Metin Feyzioğlu: Yürüyüşü önemsizdi, düşüşü muhteşem oldu!

Gün gelir yürüyen herkes düşer. Metin Feyzioğlu da düştü. Ama bazı tiplerin düşüşü yürüyüşlerinden daha fazla dikkat çeker. Yürüyüşü önemsizdi, düşüşü muhteşem oldu!

Orhan Gökdemir

Onun bu açık pragmatizmi gözünün yükseklerde oluşuna bağlanıyordu. Bir ara CHP’nin liderliğine heveslendi ama bunun mümkün olmadığını görünce dümeni kırdı. Geleceğin başbakanı olma planına göre hareket ediyordu iddialara göre. Devletçiliği ve otoriteye meyli de bundandı.

Metin Feyzioğlu ünlü Hukuk Profesörü ve siyasetçi Turhan Feyzioğlu’nun torunu. Annesi ölünce dedesi ve anneannesi tarafından evlat edinildi ve onlar tarafından yetiştirildi. 1991 yılında Ankara Barosu’na kayıt oldu. 2002 yılında Doçent, 2005 yılında Profesör, 2007 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı oldu. 2010’da Ankara Barosu Başkanlığına seçildi. 2012’de kontenjandan CHP Parti Meclisi üyesi yapıldı. İki yıl sonra Türkiye Barolar Birliği’nin başındaydı. Yükselişi böylesine baş döndürücü oldu.

Hukuk fakültesi dekanıyken muhalif öğrencilere karşı haşin davranışlarıyla biliniyordu. Hakları için direnen öğrencileri polisin önüne atmakta hiç tereddüt etmedi. Baro başkanı seçilince bir anda öğrenci dostu oldu. O kadar ki, ODTÜ’de Erdoğan’ı protesto ettikleri için gözaltına alınan öğrencilerin sorgularına avukat olarak katılmaktan geri durmadı!

Onun bu açık pragmatizmi gözünün yükseklerde oluşuna bağlanıyordu. Bir ara CHP’nin liderliğine heveslendi ama bunun mümkün olmadığını görünce dümeni kırdı. Geleceğin başbakanı olma planına göre hareket ediyordu iddialara göre. Devletçiliği ve otoriteye meyli de bundandı. Fakat o amacına ulaşamadan ülkede başbakanlık tarihe karıştı.

Şimdi yaka silkiyorlar ama avukatların bu proje insanına desteği o kadar büyüktü ki, 2017 yılında ikinci kez başkan seçilirken tek aday olarak seçime girmiş, oy kullanan 486 delegenin 419’unun onayını almıştı.

2014 yılında Danıştay’ın 146. Yıldönümü törenleri yapılıyordu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan da salondaydı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 50 dakika süren konuşmasında Van depremzedelerinin yaşadığı sorunlardan Gezi sürecine, basın özgürlüğünden 1 Mayıs’taki şiddete kadar pek çok konuya değindi. Yolsuzluk soruşturmalarının engellendiği algısının adalete güveni zedelediğini savundu. Haziran Direnişi’nde, Roboski’de öldürülenleri, Ergenekon ve Balyoz davalarında eziyet edilenleri andıktan sonra salona dönüp “Vicdanlarımız kanamıyor mu?” diye sordu.

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan bu soru üzerine çok öfkelendi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sakinleştirme çabalarına rağmen kalkıp salonu terk etmek üzere hareketlendi. Giderayak Barolar Birliği Başkanına, “siyasi konuşma yapıyorsun, yanlış biliyorsun, edepsizlik yapıyorsun” diye çıkıştı.

Başbakan’ın öfkesi yatışmamıştı, ertesi gün eleştirmeye devam etti. “Dürüst konuşmuyorsan istediğin kadar profesör ol. Sen nasıl hukuk adamısın ya? Çıkar cübbeni siyasete gir" diye seslendi.

Sıkı AKP muhalifi Barolar Birliği Başkanı bu çağrıdan kısa bir süre gerçekten de siyasete girdi. Şaşırtıcı olan bu kez AKP’nin safında siyasete girmesiydi.

O günden sonra AKP ne dediyse uydu. Saray’da yapılan yargı yılı açılışlarına koşarak gitti. Bir daha da AKP’yi ve başkanının kızdıracak, üzecek herhangi bir açıklama yapmadı. Hatta AKP’nin baroyu bölme planını da hararetle destekledi. Haliyle hukuk çevrelerinde en çok tepki çeken isimlerden biri oldu.

Tayyip Erdoğan’ın o tepkisini sordular bu dönüşümünden sonra. “Kesinlikle bir yanlış anlamaydı” diye yanıtladı. “Bu olaydan sonra Sayın Cumhurbaşkanıyla görüştüm. Görüşüyoruz da. O olaydan sonra Türkiye bir darbe yaşadı. Bu konuda bana birkaç kere takıldı. Ben devletimle kavga etmem” diye ekledi.

Dün ilk kez rüzgâr tersten esti, Türkiye Barolar Birliği’nin bu parlak projeci başkanı koltuğunu terk etmek zorunda kaldı. Ancak tanıyanlar bu yenilginin onu durdurmayacağında hemfikir. Üstelik o artık devletinin ve saygıda kusur etmediği otoritenin has adamı.

Metin Feyzioğlu, siyasi serüvenine muhalif olarak başlayıp iktidara biat ederek sürdüren tek kişi değil kuşkusuz. Ama onun ötekilerden farkı hukuku gözetmekle yükümlü oluşu. Bu kadar çok nefret edilmesinde bu hukukçu yanının etkisi büyük.

Gün gelir yürüyen herkes düşer. Metin Feyzioğlu da düştü. Ama bazı tiplerin düşüşü yürüyüşlerinden daha fazla dikkat çeker. Yürüyüşü önemsizdi, düşüşü muhteşem oldu!

soL TV'de bugün Feyzioğlu hakkında çıkan değerlendirmeyi izlemek için tıklayınız: