Motokuryenin ölümünün haber değeri yok mu?

Yaşamını yitiren motokurye için 'Bunun bir haber değeri yok ki, motor kazası, ne haber değeri var onu anlamadım' denilmişti. Bu sözleri ve çalışma koşullarını motokuryelerle konuştuk.

Ali Mert Canel

İstanbul Sarıyer Demirciköy Yolu, Sazlıdere Sokak'ta cumartesi günü meydana gelen kazada bir pizza firmasında kurye olarak çalışan Ferdi S. motosiklet ile aldığı siparişi teslim etmeye giderken yağmur nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeritten gelen otomobil ile kafa kafaya çarpıştı.

Kazayı haber alarak olay yerine gelen otomobil sürücüsünün bir yakını, görüntü almaya çalışan basın mensubuna tepki gösterip "Bunun bir haber değeri yok ki, motor kazası, ne haber değeri var onu anlamadım" dedi.

Bu sözleri motokuryelere sorduk. 

Zorluklar içinde çalışırken yaşadıkları kazaların normalleştirilmesine tepki gösteren motokuryeler, insanları da bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyorlar.

'Trafikte araçların çoğunun umrunda değil'

Geçtiğimiz gün yaşanan "kaza" sonucu bir motokurye daha yaşamını yitirdi. Şahıs, olay yerindeki fotoğraf alan gazetecilere "her gün oluyor böyle kazalar bunun haber değeri yok ki" dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Sait: Maalesef bu şekilde düşünen zihniyetler, toplum kuralları ve toplumda sevgi saygı dahil birçok insani değerlerden uzak olmakla beraber, bu insanların bu gibi olayları sıradanlaştırmanın çabası içinde olduklarına böylelikle üzülerek şahit oluyoruz.

Baki: Yani motorun üstünde bizlere yeterince dikkat edilmiyor. Trafikte araçların çoğunun umurunda değil.

'Yol vermeme, sıkıştırma, görmezden gelme...'

Sizler motokurye olarak çalışırken ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?

Sait: Öncelikle trafiği başa koyuyorum. Çünkü trafikte motokurye arkadaşlarımıza bir antipati olduğunu düşünüyorum. Yol vermeme gibi, trafikte sıkıştırma görmezden gelme gibi... Aynı zamanda kurallara uymamıza rağmen trafikte kurallara uymayan ve bizi bu şekilde kazaya sebebiyet vermeye zemin hazırlayan duyarsızlıklarla da uğraşmamız bir yana, hava olaylarıyla da mücadelemiz söz konusu. Çalıştığımız iş yerlerinde belli bir zaman geçtikten sonra özellikle 1 yılı aşkın olan yerlerde biz kuryelere tazminat ödememek için resmen psikolojik savaş başlatmaları ayrıca bir ortak sorunumuzdur.

Baki: Araçlar yol vermiyorlar yanlarından geçerken sıkıştırıyorlar. Bir araba, motokurye arkadaşıma arkasından çarpıp kaçmıştı hatta.

Buraya dair çözüm önerileri için talepleriniz nelerdir?

Sait: Kesinlikle duyarlı olmaları saygılı ve kurallara uymaları bu bile yeterli şu durumda.

Baki: Bizler zaten zamanla yarışıyoruz trafikteki insanların bunu bilip bizlere ona göre hassasiyet göstermesini istiyoruz.

Avukat Baltalı: 'Kayıt dışı çalıştıkları için haklarını alamıyorlar'

Motokuryelerin hakları için vermeleri gereken hukuki mücadelelere ilişkin görüşünü sorduğumuz Avukat Nilda Baltalı ise motokuryeliğin kayıtdışı çalışmanın en fazla rastlandığı çalışma alanı olduğuna ve bu nedenle motokuryelerin hukuk mücadelesi vermekten aciz durumda bırakıldığına dikkat çekiyor:

Motorkuryeler her gün bir iş cinayetine kurban gidiyor. Hukuksal anlamda ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?

Motorkuryelerin yaşadığı en büyük sıkıntı sigortasız işlerde çalıştırılarak canları pahasına sipariş yetiştirme telaşı yaşamaları. Mesleki yeterlilik sertifikaları sağlanmadan mesleğe giriş yapıyorlar. Birçoğunun reşit olmadan önce ehliyetleri olmadığı halde lokantaların siparişlerini dağıtmak için işe alındıklarını biliyoruz. Buradaki sıkıntıların en büyük kaynağı dakikalar içerisinde geleceği taahhüt edilen siparişler. Birçoğu sendikasız, iş güvenliği olmaksızın ve kayıtdışı çalışan bu insanlar, başlarına gelen kazalarda da mesleki haklarından faydalanamıyorlar. Kayıtdışı çalışmanın en fazla rastlandığı çalışma alanıdır. Bu durum çok büyük hak kayıplarına neden oluyor. Zira herhangi bir işte çalışmıyor görünüyorlar, bu nedenle de haklarını alamıyorlar. Herhangi bir hukuk mücadelesi vermekten aciz durumda bırakılıyorlar. Ancak işe girerken onlara bunlar söylenmiyor elbette, yalnızca prim ve bahşişler vaat ediliyor. Oysaki hiçbir patron iş kazası olduğunda ne yaşayacaklarını anlatmıyor. Meslek hastalığı, siparişleri yetiştirirken yapılan kazalardaki yaralanmalar, maluliyet hakları, uzuv kayıpları, tazminat gibi yasal hakları asla dillendirilmiyor. Bu hakların peşinden gitmeleri için örgütlü olmaları gerekmekte. 

