Kübalı doktorlar deprem bölgesinde: 'Bizim vatanımız insanlıktır, bu yüzden buradayız'

Kahramanmaraş merkezli depremin ardından dayanışma için Türkiye'ye gelen Kübalı Henry Reeve Tugayı'nda yer alan gönüllü doktorlar çalışmalarını soL'a anlattı

Haber Merkezi

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından Küba'dan gelen Henry Reeve Tugayı doktorları deprem bölgelerindeki sağlık çalışmalarını sürdürüyor.

Bugüne kadar dünyanın birçok yerinde yaşanan felaketlerde ve salgın hastalıklarda görev alan Kübalı doktorlar son olarak Covid-19 salgını sırasında birçok ülkeye desteğe gitmişti.

Bugün Kübalı doktorlar yine benzer bir sorumlulukla Türkiye'ye gelerek, Kahramanmaraş'ta depremzedelerin yaralarını sarıyor. Konuya dair soL Haber'e konuşan Küba Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios ve Henry Reeve Tugayı'nda görev alan hekimler yaşadıklarını, gözlemlerini anlattı. 

Küba Büyükelçisi: Bizim vatanımız insanlıktır, bu yüzden buradayız

Sürece dair soL Haber'e konuşan Küba Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios şu ifadeleri kullandı:

"Öncelikle, Türkiye’de yaşanan ve 40 binden fazla kişinin ölümüne ve binlerce insanın yaralanmasına yol açan 6 Şubat’taki iki deprem nedeniyle Türkiye halkına ve hükümetine başsağlığı dileklerimi iletme imkanı sağladığı için soL Haber’e ve soL TV’ye teşekkür ediyorum.

soL Haber’den, yakınlarını kaybeden tüm depremzedelere Küba hükümeti adına başsağlığı ve yaralıların bir an önce iyileşmesi dileklerimi iletmesini rica ediyorum.

Şu an Türkiye’de Küba’nın 32 kişiden oluşan sağlık ekibi bulunuyor. Bu ekipte hekimler ve diğer sağlık personeli yer alıyor. Bu ekip, Türk halkının ve hükümetin ülkenin yeniden ayağa kaldırılması çabalarına mütevazı bir katkıda bulunmak üzere geldi. Türkiye’nin afetle mücadele için aldığı uluslararası yardım sürecinde biz Küba’nın yer almaması düşünülemezdi; bizim katkımız da sağlık personelimizi yollamak ve bir miktar ilaç bağışlamak şeklinde oldu.

Ve işte sonuçta burada, dost bir ülkenin halkının ve hükümetinin yanındayız; buraya gelişimiz iki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda güçlenmesine katkıda bulunuyor. Bizler için burada Türkiye’de bulunmak bir görev, bir zorunluluktu. Çünkü, her şeyden önce, Küba halkı ulusal kahramanımız Jose Marti’nin “vatan insanlıktır” sözünün takipçisidir. Bu nedenle Türkiye’nin, depremin yol açtığı yaraları bir an önce sarmak için gösterdiği çabaya destek olmak bizim için büyük önem taşıyor.

Türkiye’de bulunan ekip genel cerrahlardan, ortopedi cerrahlarından, anestezi uzmanlarından, aile hekimlerinden ve birinci derece sağlık hizmetleri alanında, toplum sağlığı konusunda uzman sağlık personelinden oluşuyor. Personelimizin tamamı hızla ve etkin bir şekilde Türkiye’nin sağlık sistemindeki meslektaşları arasında yerini aldı ve çalışmalarına başladı. Sağlık ekibimiz ülkeye gelir gelmez Türk halkı ve yetkililer tarafından büyük bir misafirperverlikle karşılandı ve ülkenin içinde bulunduğu zor ve karmaşık koşullara rağmen gereken her türlü desteği gördü.

Bu vesileyle, Küba sağlık ekibinin burada görev yapmasına verdikleri destek nedeniyle Türk halkına ve yetkililere teşekkür ediyoruz. Ve son olarak, Türkiye’nin bu zor durumdan çıkmak için gereken tüm gücü ve kaynağı bulacağından hiçbir şüphe duymadığımızı belirtmek istiyoruz."

