Küba halkının eşitlik ve bağımsızlık mücadelesinde önemli dönüm noktalarından biri olan ve her yıl “Ulusal İsyan Günü” olarak kutlanan 26 Temmuz, bu yıl Türkiye’de 6 farklı noktada kutlanıyor.
Jose Marti Küba Dostluk Derneği’nin İcadiye Semt Evi’nde yaptığı buluşmada, Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi İkinci Misyon Şefi, Ticaret Ataşesi Oscar Redondo Ramos ve Küba Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Raul Ernesto Madrigal Cardenas katıldı.
JMKDD adına açılış konuşmasını yapan Nahide Özkan, 26 Temmuz’un Küba devrimi açısından önemli bir gün olduğundan bahsetti. Özkan, Küba devrimini yaratan ve ayakta tutan en önemli iki unsurun yurtseverlik ve devrimci cesaret olduğunu, ikisinin de kararlılık, sabır, çalışkanlıkla bir arada değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Özkan, 26 Temmuz’un tek başına ele alındığında başarısız bir gün olarak değerlendirilebileceğini ancak bugün hala kutlamamızın nedeninin, 26 Temmuz’da gösterilen anlık cesaretin değil, başarısızlığa rağmen vazgeçmeyen devrimcilerin devrimle taçlanan uzun soluklu mücadelelerindeki kararlılığın, yani devrimci cesaretin olduğunu söyledi.
Özkan konuşmasında, Küba’ya karşı uygulanan ablukanın, ABD ve İsrail dışında tüm ülkeler tarafından “soykırım suçu” kabul edildiğini, ablukanın ağırlığının bilinmediğine değindi ve Eylül 2024'te Küba’ya uygulanan ablukaya dair yapılacak olan sempozyumun önemini vurguladı. Özkan, Küba’nın ablukaya rağmen başardıklarının da yine yurtseverlik ve devrimci cesaretle açıklanabileceğini, yanı sıra Küba ablukasının kalkması için herkese görev düştüğünü söyledi.
Özkan’ın ardından konuşan Ramos ve Cardenes, 26 Temmuz gününün devrimi yapan harekete adını verdiğini ve Küba halkı için önemli olduğunu belirttiler. TKP İcadiye Semt evi’nde ve genel olarak Türkiye’de evlerinde gibi hissettiklerini, Türk halkının Kübalılara her zaman sempatik davrandığını, 26 Temmuz için yapılan davetin çok anlamlı olduğunu söylediler.
Küba’nın devrim ve sonrasında zaman zaman zor dönemlerden geçtiğini, ancak pandemi ile birlikte ve özellikle Trump’ın Başkan seçilmesiyle ablukanın sertleştiğini, sonrasında Demokrat Parti döneminde de yumuşamadığını belirttiler. Küba devrimini boğmaya çalışan ablukanın kalkması için dünyanın her yerinde dayanışmanın, ses yükseltmenin önemli olduğunu söylediler.
Soru cevaplarla devam eden etkinlikte, Küba’da sıradan bir insanın gündelik hayatı, gençlerin zor koşullara rağmen devrime nasıl motive olabildiği ve mahallelerde yapılan örgütlü çalışma örneklerine dair katılımcılardan sorular geldi. Ablukaya karşı semt evlerinde yapılacak etkinliklerin önemine değinildi.