Yaşama, doğaya nereye bakarsak bakalım sorular sorarız. Bütün bir insanlık tarihi bu sorulara verilen yanıtlar ve yeni sorularla dolu. Felsefe yapmanın başlangıcı da burası aslında. Ancak soru sormak kadar soruları soruş biçimimiz de bir o kadar önemli. 

“Niçin?” diye sorabilir ve hayatın temel amacını bulmaya çalışabiliriz, bütün bir Orta çağ boyunca yapıldığı gibi.

“Nasıl?” diye sorabilir ve dünyanın işleyiş biçimini sorgulayabiliriz, tıpkı Galileo gibi.

“Nasıl Başlar?” sorusu da tam olarak böyle bir soru. Gördüğümüz şeylerin aslında göründükleri gibi olmadıklarını, farklı olabileceklerini açıklıkla gözler önüne serecek bir soru.

Bu sorudan oluşan bir kitap var bugün yazımın odağında. Basit olduğu kadar derin sorulardan oluşan bir kitap.

“Başlangıcı” ve “sonu” sorgularken hayattan kopmayan ama derinlere dalmaktan hiç çekinmeyen bir kitap. “Nasıl başlar?” sorusunun sınırsızlığında sizi değişime, karmaşaya ve basitliğe, sonsuzluğa ve sınırlara ulaştıracak güçte bir kitap.

Bu kitabı okurken “başlangıç ile son” arasındaki diyalektik ilişkide “son” diye anılan her olgunun yeni bir başlangıca gebe olduğunu olağanüstü yalın bir dil ve açıklıkla karşınızda bulacaksınız.

Daha da önemlisi, büyük bir eylem kitabı olduğunu anlayacaksınız. “Her şeyin bir sonu olduğunu anlamanın tek yolunu” bağıra çağıra haykıran bu kitap, sizi BAŞLAMAK için cesaretlendirecek ve en zor soruları büyük bir cesaretle sorarken yanıt aramanın ötesine ulaştıracak.

Sahiden:

“… deniz? Kumsalda başlar mı, yoksa biter mi?”

Künye: Nasıl Başlar? Silvana Tavano, Çeviren Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2016.