılan X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı:
“Vurgulamak gerekir ki, sanık polislere kalkan olan takipsizlik kararının kaldırılmasına dayanak olan deliller, hayatına son veren Onur Yaser Can'ın artık hayatta olmayan anne ve babası Mevlüt Can ve Hatice Can tarafından yaşadıkları acıya rağmen insan üstü bir çabayla 14 yıllık sorgulama ve yargılama sürecinde yetkili mercilere defaatle sunulmuş, ancak görmezden gelinmiştir.
Bugün bu karar ile, Onur Yaser Can’ın işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı altında sorgulanması, ifade tutanaklarının tehditle, zorla, birden fazla kez değiştirilmesi ve sonrasındaki 21 günlük süreçte sürekli takip, taciz ve tehdit edilerek intihara sürüklenmesi fiillerini işleyen emniyet görevlilerinin işkence, cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçlarından yargılanmalarının yolu, bu fiillerin işlendiği 2010 yılından 14 yıl sonra, nihayet açılmıştır.
Can ailesi ve avukatlarının 14 yılı aşkın süredir ısrarla ve kararlılıkla sürdürdükleri hukuk mücadelesi sonucunda verilen bu karar, Türkiye'de insan hakları hukukunun gelişiminde, işkenceye ve cezasızlığa karşı verilen mücadelede kritik öneme sahiptir ve emsal teşkil edebilecek niteliktedir. Takipsizlik kararının kaldırılması sonrası hukuki, ahlaki, vicdani her türlü sorumluluk, Onur Yaser Can'ın ölümüne, ailesinin ise yok olmasına neden olanları, adaleti daha fazla geciktirmeden sorgulayacak, yargılayacak olan yetkililerdedir. Avukatlarımız ve desteklerini esirgemeyen hak savunucuları ve değerli basın emekçileri ile süreci takip etmeye ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.”
Ne olmuştu?
ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bundan iki gün sonra, "tutanaklarda eksiklik olduğu" gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. 23 Haziran 2010’da üçüncü kez ifadeye çağrılan Can aynı gün intihar etti. İntiharının ardından annesi Hatice Can, oğlunun pantolonunun arka cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına ilişkin ifadelerin yazılı olduğu bir not buldu.
Anne Hatice Can da 2014 yılında intihar etti. Baba Mevlüt Can ise sağlık sorunlarından dolayı 2019 yılında hayatını kaybetti.
Onur Yaser Can’ın intiharıyla ilgili yargılamada 2 polis, “evrakta sahtecilik” suçlaması ile 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay kararı bozdu ve yargılama yeniden başladı. Polisler, ayrı ayrı 6 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak İstanbul 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi, 4 polis ve 1 bilirkişi hakkında daha suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. İstanbul Valiliği, soruşturma izni vermedi.
Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can’ın itirazı üzerine istinaf mahkemesi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı Temmuz 2021’de kaldırdı.
Dört polis ve bir bilirkişi hakkındaki yargılamanın ilk duruşması 30 Eylül 2022'de yapılmıştı.