Kadınlar şiddetsiz ve sömürüsüz bir düzen için sokakta!

Kadın Dayanışma Komiteleri'nin çağrısıyla kadınlar İstanbul, Ankara, İzmir ve Çanakkale'de 'şiddetsiz ve sömürüsüz bir düzen mümkün' diyerek sokağa çıktı.

Haber Merkezi

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Kadın Dayanışma Komiteleri bugün sokakta.

İstanbul Beyazıt Meydanı'nda saat 17.00'de başlayan buluşmada kadınlar "Şiddetsiz ve Sömürüsüz Bir Düzen Mümkün" pankartı açtı, "Düzeniniz batsın, kadınlar yaşasın!", "Kadın düşmanı yobaz AKP!", Ekmek yoksa özgürlük yok!", "Kadın katili patron düzeni!" sloganlarıyla bir araya geldi.

Beyazıt Meydanı'nda yapılan açıklamada "İstanbul’un dört bir yanından, bu şehrin üniversitelerinden Kadın Dayanışma Komiteleri toplanıp burada, Beyazıt Meydanında sözünü söylemeye geldi! Çağrımız şiddetsiz ve sömürüsüz bir düzen için ayağa kalkma çağrısıdır!" denildi.

"Bu ülkede, bu karanlık düzende şiddete, tacize, yoksulluğa, sömürüye mahkum ediliyoruz!" denilen açıklamada "Emeğimizden, ekmeğimizden, geleceğimizden kâr etmeye çalışıyor, kendi düzenlerinin derdine düştükçe bizi yoksullaştırıyorlar! Bütün bunlar yetmezmiş gibi; şu saatte dışarı çıkma, sus, konuşma, düşünme, sakın gülme… Şiddet görüyorsan hak etmişsindir, öldürüldüysen bir sebebi vardır diyorlar! Evet bir sebebi var! Sebep, sizin gerici düzeniniz, sebep sizin yarattığınız, kadınları mahkum ettiğinizi sandığınız karanlık düzeninizdir. Ama kadınlar bu düzene sığmaz! İşçi, emekçi bu düzene sığmaz! Sizin yarattığınız karanlığı, boyun eğmeyenler yırtıp atacak!" ifadeleri kullanıldı.

'Geleceğimiz için ayağa kalkıyoruz'

İstanbul'daki Kadın Dayanışma Komiteleri adına yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Dostlar! Boyun eğmeyen emekçi genç kadınlar!

İçinde yaşamaya çalıştığımız bu düzen, emekçileri ve özellikle kadın emekçileri yakaladığı her köşeden baskılamaya çalışıyor!

Okulda, ailemizde evimizin içinde, mecbur olduğumuz part time işlerde şiddete, sömürüye, cinsiyetçi söylem ve ayrıştırmalara maruz kalıyoruz.

Bu ülkede eğitime ulaşmak hiçbir zaman kolay olmadı! Binbir zorlukla mücadele edip, bir yandan çalışıp bir yandan akademik eğitim görmeye çalışırken; iktidar eliyle akademiye yerleştirilmiş yobaz profesörlerin tacizleriyle, şiddetiyle, baskılarıyla karşılaşıyoruz!

İktidar ve onun düzen muhalefetiyle örülen bu karanlığa mahkum değiliz! 

Kapitalizmin sömürüsü eğitim hakkımızı elimizden almakla, bizi geleceksiz bırakmakla kalmadı! Yaşama dair bütün umutlarımızı tüketmeye devam ediyor!

Kapitalizm şiddeti şimdi de tüm halkı açlıkla terbiye etmeye çalışıyor. Enflasyon artıyor, alım gücü giderek düşüyor, fiyat etiketleri her gün değişiyorken; saraylarda oturanlar, açlık sınırında yaşayanlara şükretmesini öğütlüyor!

İnsanca bir yaşam sürmemizi engellerken en çok da biz kadınları hedef alıyorlar. Sizin yarattığınız düzenin krizi önce kadın istihdamından vazgeçiyor. 

En çok kadınların emeğini görmezden geliyor. Bizim emeğimizi değersizleştiriyor.  Kutsallaştırdığınız ev içi emek, ev içi şiddete dönüşürken kadınların hayatları solup yitiyor! 

Bizi nasihatlerle kandırıp, şiddetle tehdit edemezsiniz artık. Açlık sınırında yaşasak da sizin kuru tehditlerinize karnımız tok! Çünkü biz bu düzenle helalleşemeyiz, hesaplaşırız ancak!

Bugün burada ve daha nice şehirde dün de sokaktaydık, bugün de sokaktayız, yarın da sokakta olacağız!!

Şiddetsiz ve sömürüsüz bir düzen için, aydınlık yarınlarımız, emeğimiz, ekmeğimiz… Geleceğimiz için AYAĞA KALKIYORUZ! 

Gücümüzü, inancımızı örgütlülüğümüzden, haklı ve meşru mücadelemizden alıyoruz. Halkı yoksulluğa iten, geleceğimizi ve tüm umutlarımızı çalan bu emek düşmanı, kadın katili yolsuzluk düzeniyle derdimiz var. 

Bu düzen değişmedikçe, patron sınıfı emeğimizden, geleceğimizden elini çekmedikçe öfkemiz dinmeyecek!! 

Şiddetsiz ve sömürüsüz bir düzeni mutlaka kuracağız!"

İstanbul Beyazıt Meydanı

Ankara'da kadınlar sömürüsüz bir düzen için buluştu

Ankara'da kadınlar KDK'ların çağrısıyla Kuğulu Park'ta saat 19.00'da bir araya geldi.

Ankara'daki buluşmada KDK adına konuşan Burçak Özoğlu, "Doviz diyorlar, kur diyorlar, faiz diyorlar, zam üstüne zam yapıyorlar. Açıkladıkları her rakamda, oynadıkları her virgülde tencerede pişen yemeğimizden, evi ısıtan gaz parasından, çocuklarımızın geleceğinden çalıyorlar. Doviz çıkıyor bizi vuruyor, faiz düşüyor yine bizi buluyor. Onlar tahterevallide oynarken, bizim emeğimiz eriyor, dün kurduğumuz sofrayı bugün bulacak mıyız bilemiyoruz. Neymiş? Piyasalar çalkalanmış, yatırımcının iştahı kaçmış, Türkün parası ucuzlamış! Bize ne! Onlar karlarına yanıyor, bize ucuzsun çalış diyorlar. Avrupanın ucuz işçi cenneti olacakmışız, sermaye bize koşacakmış! Lafa bak!" dedi.

Artık kadınların tek çaresinin ayağa kalkmak olduğunu vuegulayan Özoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gördük iki gündür. Daha ilk adımımızda, sokaktaki sesimizden, kolkola girmiş siluetimizden, tenceremizden tavamızdan korktular. Hem de ne korkmak! Ne demişti Usta, hiç bir korkuya benzemez halkını satanın korkusu! Düzenin efendileri, iktidarıyla muhalefetiyle, yancısıyla yandaşıyla karşımıza dikildi. Provokasyon dediler, marjinal dediler, türlü türlü yol deniyorlar. Sokağı bize kapamaya çalışıyorlar. Kadınlar iyi biliyor bu numaraları. Tutmaz. Başaramazlar, bizi artık eve kapatamazlar. Yağma yok, lamı cimi yok! Kadınlar bu düzene sığmaz!"

Özoğlu'nun ardından Ankara'daki KDK çalışmaları adına konuşmalar yapıldı. 

Eylem "Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın", "Ekmek yoksa özgürlük yok" sloganlarıyla sona erdi.

Ankara Kuğulu Park

Kadınlar sömürüye karşı İzmir'de buluştu

İzmir'de kadınlar KDK'ların çağrısıyla Karşıyaka'da saat 19.00'da bir araya geldi.

İzmir'deki buluşmada KDK adına konuşmayı Gizem Batı Ayaz yaptı.

Kadına yönelik şiddetin giderek daha da tırmandığını vurgulayan Ayaz, "Çünkü iş bulamayan, geçinemeyen kadınlar evde daha fazla şiddete maruz kalıyor buna göz yummak zorunda bırakılıyor, kendisi için yeni bir hayat kuramıyor, kendi ayakları üzerinde duramıyor. İşte bu yüzden emekçiler için yoksulluk üreten bu sömürü düzenini kabul etmiyoruz. Bu düzenle kavgalıyız, yaşadığımız tüm bu eşitsizliklerin kökeninde bu sömürü düzeninin olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Biliyoruz ki ekmek yoksa, eşitlik yoksa özgürlük de yok!" diyen Ayaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Komünist Partisi, Kadın Dayanışma Komitelerinin kurulması ile birçok alanda emekçi kadınlarla bir araya geliyor. Bizler boyun eğmeyen emekçi kadınlar, bu düzeni değiştirmek için yan yana geliyoruz. Yalnız değiliz, mahallelerde, hastanelerde, iş yerlerinde, üniversitelerde örgütleniyor, Kadın Dayanışma Komiteleri’nde umudu yükseltiyoruz. Çünkü bu düzeni yıkabilecek güce sahip olduğumuzu biliyoruz.

