Altın Portakal Film Festivali yönetiminin, engellenen Kanun Hükmü belgeselini programa tekrar alması ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın festivalden çekildiğini açıklaması, günün güzel haberlerinden biri olarak karşılandı.
Ancak Bakanlığın festivalden çekilme kararı, yenilgiyi kabullenmekten çok, yeni bir saldırı taktiğine geçişin işareti olarak okunmalı: Para sopasını kullanmak.
Kültür sanat çalışmaları, toplum açısından son derece önemli, ancak ciddi kaynak gerektiriyor. Sanatsal üretimin piyasa kuralları ve beğenisine mahkum edilmemesi için kamu kaynaklarınca desteklenmesi elzem.
AKP’nin yıllardır karın ağrısı olan “kültürel hegemonya kuramama” hali, Altın Portakal’da bir kez daha görüldü. Sansür karşısında neredeyse tüm filmler festivalden çekildi. Geri adım atmak kaçınılmaz oldu.
Fakat Bakanlığın derhal “festivalden çekildiğini” açıklaması, esas olarak mali desteğini çekmesi açısından önemli. Türkiye’deki birçok kültürel ve sanatsal üretim, kamu kaynaklarından desteğe ihtiyaç duyuyor.
Sinemaya baskı sürecek
Altın Portakal Film Festivali’nde, "Kanun Hükmü" belgeselinin festival seçkisinden çıkarılması üzerine yarışmada yer alan filmlerin yönetmenleri ve yapımcıları filmlerini programdan çekme kararı almış, tepkilerin ardından festival yönetimi filmi yeniden seçkiye aldığını duyurmuştu. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı filmde "FETÖ propagandası" yapıldığını ileri sürerek festivalden çekildiğini duyurdu.
Kültür Bakanlığı web sitesi Sinema Genel Müdürlüğü sayfasında yer alan bilgiye göre bakanlık bu yıl Antalya Altın Portakal dahil 11 film festivaline destek verdi. Bakanlığın festivalden çekilmesi, Altın Portakal’daki “sansür mekanizmasının ortadan kalktığı” yanılsamasını yaratsa da bakanlık siyasi ve ahlaki gerekçelerle uyguladığı sansürlerinin yanı sıra maddi baskılarla da halihazırda üretim, dağıtım süreçleriyle ilgili sorunlar yaşayan sinemacıları baskı altında tutmaya devam ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından dağıtılan ve sinemacılar için önemli bir kaynak olan sinema destekleri, her yıl desteklenen projelerin kriterleri, karar alma süreçlerinin şeffaflığı ve projeleri seçen kurulların işleyişi açısından çokça tartışılıyor. Filmlerin kayıt-tescil edilmesi için geçmeleri gereken Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulları kriterlerinin belirsizliği bir yana, birçok film ve belgesel siyasi ve ahlaki gerekçelerle engellemelerle karşılaşıyor.
Ellerindeki sopanın büyüklüğü 99 milyon lira
Bakanlıktan destek alabilen projeler için de benzer müdahaleler son montaja kadar devam ediyor. Filmler onay için gönderildiğinde bazı bölümlerin çıkarılması talep ediliyor ve çıkarılmaması halinde desteğin faiziyle beraber geri ödenmesi isteniyor.
En son geçtiğimiz yıl Gezi davasında tutuklu bulunan Çiğdem Mater'in de yapımcılarından olduğu, yönetmen Emin Alper'in son filmi “Kurak Günler”e verilen finansal yapım desteği, bakanlık tarafından “filmin senaryosu değiştiği” gerekçesiyle faiziyle geri istenmişti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu 2023 yılında sinemaya 98 milyon 924 bin lira destek verildiğini açıklamıştı. 178 adet belgesel film yapım projesinin başvurduğu değerlendirme sonucunda Kültür ve Turizm Bakanlığı 6,7 milyon liralık belgesel desteği verdi. En büyük pay, 300 bin lira, eski AKP Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan’ın başkanlığını yaptığı ve yönetim kurulunda bolca eski AKP milletvekilinin bulunduğu Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı’nın projesine verildi.
Para sopası diğer sanat dallarında da elden bırakılmıyor
Aynı şekilde özel tiyatrolarda da geçerli olan destek-sansür mekanizmasından geçtiğimiz yıl Moda Sahnesi de nasibini almıştı. Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nce verilecek olan “özel tiyatrolara devlet desteğine” başvuruda bulunan Moda Sahnesi'nin talebi “Türk örf ve âdetlerine uymadığı” vurgulanarak verilmemişti. Daha sonra Ankara İdare Mahkemesi, Kültür Bakanlığı'nın Moda Sahnesi'ne 2021-2022 sezonunda devlet desteği verilmemesi kararını hukuka aykırı bulmuş, Moda Sahnesi davayı kazanmıştı.
Bu yıl ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, 2022-2023 sanat sezonu için "bu zamana kadarki en yüksek miktarda ödeneğin" verildiğini açıklamış ve 86'sı çocuk oyunu tiyatrosu, 283'ü profesyonel ve 72'si geleneksel tiyatro olmak üzere 441 projeye toplam 32 milyon lira destek verilmişti. En çok payı alan topluluk ise 250 bin lira destekle “1001 Sanat” oldu. Daha önce de sahte şirket kurarak bakanlık desteğinden faydalanmasıyla gündeme gelen “1001 Sanat”ın sahibinin, o süreçte Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un danışmanı Selim Terzi’nin Fatih İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı Kerem Yılmaz’ın olduğu ortaya çıktı.