Köylüler maden şirketiyle mücadelede kararlı: 'Geleceğimizi üç beş patrona vermeyiz'

Tokat'ta Şehitler Köyü'ne yakın Sorhun Obası mevkiindeki maden arama faaliyetlerine karşı duran köylüler mücadelede kararlı: 'Çocuklarımızın geleceğini üç beş patrona teslim etmeyiz!'

Özkan Öztaş

Tokat'ta Şehitler Köyü'ne yakın Sorhun Obası mevkii sadece bu köyü değil Yeşilırmak'ı besleyen bir vadi olduğu için birden fazla şehri ve ilçeyi ilgilendiren kritik bir lokasyona sahip. 

Köylüler bir sabah uyandıklarında karşılaştıkları 29 ayrı maden arama noktası belirlendiğini görünce hemen yetkililere ulaştı. Özellikle de köy muhtarlarının öncülük etmesiyle bir araya gelen köylüler ilk önce sondaj çalışması durdurdu. Köylüler, ilgililere teslim etmek üzere malzemelere el koyarak ve maden arama faaliyetlerine dur dedi. 

Makinelerin Emsa Enerji ve Madencilik şirketine ait olduğunu öğrenen köylüler, bölgede toplanarak "Köyümüzde maden istemiyoruz" diyerek şirket çalışanlarını bölgeden uzaklaştırdı. Bölgede toplanan Şehitler Köyü, Gölcük Köyü, Sokutaş Köyü, Keçeci Köyü ve Benli Köyü muhtarları ve köylüler arazide kalan sondaj makinesinin başında nöbete başladı. 

Bu mücadele geçtiğimiz gün yine büyük bir eylemle devam etti. Bölgede yer alan köylüler önce Tokat Valiliği önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi, akabinde de maden arama sahasının olduğu köylerine giderek eylemlerini gerçekleştirdi. Sondaj makinalarının borularına astıkları pankartlarla şirkete mesaj veren köylüler, geleceklerinin üç beş patronun kârı için peşkeş çekilecek olmasına tepkili. Çünkü burası aynı zamanda köylülerin tarım, hayvancılık ve ormancılık faaliyetlerini sürdürmesine kaynak oluşturan bir doğal alan. Burada hayata geçecek maden projesi binlerce köylünün büyük kentlere göç ederek işsizler kervanına katılması manasına gelecek. 

Yaşananları köylerin mücadelesinde yer alan Emrah Korkmaz ile soL okurları için konuştuk.

Köylülerin bir araya gelerek Tokat Valiliği önünde gerçekleştirdikleri eylemden bir görüntü.

'Buraların gördüğü en kitlesel eylem oldu'

Tokat merkeze bağlı Şehitler ve çevre köylerini kapsayan alan ile Serkiz Yaylası’nda yapılmak istenen maden arama ve sondaj çalışmalarına karşı köylüler her şeyden önce bilgi sahibi olmadıklarını ifade ediyor. Normal şartlar altında ilgili süreçler hakkında köylülerin bilgilendirilmesi gerekiyor. Ancak köylüler gelişmelerden haberdar edilmemiş. 

Emrah Korkmaz köylerde başlayan eylemleri en başından bu yana takip ediyor. Kendisi köylülerin hızlıca görev paylaşımı yaptığını ve bir hafta kadar kısa bir sürede örgütlenerek harekete geçtiklerini belirtiyor. 

Emrah bu eylemleri, köylülerin nasıl kenetlendiğini şu sözlerle anlatıyor:

"Normalde benzer şeyler daha önce de olmuştu. Örnek olsun Turhal ilçesinin dibinde bir köy vardı. Eskiden kasabaydı orası. Nüfusu fazla ve görece seslerini duyuracak başka olanakları falan da vardı. Yine böyle bir eylem için köylüler bir araya gelerek iki otobüs toplanmışlardı. Bizim köylüler ise sadece bir haftada organize olarak tam sekiz otobüs insan bir araya getirdi. Şehitler köyü ilk değil. Öncesinde de benzer örnekler oldu. Oralardan gelen birikim bu eylemin daha fazla büyümesine katkı sağladı.

Mesela benim bir köylüm var. O köylerde yaşıyor kendisi de. Normalde 1 Mayıslarda ya da benzeri eylemlerde bu kadar kalabalık bir kitlenin bir araya gelemediğini ifade ediyor. Bu da Tokat'ın şu ana kadar gördüğü en kitlesel eylemlerden birini gerçekleştirdiğimizi gösteren bir başka gösterge olabilir. İnsanlar gerçekten sahip çıkıyor meseleye. Çünkü burası birçok köyün ve köylünün geçim kaynağı. Bu köylülerin başka bir şansı, başka bir umudu ya da çaresi yok. 

Sondaj vurulan yaylaya, bahar ayında hayvancılık için insanlar farklı yerlerden de geliyor. Niksar ilçesinden geliyorlar ve o köyde yaşayanlar Gürcüler. Dolayısıyla kenetlenmiş oldu herkes. Mesela bizim köy daha önce hiç gidip gelmediği başka bir köyün hakkını savunuyor. Şu an bölge köyleri dernekler üzerinden kenetlenmiş durumda. Eyleme komşu köyümüzden bir otobüs geldi mesela."

