Ülkenin gündemi organize bir şekilde hayattan koparılan 8 yaşındaki Narin Güran.
Medyanın da siyasetin de kamuoyu vicdanının da sorgulandığı, sorgulanması gereken günlerde Narin üzerinden nemalanmaya çalışanların sayısı giderek artıyor.
Avusturya’da "kara para aklama, dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik" gibi suçlardan tutuklanan ve geçen yıl ABD'ye iade edilen Sezgin Baran Korkmaz da o isimlerden biri.
Korkmaz, Narin'in bulunma haberini verecek gazeteciye 1 milyon TL vereceğini açıklamıştı. Ölüm haberinin ardından, Eylem Tok'un oğlu Timur Cihantimur'un yaptığı kazayla ilgili haberle gündeme gelen Rojda Altıntaş'a avukatları aracılığıyla 3 milyon TL göndereceğini X'te yaptığı paylaşımla duyurdu.
Altıntaş önce parayı kabul etti, tepkilerin ardından "bana değil, ödemeler doğrudan kırtasiyelere yapılacak" dedi.
Korkmaz'dan imaj çalışması
Açıkça imaj düzeltme çalışması yürüten Korkmaz açıklamada şunları söyledi:
"Sevgili Rojda Altıntaş… Narin’in bulunması ve sağsalim evine geldiğininin müjdesini bana verecek kişiye ödül vereceğime söz vermiştim. Ne yazık ki alçaklar karanlık dehlizlerde kıydılar yeğenime
Senden bir ricam olacak; aydınlık yarınlara topluma ve vatana hayırlı birer evlat olabilmeleri için onlara bilimin ışığında küçük de olsa okul ihtiyaçlarını karşılaman için kabul edersen Amerika’daki avukatlarım sana 3 milyon TL gönderecek.
Özel bir ricam daha var senden; çocuklara renkli boya kalemleri ile Yaşar Kemal’in 'Kalemler' kitabını alırsan benim adıma sana minnettar olurum."
Altıntaş, Korkmaz'ın çağrısına olumlu yanıt verdi ve şunları söyledi:
"Narin’in kaybı hepimizin yüreğinde derin bir iz… Çocuklara uzattığınız bu anlamlı el, onların geleceğe dair umudu öğrenmesine vesile olacak. Yaşar Kemal’in ‘Kalemler’ öyküsünde dediği gibi, 'Bir çocuğun eline kalem verdiğinizde ona dünyayı değiştirme gücünü de vermiş olursunuz.' Bu umudu, çocukların kalplerine yeşertmek için buradayım."
Bunun üzerine hem Korkmaz'a hem de Altıntaş'a gazetecilerden tepkiler geldi. Gelen eleştiriler şu şekildeydi:
Tepkilerin ardından Altıntaş bir açıklama daha yaparak paranın kendi hesabına yatırılmayacağını, yardım yapılacak okulları belirleyeceğini söyledi:
"Baran Bey'in vakfıyla görüştük, ihtiyaç sahibi köyleri bildireceğim ve kırtasiye ödemeleri Amerika'daki avukatı tarafından doğrudan kırtasiyelere yapılacak."
HaberLog'dan Korkmaz övgüsü: 'Yalan üzerinden iş insanı Sezgin Baran Korkmaz'ı linç etti'
HaberLog isimli X sayfasının kurumsal kimliğine dair bir bilgi yok. Künyesine dair kamuoyuna duyurduğu bir bilgi mevcut değil.
Günümüzde haberler, gazetecilerin elinden çıksa da, gazeteciler tarafından yaygınlaştırılmıyor. Darkwebhaber, Solcu Gazete, Etkili Haber, Haber Service, Gündemisyen, Olaylar TV, HaberLog ve benzeri sayfalar… Birer sosyal medya hesabından ibaret olan, bu mecranın doğasına uygun olarak 1-2 cümlelik haberleri çok hızlı bir şekilde paylaşan bu hesapların gazetecilik ilkeleriyle yakından uzaktan alakası yok. Duruma örnek olarak, 'Twitter'ın sahtekar hesapları, 15 yaşında ölen çocuk işçi Ömer'in ailesini nasıl kahretti?' haberine bakmak mümkün.