Türkiye’nin birçok yerinde kurulan ve çok yakında sayısı 100’ü bulacak olan Kadın Dayanışma Komiteleri, semt evlerinde bir araya geliyor. İzmir'de de Bayraklı'dan Aliağa'ya, Çınartepe'den Karataş'a İzmir'in farklı noktalarında kadın dayanışma komitelerimizi kurduk. Bu düzeni değiştirmek için bir araya gelirken kimi zaman söyleşilerde buluşuyor, kimi zaman semtimizde kreş açılması için mücadele ediyor, ödenemeyen faturalardan kıyafet veya bebek mamasına kadar farklı başlıklarda dayanışarak birlikte hareket ediyoruz. Çocuklarımız semtevlerinde matematik, drama, satranç atölyelerinde ücretsiz eğitimlerle buluşuyor.

Biliyoruz ki sağlık hakkı yaşam hakkından ayrılamaz ve ücretsiz olmalıdır. Kadın Dayanışma Komiteleri’nin de bir parçası olduğu “HPV Aşısı Ücretsiz Olsun” talebi ile Türkiye’nin farklı yerlerinde HPV ve Aşı Hakkı üzerine etkinliklerde buluşuyoruz.

Bizler, boyun eğmeyen kadınlar her alandayız sağlık emekçisiyiz, sanatçıyız, bilim insanıyız, eğitim emekçisiyiz, hizmet sektöründeyiz, mühendisiz hem okuyup hem çalışmak zorunda olan gençler ya da işsizleriz.

Kadına yönelik şiddetle mücadele, gericilikle mücadeleden ayrılamaz. İşte bu yüzden laik, bilim ve aydınlanmadan yana, eşitlikçi bir düzeni kurmak için mücadele edeceğiz.

AKP gidiyor siz kenarda durun sandık gelecek bekleyin diyenler, hakkımız olanı almak için beklemeyeceğiz. Adı değişen ama kendisi aynı kalan yeni bir AKP Türkiye’sini kabul etmiyoruz. 

Bizim kaybedeceklerimiz değil kazanacak yarınlarımız var!

Şiddetsiz, sömürüsüz bir düzen için başka çaremiz yok, ayağa kalkıyoruz!

Başka bir seçenek mümkün. Maduriyetlerimizi değil kazanımla sonuçlanan mücadelelerimizi, dayanışmamızı konuşacağımız hak ettiğimiz insanca koşullarda yaşayacağımız Sosyalist Türkiye’yi mutlaka kuracağız."

İzmir Karşıyaka

Kadınlar sömürüye karşı Çanakkale'de buluştu

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Kadın Dayanışma Komiteleri Çanakkale’de de bugün sokaktaydı. 

Bugün saat 18.00’de Çanakkale İskele Meydanı’nda Çanakkale Ekmek ve Gül ile Çanakkale Kadın Dayanışma Komitesi’nin ortak çağrısıyla düzenlenen buluşmada kadınlar ‘kadın katili patron düzeni, kadın cinayetleri politiktir, şeriata faşizme karanlığa geçit yok’ sloganlarıyla bir araya geldi. 

Şiddete, eşitsizliğe, yoksulluğa karşı birleşelim

İskele Meydanı’nda kurulan kürsüde ilk olarak Çanakkale Ekmek ve Gül adına konuşma yapıldı. ‘Şiddete, eşitsizliğe, yoksulluğa karşı birleşelim’ başlıklı konuşmada 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün tarihsel kökenlerinden bahsedilirken; Çanakkale Dardanel fabrikasında çalışan kadın işçilerin ağır çalışma koşullarına ve uğradıkları baskılara değinildi. 