'Henry Reeve Tugayı’nı kurma fikri Başkomutanımız Fidel Castro'ya aitti'

Türkiye gelen ekibin içinde yer alan Dr. Juan Carlos Dupuy Nunez aynı zamanda Henry Reeve Tugayı'nın da kurucu koordinatörü. Dr. Nunez Türkiye'de görev alan Henry Reeve Tugay'ını şu sözlerle anlatıyor: 

"Adım Juan Carlos Dupuy Nunez, Klinik Laboratuvar alanında uzman hekimim. Sağlık sisteminin yönetimine ilişkin süreçlerde ve Küba’nın yurtdışında verdiği sağlık hizmetlerinin koordinasyonunda görev alıyorum.

Ülkemiz uluslararası dayanışma alanında kuvvetli bir misyona sahip. Küba uzun süredir had safhada dayanışmacı bir ülke. Küba, farklı doğa felaketlerinden zarar gören halklara acil sağlık hizmeti götürmek için devrimin ilk günlerinden bu yana yurt dışına çok sayıda sağlık ekibi yolladı. Depremler, yoğun yağışlar, seller, salgınlar… Yalnızca Karayiplerde veya Latin Amerika’da değil, Afrika’ya, Asya’ya ve dünyanın pek çok başka bölgesine… Bu bizim için, ablukanın neden olduğu ekonomik güçlüklerden bağımsız, çok güçlü bir misyon, bir prensip meselesi.

"Bizim anne babalarımız enternasyonalistti, biz enternasyonalistiz; Küba halkının çok büyük bir bölümü enternasyonalist, dayanışmacı bir pratiğin içinde."

Devrim sürecinde biz Kübalılar çok güçlü bir enternasyonalist formasyon kazandık ve bu formasyon nesilden nesle taşındı. Bizim anne babalarımız enternasyonalistti, biz enternasyonalistiz; Küba halkının çok büyük bir bölümü enternasyonalist, dayanışmacı bir pratiğin içinde. Bu pratik çok temel bir ilkeye dayanıyor; ihtiyaç duyduğunda diğerlerine yardım eli uzatmak. Bu ilke çocukluktan itibaren bizim formasyonumuzun temelinde yer alıyor.

Henry Reeve Sağlık Tugayı 2005 yılında doğdu. Tarihi gayet net hatırlıyorum; 2005 yılının 19 Eylül gününde… Daha önce de söylediğim gibi Küba devrimin başlangıcından itibaren başka ülkelere sağlık ekibi yollamaya başlamıştı. Daha 1960 yılında Şili’deki deprem mağdurlarına yardım etmek üzere sağlık ekibi yollamıştı. Ardından 1963 yılında Cezayir’e yollanan ilk sağlık tugayı geldi. Bu şekilde tüm kıtalardan çok sayıda ülkeye farklı iş birliği çerçevelerinde art arda çok sayıda sağlık ekibi yollandı. Devrim tarihi boyunca yurt dışında gerçekleşen afetlerin, sellerin, kasırgaların, depremlerin yol açtığı acil durumlarda ne zaman ihtiyaç duyulsa çok sayıda ekip gönderildi.

Henry Reeve Sağlık Tugayı da ABD’nin güney bölgelerini vuran bir kasırganın ardından kuruldu. ABD’nin özellikle güneyindeki üç eyaleti, yanlış hatırlamıyorsam Luisiana, Mississippi ve Alabama eyaletlerini vuran Katrina Kasırgası… Bunun üzerine Küba, devrimci önderliğimiz yardım teklifinde bulundu. Aynı zamanda merkezi Havana olan sağlık ekibine gönüllü olarak katılmak üzere ülkedeki sağlık personeline çağrıda bulunuldu.

Bunu tekrarlamak istiyorum. ABD’nin Katrina Kasırgası’ndan zarar görmüş üç eyaletine Küba’nın göndermeyi teklif ettiği sağlık ekibinde gönüllü olarak yer almak isteyen sağlık personeline çağrıda bulunuldu. Hepimizin bildiği gibi ABD hükümetinin yanıtı “Hayır” oldu; yardım etmemize, kasırgadan etkilenen halk içinde çalışma yapmamıza izin vermediler.

Başkumandanımız Fidel Castro’nun Henry Reeve Tugayı’nı kurma fikri böyle ortaya çıktı. Tugayın kurulması, yabancı dil konusunda, afetle mücadele konusunda, salgınla mücadele konusunda, afet koşullarında sağlık hizmetlerinin sağlanması konusunda sistematik bir yapı oluşturulması amacını taşıyordu. Böylece ülkenin farklı vilayetlerinde, afet durumunda acil göreve gidecek gönüllü gruplar oluşturduk.