'Şirketler hiçbir yasal sorumluluğun altına girmiyor'

Genelde motokuryeler sigortasız çalışıyor ve üniversite öğrencilerinden seçiliyor. Bu durumda motokuryeler hukuksal açıdan ne gibi sorunlar yaşıyor? Haklarını almakta ne gibi sorunlar oluyor?

Sadece üniversite öğrencileri de değil aslında. Motokuryeler arasında pandemi dönemindeki işsizlik ve yüksek enflasyonun getirdiği ekonomik kriz nedeniyle üniversite mezunları işe alınmaya başlandı. Alanında iş bulamayan mimarlar, yüksek mühendisler, atanamayan öğretmenler de bulunuyor. Bir sıkıntı da sigortasızlığın başka bir yüzü olarak ortaya çıktı. Getir, Banabi, Hepsiekspress gibi şirketler kuryelerin kendi hesabına çalışmasını istemeye başladı. Birçok deponun kapatıldığını öğrendik. Bu depolarda çalışan emekçilerin başka bölgelere gönderildiklerini, evlerine ve alıştıkları yaşam alanlarına uzak ilçelerde teslimat yapmaya itildiklerini duyuyoruz. Normalde tek bir bölgeye dağıtım yaparken artık daha uzak semtlerde dağıtıma çıkmaya zorlanıyorlar. Aylarca bu şekilde çalışan emekçiler için özellikle büyük şehirlerde ulaşımın zorluğu düşünüldüğünde yaptıkları iş iyice bir emek cehennemi haline getirildi. Kendi hesabına çalışmaları için de bir şirket kurmaları ve kendi sigorta primlerini yatırmaları bekleniyor. Haliyle bu devlete karşı gelir vergisi ödemelerine, vergi mükellefi olmalarına neden olacak. Ayrıca birçok kuryeden kendi motosikletleriyle işe çıkmaları bekleniyor. Bu şirket artık hiçbir yasal ve maddi sorumluluğun altına girmemeye kararlılar. Motokuryeler ise kazançlarının arttığı bahanesiyle sanki bir hayalmişçesine dayatılan bu uygulamanın oldukça vahim sonuçları olacağını düşünüyorum. Kendi alanlarında iş bulamayan veya buldukları işlerde oldukça düşük ücretlere çalışan yüksek okul, üniversite mezunu genç işçilerin de bu hayale kapılarak yanılttıkları bir gerçek. Kapitalizm maalesef bize balon hayaller dışında başka bir seçenek sunamamaktadır. 

'Motokuryeler yalnızca taşıdıkları siparişten ibaretmiş gibi bir algı oluşuyor'

Motorkurye kazalarında "bunun haber değeri yok" gibi yorumlar bile yapılabilirken, çarpan kişi için bir gözaltı, tutuklama gibi durumlarda süreç nasıl işliyor?

Az önce bahsettiğimiz süreçlerin de etkisiyle ölümlü trafık kazalarında ciddi bir artış oldu. Motokuryelerin birçoğuna kask, dizlik, mont gibi ekipmanlar dahi sağlanmıyor. Bu düzende insan hayatı ne kadar mali değeri olduğu ile ölçülüyor. Sanki motokuryeler yalnızca taşıdıkları siparişlerden ibaretlermiş gibi, canları yokmuş gibi bir algı oluşmaya başladı. Elbette bu olayda hayatını kaybeden arkadaşımız hakkında sarf edilen bu sözün çürümüş düzen içerisindeki algının sonucu olduğu bariz. Sadece trafikteki ölümlü kazalarda da değil, daha birkaç ay önce götürdüğü kargonun sahibi tarafından kargosu geciktiği gerekçesiyle öldürülen bir arkadaşım da oldu. Birçok motokuryenin kendi motosikletiyle işe kabul edildiklerinden bahsetmiştim. Yaşadıkları trafik kazalarında eğer şanslı olup canlarını kurtarabilirlerse, binlerce liralık maddi kayıplar yaşayıp, ekmek teknelerinden de olabiliyorlar. Kazalarda vücudunda ciddi yaralanmalar oluşsa dahi, birçok motokurye sepetindeki siparişleri düşünüyor. Olay yerinden hastaneye tedavi olmaya gitmeden işe devam edenler, işe devam edemeyecek durumdaysa mesai arkadaşını yerine çağıranlar var. Yeter ki sipariş gecikmesin, patron maaşından kesinti yapmasın, işten çıkarmasın...