Çanakkale Ekmek ve Gül adına yapılan açıklama ‘Kurduğu sömürü düzeniyle şiddeti, eşitsizliği üreten kapitalizme ve ataerkil, gerici değerlere, “Tek adam, tek parti” yönetiminin cinsiyetçi politikalarına, işsizliğe, yoksulluğa, savaşa ve kazanılmış haklarımızın yok edilmesine karşı;  en yakınımızdaki kadınlarla el ele verelim; dayanışmayı büyütelim’ çağrısıyla sonlanırken kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak ve gerçek eşitliği hayata geçirmek için somut adımların atılması, 8 saatlik iş günü, güvenceli istihdam, insanca yaşanacak ücret ve koşulların sağlanması, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının  iptal edilmesi, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetle ilgili acil bir eylem planının oluşturulması, 7/24 çalışacak etkin bir Alo Şiddet Hattı, her 100 bin nüfusa en az bir sığınak, her 200 bin nüfusa en az bir cinsel şiddet kriz merkezi açılarak şiddetle ilgili ulusal mücadele  ağının hemen kurulması, her semte, her işyerine nitelikli ve ücretsiz kreş açılması için mücadele çağrısı yapıldı. 

Şiddetin ve sömürünün olmadığı bir düzen mümkün!

Çanakkale Kadın Dayanışma Komitesi adına yapılan konuşmada ise ‘bugün “Biz kadınlara reva gördüğünüz bu düzeni değiştirecek akılımız, gücümüz, yeteneğimiz ve cesaretimiz var!” demek için bu meydandayız. 25 Kasım bizim günümüz. 25 Kasım kadına dönük her türlü ayrımcılıkla, baskıyla, zorla, şiddetle mücadele ettiğimizi haykırma günü. 25 Kasım “Bu düzene boyun eğmiyoruz.” deme günü’ ifadeleri kullanıldı. 

Çanakkale Kadın Dayanışma Komitesi adına yapılan konuşma şu şekilde; 

‘Bugün 25 Kasım: Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü!Şiddetin her gün duyduğumuz tecavüz ve cinayet haberlerinden ibaret olmadığını biliyoruz.Şiddet; her kadının hayatın her alanında her gün karşılaştığı bir gerçek. Soruyoruz: Eğitim hayatından ailesi eliyle kopartılarak ya da eğitim almak için gittiği şehirde barınma hakkı elinden alındığı için okuyamayan genç kadının aile evine döndüğünde “Okumayacaksın Evlen ” baskısı şiddete değil mi?İş yaşamından uzak kalan kadınların, ömrünü ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı ile geçirmesi; bunlar beğenilmezse kadınlığının eleştirilmesi şiddete değil mi? Bir emekçi kadının işini kaybetmemek için; uygulanan mobinge, maruz kaldığı hak gasplarına, hakaret veya tacize ses çıkaramaması şiddet değil mi? Salgın koşullarında evleri aynı zamanda iş yerlerine dönüşen mesaisi 24 saate çıkan kadınların yaşadıkları; yine salgın bahane edilerek kapalı devre çalışma sistemine geçen, tuvaletlerinin-soyunma odalarının girişine kamera konup, molaları kısıtlanan Dardanel işçisi kadınların yaşadıkları şiddete değil mi? Gericiliğin hayatımızın her alanına nüfuz etmesi, giyimimize, yürümemize, konuşmamıza hatta kahkaha atmamıza saldırması şiddetin dik alası değil mi?

Bizlerden şiddetten şiddet beğenmemiz, kötünün iyisine razı olmamız bekleniyor. Başka bir çıkış yolumuz olmadığı her gün iktidarın medyası, hukuku, tarikatı, cemati ile propaganda ediliyor.

Bu düzende bize reva görülen giderek büyüyen yoksulluk, bakım ve ev işi yükleri altında ezilmek, kimi zamansa hayattan koparılmak oluyor. 

Bu gün tamda bunlara karşı durduğumuz için birlikte, yanyana, omuz omuzayız.

Bu gün “Biz kadınlara reva gördüğünüz bu düzeni değiştirecek akılımız, gücümüz, yeteneğimiz ve cesaretimiz var!” demek için bu meydandayız. 25 Kasım bizim günümüz.  25 Kasım kadına dönük her türlü ayrımcılıkla, baskıyla, zorla, şiddetle mücade ettiğimizi haykırma günü. 25 Kasım “Bu düzene boyun eğmiyoruz.” deme günü. Bizler dayanışmayı büyütecek zorlukların üstesinden omuz omuza geleceğiz! Bizler, kadına şiddeti hak gören bu düzeni değiştireceğiz! Şiddetin ve sömürünün olmadığı bir düzen mümkün! Tüm emekçi kadınları kadın düşmanı, yobaz AKP’ ye karşı ayağa kalkmaya, kadın dayanışma komitelerinde örgütlenmeye çağırıyoruz. Direndik, dayanışıyoruz. Yarınları kazanacağız.’

Çanakkale