Mesele Altın Portakal'dan ibaret değil: AKP sanata taarruza geçti, iki festivale daha destek yok

soL'un tespiti doğrulanıyor. Bakanlık, bu yıl İstanbul Film ve Tiyatro Festivallerini de desteklemiyor. AKP kültür sanatta "ya biat ya sopa" politikasına geçti.

Can Kuyumcuoğlu

"Kanun Hükmü" filminin sansüre uğramasına dair tartışmaların ardından Antalya Altın Portakal Film Festivali dün iptal edildi.

Film, belgeseldeki bir kişi hakkında yargı sürecinin devam ettiği gerekçesiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın baskısıyla festivalden çıkarılmış, karara yönelik tepkilerin ardından film yeniden yarışma seçkisine alınmıştı.

Filmin yeniden yarışma seçkisine alınmasının üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı filmde "FETÖ propagandası" yapıldığını ileri sürerek festivalden çekildiğini açıklamış, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da "Altın Portakal Festivali'nde bir terör örgütünün propagandasının yapılmasına müsaade edilemez" açıklamasında bulunmuştu. Sonrasında, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Altın Portakal Film Festivali için tahsis edilen salonun tahsisinin iptal edildiğini duyurdu.

İktidarın artırdığı siyasi ve maddi baskıların ardından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivalin iptalini duyurdu.

Öte yandan, Altın Portakal'ın iptali, AKP'nin kültür sanat alanına yönelik yeni stratejisinin parçalarından yalnızca biri. Yıllardır "kültürel hegemonya kuramamak"tan şikayet eden AKP'nin yeni yaklaşımı, devlet imkanlarını kullanarak her alanda tam kontrol ve biat sağlamak, bunu yapamadıkları alanları da maddi olanaklardan mahrum bırakarak yok etmeye çalışmak.

Karadağlı-Sağtürk atamaları

AKP iktidarının Tamer Karadağlı'yı Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü, Tan Sağtürk’ü de Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü yapması tartışma konusu olmuştu.

AKP'nin, kendisine yakın, piyasacı iki şef ataması öngörülebilir. Ancak iki isim de, ilgili kurumlarda hiçbir meşruiyeti olmayan kişilerden seçildi.

Karadağlı ve Tan Sağtürk'ün tesadüfen seçilmiş isimler olmadığına; ikilinin, İslamcıların, yüksek sanat kurumlarını laik cumhuriyet mayasından arındırabilmek amacıyla yürüttükleri liberalleştirme siyasetinin ulaştığı en üst noktayı simgelediğine Melis Gönenç soL'da dikkat çekmişti.

Bienal'e müdahale

Geçtiğimiz Ağustos ayında 18. İstanbul Bienali etrafında yaşanan küratör krizi de iktidarın sanata uyguladığı planlı baskının bir örneği.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) serginin küratörünü seçecek olan danışma kurulu oy birliğiyle Defne Ayas’ı önermişti. Bienalin destekçileri arasında olan Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Ayas ismine itiraz etmesi ve buna ilişkin İKSV'ye baskı uygulamasının ardından serginin küratörü değiştirildi.

İstanbul'da film ve tiyatro festivallerine destek tamamen kesildi

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın İstanbul Film Festivali ve İstanbul Tiyatro Festivalleri'ne bu yıl desteğinin olmaması dikkat çekiyor. Bakanlık, iki festivale de geçen yıla kadar destek veriyordu.

 

İstanbul Tiyatro Festivali afişleri: 2022 ve 2023. Destekçiler kısmında Bakanlık artık yok.

 

İstanbul Film Festivali afişleri: 2022 ve 2023. Destekçiler arasında artık Bakanlık bulunmuyor.

İktidarın 'para sopası'

Altın Portakal Film Festivali yönetiminin, iki gün önce, Kanun Hükmü belgeselini programa tekrar alması ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın festivalden çekildiğini açıklamasının ardından AKP iktidarının para sopasını kullanması ve festivaller için tüm mali kaynakları engellemesi öngörülüyordu.

Bakanlığın festivalden çekilme kararının, yenilgiyi kabullenmekten çok, yeni bir saldırı taktiğine geçişin işareti olarak okunması gerektiği tespitine soL'da yer verilmişti: Altın Portakal’da yarı zafer var: AKP yeni taktiğe geçiyor

Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, filminin festival programına geri alınmasının ardından Altın Portakal Film Festivali için tahsis edilen salonun tahsisinin iptal edildiğini duyurması bunun net bir göstergesi oldu.