Peki neden Henry Reeve ismi verildi? Tugayın ismi Henry Reeve, çünkü Henry Reeve 1868 yılındaki bağımsızlık savaşında ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmek için Küba’ya gelmiş New Yorklu bir ABD vatandaşıydı. 1868’teki savaşta, ülkemizin bağımsızlık savaşında… Ve ülkemizin bağımsızlığı için çalışan Mambi ordusunda tuğgeneral olarak görev aldı. Biz de bu özel, dayanışmacı, bir halkın bağımsızlığı için yardım etmeyi amaçlayan bu davranışı onurlandırmak için bu ismi verdik.

Çünkü biz de onun gibi teklif ettiğimiz yardım karşılığında hiçbir şey talep etmeden, gönüllülük temelinde gitmek istemiştik ABD’ye. İşte bu yüzden Henry Reeve adını verdik.

Geçtiğimiz yıllarda Covid-19 kapsamında çok sayıda tugayımız başka ülkelerde hizmet verme şansına sahip oldu. Ve bizler de sahip olduğumuz deneyim ve hazırlıklar sayesinde bu tugaylara seçilme onurunu yaşadık. Pakistan’daki büyük deprem nedeniyle bu ülkeye çağırdılar. Ülkenin kuzeyinde 7,6 şiddetinde büyük bir deprem yaşanmıştı. Hikayeyi hepimiz biliyoruz; çok sayıda ölü ve yaralı vardı. Tıbbi yardıma ihtiyaçları vardı ve bizim de, depremzedelere sağlık hizmeti sunabilecek doktorlardan ve farklı uzmanlık alanlarına sahip diğer sağlık personelinden oluşan büyük bir tugayımız vardı. 2005 yılının sonlarından, 2006 yılının başlarından bahsediyoruz. Bu deneyim, uluslararası Henry Reeve tugayının ateşle imtihanı oldu. Çok güzel bir deneyimdi. 

19 Eylül 2005’ten bu yana geçen yıllar  içinde çok sayıda ülkede bulunma ve her çeşit doğal afetle mücadele etme şansımız oldu. Her zaman gönüllülük temelinde, enternasyonalizm temelinde, bugün Türkiye’de yaşamakta olduğumuz gibi acı anlarda insanın diğerlerine yardım etmesini temel alan o büyük insani ilke temelinde.

'Küba sağlık hizmetlerini Elbistan'daki her eve taşımayı başardık'

Jordys Lazaro Mederos Batista yoğun bakım konusunda uzman aile hekimi. Kendisi bir süredir Kahramanmaraş'ın Elbistan İlçesi'nde. Deneyimlerini şu sözlerle ifade anlatıyor:

"Burada Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinin uzak bir köyünde bulunuyoruz. Sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusunda güçlüklerin yaşandığı bir bölge. Bununla birlikte, tercümeyle iletişimin yarattığı zorluklara, alışık olmadığımız sert hava koşullarına rağmen Küba sağlık hizmetlerini buradaki her eve taşımayı başardık. Biz Kübalılar, Kübalı hekimler güçlüklerin ötesine geçmeyi, ülke yönetimimizin bize işaret ettiği görevler karşısında yüreğimizi ortaya koymayı biliyoruz.

Yaklaşık on gündür bu köyde bulunuyoruz. Burada bir sağlık ocağına yerleştik. Geldiğimizde sağlık ocağında personel yoktu. Sağlık ocağını düzenlendik; ön tarafı hasta kabul odalarına, arka odaları ise kendimiz için konaklama mekanına çevirdik. Burada tugaydan sekiz kişilik bir sağlık ekibi bulunuyor; bir de bize tercüme konusunda yardımcı olan, Küba Dostluk Derneği’nden tercüman arkadaşımız var. 

Burada yürüttüğümüz çalışma temelde iki yönteme dayanıyor. Birincisinde evlere giderek, Küba’da kullandığımız ifadeyle “sahaya çıkarak” sağlık hizmeti veriyoruz. Herhangi bir sağlık sorunu olan ve sağlık ocağına gelme imkânı bulunmayan hastaları evlerinde ziyaret ederek yardımcı oluyoruz. İkinci olarak, burada sağlık ocağında acil durumdaki veya buraya gelme imkânı olan hastaları kabul ediyor, muayene ve tedavilerini gerçekleştiriyoruz."