Altıntaş, DHA'dan ayrıldıktan sonra HaberLog ile çalışmaya devam edeceğini geçtiğimiz günlerde duyurmuştu.
Geçtiğimiz günlerde Fatih Altaylı'nın programına katılan Sezgin Baran Korkmaz'ın programda söyledikleriyle ilgili sayfada yapılan paylaşımlar ise dikkat çekiciydi.
Programın reklamının yapıldığı paylaşımlar, Korkmaz lehine ifadeler de içeriyordu.
SBK ve gazeteciler arasındaki para ilişkisi ilk değil
Eski Habertürk TV program sunucusu Veyis Ateş'in, SBK Holding Yönetim Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz ile olan ilişkilerinden menfaat elde ettiğine yönelik iddiaları ilk olarak Sedat Peker gündeme getirdi.
Ülkücü mafya Peker, yayımladığı 9'uncu videoda, Veyis Ateş'in Sezgin Baran Korkmaz'a ait Paramount Otel'de ücretsiz kaldığını ve kara para aklamakla suçlanan Korkmaz için arabuluculuk yaptığını ileri sürmüştü.
Fatih Altaylı, Pazartesi günü Habertürk'teki yazısında Sezgin Baran Korkmaz'ın Veyis Ateş'le ilgili olarak kendisini aradığını belirterek, "Tehdit, şantaj iddiaları, 10 milyon euroluk talepler, bir ekip adına aracılıklar, kriminal nitelikte suçlamalar" olarak nitelediği iddiaları gündeme getirdi.
Sezgin Baran Korkmaz'ın iddialarını Habertürk yönetimine ilettiğini kaydeden Altaylı, "Kendisinden son bir kez bu iddialara yanıt vermesini isteyeceklerdir muhtemelen. Veyis Ateş'in de bu iddialara verecek bir yanıtı var mı bilemem" dedi.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman ise köşe yazısında, Sezgin Baran Korkmaz'ın kendisini arayarak Veyis Ateş ile aralarında geçen telefon konuşmasını dinlettiğini söyledi.
Sezgin Baran Korkmaz ile Veyis Ateş arasında geçtiği ileri sürülen telefon konuşmasını aktaran Sevilay Yılman, konuşmalarda Veyis Ateş'in Sezgin Baran Korkmaz'ın Türkiye'ye dönebilmesi için Ankara'da görüşmeler yaptığını, durumu Korkmaz lehine çevirmek için "Talep ettikleri meblağı onlara yollaması gerektiğini" söylüyor.
Bunun üzerine Sezgin Baran Korkmaz'ın "Abi diyelim yolladım 10 milyon avro… Peki ya sonra bu insanlara ulaşamazsak… Ne olacak o zaman?" diye sorduğunu belirten Yılman, Veyis Ateş'in Korkmaz'a verdiği yanıtı da aktarıyor:
"Hiç merak etme… Ben her iki tarafın da hakemi ve kefiliyim. Para, iş bitene kadar bende duracak."
Sezgin Baran Korkmaz, adının baş harflerini taşıyan sahibi olduğu SBK Holding hakkında "kara para aklama" soruşturması yürütülmesinin ardından 2020 sonunda yurtdışına gitmişti. Sedat Peker, Sezgin Baran Korkmaz'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun uyarısıyla yurt dışına gittiğini ileri sürmüştü.
Veyis Ateş hakkında nüfuz ticareti suçundan iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sezgin Baran Korkmaz ile Veyis Ateş arasındaki ses kayıtları iddianameye girdi. Gazeteciler Sevilay Yılman ve Fatih Altaylı da ifade verdi.
'Unutanlar' için SBK kimdir?
Avusturya’da "kara para aklama, dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik" gibi suçlardan tutuklanan ve geçen yıl ABD'ye iade edilen Sezgin Baran Korkmaz (SBK) geçtiğimiz Ağustos ayında tahliye edilmişti.
Korkmaz, "1 milyar dolarlık biodizel sahtekarlığına karıştığı, haksız bir şekilde vergi dairesinden teşvik olarak alınan parayı akladığı, para transferi dolandırıcılığı" iddialarıyla suçlanıyordu.
