Mesele 'parasal' değil sınıfsal: Enflasyon yüzde 50'nin altında, beklenenin üzerinde

Ücretler baskılandı, krediler kısıldı, ekonomi soğutuldu ama enflasyonda beklenen düşüş Eylül'de de sağlanamadı.

Haber Merkezi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı enflasyon verilerini açıkladı. Enflasyon aylık yüzde 2,97 olurken, yıllık bazda yüzde 49,38'e geriledi.

Enerji ve gıda fiyatlarının dışarıda tutulduğu çekirdek enflasyon eylülde yüzde 3,57 arttı, yıllık bazda artış yüzde 49,10 oldu. Beklentiler artışın daha sınırlı olacağı yönündeydi.

En büyük katkı konut ve gıdadan, en çok artış eğitimde

Eylül'de yüzde 2,97'lik enflasyona en büyük katkı 0,63 puan ile konuttan gelirken, onu yüzde 0,59 ile gıda ve alkolsüz içecekler ve 0,32 ile eğitim izledi. Enflasyonu düşüren tek kalem 0,03 ile haberleşme oldu.

Yıllık bazda yüzde 49,38'lik enflasyona en büyük katkı 12,17 puan ile konuttan, 10,98 puan ile gıdadan geldi. Eylül ayında en yüksek artış yüzde 14,21 ile eğitimde görüldü.

143 temel başlıktan 110'unda artış, 27'sinde düşüş gerçekleşirken, 6 başlıkta değişim olmadı.

Dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 60-78 bandında

Gıda enflasyonu yıllıkta yüzde 43,7 oldu. Ancak bu oran halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak.

DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 60,3 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 48,8 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 61,1 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonuysa yüzde 77,7 olarak gerçekleşti.

Hani enflasyonun sebebi ücret artışlarıydı?

Enflasyonun kaynağında ücret artışları olduğu savunularak, yüzde 75'lik enflasyon rekoruna rağmen yılın ikinci yarısında asgari ücrette artışa gidilmedi. Ayrıca faizler yükseltildi, kredi muslukları kısıldı. Bu tercihlerin bir sonucu olarak iç talep zayıfladı yani istenildiği gibi emekçiler daha az tüketebilir hale getirildi. Aynı süreçte döviz kurunda artış sınırlı kaldı, petrol ve hammadde fiyatları stabil seyretti.

Tüm bunlara rağmen enflasyonda vaat edilen gerilemenin yakalanamadığı görülüyor. Merkez Bankası'nın yüzde 38 olan yıl sonu beklentisinin tutması için aylık enflasyonun son çeyrekte ortalama yüzde 0,5 olması gerekiyor. Hükümetin tahminlerini içeren Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 41,5'lik yıl sonu enflasyon tahminin yakalanması için de aylık ortalama yüzde 1,5 enflasyon açıklanmalı.

AKP sınırlı zammın yolunu döşüyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon verilerini bu defa iktidara yakın bir yayın kuruluşunda değil, T24'ün düzenlediği konferansta değerlendirdi. Bakan, hizmet sektörü enflasyonundaki düşüşün yavaş seyrettiğini kaydetti ve yine "sabır" istedi. 

Enflasyonda "kalıcı istikrar" için 2026'nın ikinci yarısına işaret eden Şimşek, "Hayat pahalılığı sorunu çözülecek" dedi. Ancak Şimşek'in iddiasının aksine enflasyonda düşüş yakalandığında dahi ücretlerin artan fiyatlar karşısında eriyişi durdurulmuş olmayacak. Çünkü "Şimşek Programı"nın hedefinde ücretlerin artırılması veya fiyatları belirleme gücünü elinde bulunduran şirketlerin yüksek kârlılık oranına müdahale yok.

Aksine ücretlerin daha da baskılanması için yeni yılda asgari ücretin "gerçekleşen" değil, "hedeflenen" enflasyon baz alınarak artırılması arzu ediliyor.

Merkez Bankası'nın son enflasyon raporunda yıl sonu tahmini yüzde 14, bu tahminin üst eşiği yüzde 21 oldu. En yüksek eşik baz alınsa ve 4 puan refah payının ekleneceği varsayılsa bile bugün 17 bin 2 lira olan asgari ücret, yeni yılda 21 bin 252 liraya yükselecek. Bu durumda asgari ücret yıllık zamma rağmen açlık sınırını ancak yakalayacak.