Köylerin zirvelerinde meralık alanlar var. Binlerce hayvanın otladığı bu alanlar Tokat'ın ve çevre illerin hayvancılık faaliyetinde önemli bir yer tutuyor. 

'İnsanlar şöyle bakıyor: Ormanlarımız kesilecek, yaylaklarımız yok olacak, sularımız kirlenecek'

Emrah köylülerin burada dönemsel olarak tarım ve hayvancılık faaliyetlerini şekillendirdiklerini ve temel geçim kaynaklarının bu olduğunu anlatıyor:

"Birçok köy bu yaylalara çıkarak zaman zaman hayvancılık yapıyor. Mesela Mayıs ayında ormanda mantarlar çıkar. Köylüler bu mantarları toplayarak satar. Bu dönem önemli bir gelir kaynağı olur bu. Sonra hayvanlar için otlak olarak kullanılıyor bu alanlar. Yüzlerce insan hayvanlarını yaylalara çıkarıyor ve yaz ayları boyunca burada hayvanlarını otlatıyor. Şimdi burası maden alanı olunca bunların hepsi imkansız hale gelecek. Evet bu ülkenin madene de ihtiyacı var ama bunu yapabilecek farklı mekanlar ya da tercihlerden önce zaten köylüler yolu açmış buradan başlayalım derseniz olmaz. Sonra bu ülkede neden hayvancılık bitti neden ürünlerimiz bu kadar pahalı diye oturup konuşuruz. 

Sonra ormancılık mevzusu da önemli. Devletin kontrolünde ve yasalarla çerçevesi çizilmiş bir ormancılık faaliyeti var burada. Köylüler yakacak odunlarını temin eder mesela kurumuş odunlardan. Devlet belirli yerleri kesim alanı ilan ediyordu, kişilere dağıtıyordu ağaçları, köylü bu ağaçları kesip devlete teslim edip geçimini sağlıyordu. Sistem yine aynı ama şu an devlet taşeron firmalara yaptırıyor bunu. Ama köylüler için hâlâ ekmek kapısı. 

Şimdi ne olacak ne bitecek kimse bir şey bilmiyor. Ama insanlar şöyle bakıyor: Ormanlarımız kesilecek, yaylaklarımız yok olacak, sularımız kirlenecek. Bu da mücadele etmek için yeterli zaten."

Köyler ve meralık alanlar köylülerin hayvanlarını otlatmak için kullandığı yerleri oluşturuyor. Bu aynı zamanda bölgedeki hayvancılık faaliyetlerinin en yaygın türü.

'Zirvedeki su Yeşilırmak'ı besleyen kaynaklardan biri, şimdi bunu maden patronuna mı teslim edelim?'

Emrah aynı zamanda vadinin zirvesindeki kaynakların Yeşilırmak'ı besleyen kaynaklardan biri olduğunu belirtiyor. Bu aynı zamanda burada yaşanacak bir çevre sorununun ve suyun kirlenmesi sonucunda oluşabilecek durumların Tokat'tan Amasya'ya kadar etkili olması manasına geliyor. 

"Zirvedeki suyun başlangıç noktasındaki çeşmenin ismi Gülleyik Çeşmesi. Köyde oluşturduğu dere Büyükdere. Köyün en çok suyu olan dere buradan başlıyor ve bahçelerin sulanması falan buradan oluyor. Ve aşağı köylerdeki derelerin başlangıç noktası da burası. Ta Amasya'ya kadar uzanıyor buradan çıkan sular. İşte maden arama faaliyeti için sondajın vurulduğu yerin üstünde zirve var, oradan çıkan su, bu ırmakları oluşturuyor. Bu ırmak köylerden suları toplayıp Yeşilırmak'a bağlanıyor. Yaklaşık 30 köy demek ilk elden. Ve bu köylerin temel geçim kaynakları burada yaptıkları işler.

Köylüler maden arama sahasının doğal bir zenginlik alanı olduğunu belirtiyor. Özellikle Mayıs ayında toplanan mantarlar köylülerin geçimlerini sağlayan unsurlardan biri. Çilek gibi bahçe meyvelerinin yanı sıra ormancılık faaliyetleri de sürdürülüyor köylerde.

Şimdi diyorlar ki, EMSA Madencilik gelecek buraları alacak siz de köylerinizi terk edeceksiniz. Artık İstanbul'da el kapısında mı çalışırsınız gider başkasının kapısında ırgatlık mı yaparsınız kimsenin umurunda değil. İyi ama neden onlarca köyün binlerce köylünün kaderini EMSA Madencilik diye bir firma belirlesin? Hadi burada bu işler bu kadar önemli diyelim. Normalde ne olur? Devlet gelir bunları vatandaşına da sahip çıkar. Özel şirketler ne yapar? Gördük işte başka yerlerde ilçeye bir tane cenaze arabası hediye eder madende ölen işçiler lüks arabayla taşınsın mezara diye. Kusura bakmasın kimse. Köylüler kararlı. Geleceğimizi üç beş patrona teslim etmeyeceğiz."

Emrah Korkmaz yaşananları bu sözlerle anlatıyor. Köylüler kararlı. Tokat'ın Şehitler Köyü ve çevresindeki köyler, çocuklarının geleceğini maden firmalarına peşkeş çekilmesine müsaade etmeyecek gibi görünüyor.