ABD'de Utah Federal Savcılığı, mahkemeye başvurarak Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’deki varlıklarının ABD tarafından geri alınmasını talep etmişti. "Kingston Kardeşler"in ABD Hazinesini dolandırarak elde ettiği yarım milyar dolar civarındaki teşviklerin en az 132 milyon dolarının Türkiye’ye gönderildiği görülmüş, iki kardeş de mahkeme süresince haftalarca şahitlik yaparak suçlarını itiraf etmiş ve mahkum olmuşlardı.
2014-2018 yılları arasında Türkiye’ye gönderilen paralar ile SBK’nin kontrolünde ilaç, inşaat ve teknoloji başta olmak üzere birçok farklı yatırımlar yapıldığı ve şirketler alındığı yine kardeşlerin duruşmalarda verdiği bilgilerle ortaya çıkmıştı. Kingston Kardeşler Türkiye’ye gönderdiği paraların işlem belgeleri de dahil olmak üzere, SBK ve SBK’ya yakın başka Türkiye irtibatları ile ilgili iletişim bilgilerini de ABD'li savcılarla paylaşmıştı.
Aynı duruşmalarda sanık olan ve Sezgin Baran Korkmaz ile Kingston Kardeşleri tanıştıran ve işbirliği yapan Lev Dermen de; suçlu bulunarak mahkum olmuştu. Asıl adı Levon Termendzyan olan Dermen'in SBK’nın Türkiye’deki finansörü olduğu iddia edilmişti.
Nasıl kaçmıştı?
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan fotoğrafları erişim engellemesine konu olan Korkmaz, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 2020 yılı Aralık ayında gözaltına alınmak istendi.
En azından haber, ülke gündemine bu şekilde servis edildi.
Ancak operasyonda Baran'ın bulunamadığı, evinde yapılan aramada ise şömine içerisinde yakılmış cep telefonu ele geçirildiği belirtildi.
Operasyon sonrası servis edilen bu bilgileri daha da ilginç kılan, 2020 Ekim ayında Korkmaz'a ilişkin verilen üç ayrı karar bulunuyor olmasıydı.
Yakalayıp, bırakıp 'kaçtı' dediler...
Bu kararlardan ilki Korkmaz'ın mal varlıklarına el konulması, yurt dışına çıkış yasağının devamı kararı olmuştu. Bu kararın gerekçesi kara para soruşturmasına ilişkin ortaya çıkan gelişmelerdi.
Ancak bundan sadece bir hafta sonra, 17 Ekim tarihinde, Sezgin Baran Korkmaz ile 13 kişinin şirketlerine ve mal varlıklarına el koyma kararı aldıran İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelilerin ve şirketlerinin banka hesapları üzerindeki tedbirleri kaldırdı.
Dikkat çeken bu gelişmenin ardından, söz konusu ismin AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan fotoğraflarına da erişim engeli getirildiği haberi gündeme geldi.
Bu üç gelişmenin ardından Sezgin Baran Korkmaz'a yönelik 132 milyon dolar kara para akladığı iddiasıyla operasyon başlatıldı.
Ancak operasyon sonrası servis edilen haberde, Baran'ın yurt dışına kaçtığı, evinde sadece yakılmış telefon bulunduğu iddia edildi.
Üzerinde durulmayan ilişkiler ağı
AKP iktidarı döneminde yıldızı parlayan SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, Erdoğan'a yakın patronlar arasında yer alıyordu.
SBK’nin işlediği suçlar, aldığı cezalar, devlet kademelerinde, bürokraside, yargıda ve medyada bağlantıları çarşaf çarşaf ortaya dökülmüş, ortaya büyük bir ağ çıkmıştı.
SBK olayı aslında bir "skandal" değil, sermaye ve patron düzeninin rutin bir parçasıydı.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Sezgin Baran Korkmaz’a ait uçağa binerken çekilen görüntüleri de ortaya çıkanlar arasındaydı.
Sezgin Baran Korkmaz'la 2021 yılında yemek fotoğrafı ortaya çıkan Yargıtay üyesi Tekman Savaş Nemli "Soruşturmadan haberim yoktu" diye açıklama yapmıştı.
Sezgin Baran Korkmaz’ın Kıraça Holding’in ortağı İnan Kıraç’la da Mübarız Mansimov Gurbanoğlu ve Mehmet Ağar'la da fotoğrafları ve yakın ilişkisi vardı.