'Türkiye halkına yardımcı olmak için hem hazırlıklı hem istekliyiz'

Aile Hekimi olan Abel Aguilar Rodriguez, Türkiye'ye geldiği ilk andan itibaren izlenimlerini şu sözlerle anlatıyor:

"Ülkeye ayak bastığımız andan itibaren Türk halkı bizi muazzam bir şekilde karşıladı; bu köye geldiğimizde ilk günden itibaren insanlar bize geldiler, sağlık konusunda yardım istediler, bunlara derhal yanıt verdik. Köy halkını birçok kez ziyaret ettik, sağlık ocağında muayenelerini gerçekleştirdik, sağlık sorunu olanlarla ilgilendik. Ve elbette bizim Küba’da “sahaya çıkmak” dediğimiz şeyi yaptık; evlere gittik, sağlık sorunlarını tespit ettik, sağlıklarını korumaları yönünde önleyici tedbirler almalarına yardımcı olduk ve elbette bu çaptaki doğal afetler sonrasında ortaya çıkmasını beklediğimiz çeşitli salgın hastalıkların kontrol altına alınması için çalışmalar yürüttük. Bunun için hazırlıklı geldik; çünkü bizim ülkemizde pek deprem yok belki ama tropik kasırgalar gibi doğal afetler yaşanıyor. 

Türkiye halkına yardımcı olmak için hem hazırlıklı hem istekliyiz. Psikolojik destek ve diğer sağlık hizmetleri dahil olmak üzere ihtiyaç duyulan her türlü yardımda bulunmak için buradayız. Bu köydeki insanların her türlü sağlık ihtiyacını karşılamak için sağlık ocağımızda yedi gün 24 saat çalışıyoruz."

 

'Kendimi gururlu hissediyorum'

Taymi Rodriguez Pavon Henry Reeve Tugayı'nda yer alan hemşire. Pavon deyimlerini şu sözlerle ifade ediyor:

"Burada olmak benim için bir onur. Çok uzun bir uçuşla geldik Türkiye’ye, ülkemden hiç bu kadar uzak bir yere gitmemiştim. Fakat gerçekten ihtiyaç duyan bir halka yardımcı olmaya, Kübalı bir hemşire olarak mesleğimi en iyi şekilde yapmaya geldiğim için büyük gurur duyuyordum. Onca saatlik uçuştan sonra gördüğümüz karşılama muhteşemdi; bize her türlü koşulu sağladılar, çok misafirperver bir şekilde karşıladılar. Önce iki gün nerede çalışacağımız konusunda bilgi gelmesini bekledik, sonuç olarak burası belirlendi. Burada sekiz kişilik bir sağlık ekibiyiz; aralarındaki tek kadın sağlık görevlisi benim. Elbistan ilçesinin Büyükyapalak Köyü’ndeyiz. Burada olmak benim için büyük bir onur oldu; halk bizi kollarını açarak karşıladı. Görüyoruz ki gerçekten verdiğimiz sağlık hizmetlerine ihtiyaçları var. Burada daha önce çalışan ama depremden etkilendiği için artık aramızda olmayan hemşireyle de konuştuk. Gerçekten de buradaki halka yardımcı olabildiğim için büyük bir mesleki doyum yaşıyorum, kendimi gururlu hissediyorum."

'Küba gençliği Fidel’in düşüncelerinin takipçisi olmaya devam ediyor'

Rolando Vazquez Muniz ekipte yer alan gençlerden biri. Kendisi gençlik ile mevcut çalışmalar arasındaki ilişkiyi anlatırken "Küba gençliği, ülkemizin bağımsızlık önderlerinin mirasını kararlı bir şekilde muhafaza ediyor; Jose Marti’nin mirasını, Carlos Manuel Cespedes’in mirasını, Fidel Castro’nun mirasını, Che’nin mirasını… Her biri yaşadıkları dönemde kendilerine düşen görevi henüz genç yaşta yerine getirdiler. Şimdi bizim için de aynı şey geçerli. Bizim şu anda silahla mücadele vermemize gerek yok, birilerini öldürmek için silaha sarılmamıza gerek yok. Tam tersine, bugün bu mirası korumak için biz gençlere nerede ihtiyaç varsa oraya yardım götürmek, hayat kurtarmak düşüyor. Bana göre bugün Küba gençliği devrimimizin takipçisi olmayan, partimizin takipçisi olmaya, Fidel’in düşüncelerinin takipçisi olmaya devam ediyor" diyor.