İsrail'in Lübnan'a dönük terör saldırısı: Eş zamanlı patlamalar nasıl planlandı?

İsrail'in terör saldırısını, Hizbullah'ın satın aldığı cihazların içerisine önceden patlayıcı yerleştirerek gerçekleştirdiği iddia ediliyor. Hizbullah saldırının ardından intikam sözü verdi.

Dış Haberler

İsrail'in dün Hizbullah'ı hedef aldığı ve binlerce sivilin etkilendiği terör saldırısının yankıları sürüyor. Dünya basını, İsrail'in saldırıyı nasıl planladığını çağrı cihazlarındaki patlamaların nasıl gerçekleştiğini araştırıyor.

Reuters ve ABD medyasının aktardığı kaynaklara göre, İsrail, Lübnan'da gerçekleşen saldırıdan aylar önce Hizbullah tarafından ithal edilen 5 bin çağrı cihazının içine patlayıcı yerleştirdi.

İkisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetti, Suriye'deki militanlar da etkilendi

Hizbullah'ın İsrail'in casusluk teşkilatı Mossad'ı suçladığı operasyon, Lübnan genelinde ve Suriye'de binlerce çağrı cihazının eş zamanlı patlamasıyla sonuçlanan büyük bir güvenlik ihlaline işaret ediyor. Saldırı sonucunda on iki kişi hayatını kaybederken, Hizbullah militanları ve İran'ın Beyrut büyükelçisi Mojtaba Amani de dahil olmak üzere yaklaşık 3 bin kişi yaralandı. Lübnan Sağlık Bakanı Firass Abiad, ölenler arasında iki çocuğun da olduğunu ve 200'den fazla kişinin ağır yaralandığını bildirdi.

Saldırıda Suriye'deki Hizbullah savaşçılarının da yaralandığı ve birçoğunun Şam'daki hastanelerde tedavi gördüğü bildirildi. İran Devrim Muhafızları'na bağlı Saberin News, Suriye'deki bazı İranlı muhafızların da öldürüldüğünü kaydetti.

Çağrı cihazlarının patladığı başlıca bölgeler, Hizbullah'ın kaleleri olan Güney Lübnan, Beyrut'un Dahiyeh olarak bilinen güney banliyöleri ve doğu Bekaa Vadisi oldu.

Hizbullah, saldırıda ölenler arasında en az iki savaşçısı ve küçük bir kız çocuğunun da olduğunu doğruladı. Sonrasında Lübnan medyası, Hizbullah milletvekili Ali Ammar'ın oğlunun da patlamalarda öldüğünü bildirdi.

Saldırının ardından Lübnan'daki hastaneler hasta akınıyla dolup taştı. Yaralıları barındırmak için güneydeki Sur şehrinde bir sahra hastanesi kuruldu. İlk saldırıdan üç saat sonra dahi Lübnan'ın başkentinde ambulans sirenleri duyulmaya devam etti.

Nasrallah yarın açıklama yapacak

Saldırı, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana olan süren savaştaki hedeflerini genişleterek Lübnan sınırındaki Hizbullah'a karşı mücadelesini de kapsayacağını duyurmasından sadece birkaç saat sonra gerçekleşti. ABD yetkilileri de, taraflar arasındaki gerginliği azaltma girişimleri içerisindeydi.

Reuters'ın aktardığına göre, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, saldırıya ilişkin yarın bir konuşma yapacak.

'Hizbullah'ın yaşadığı en büyük güvenlik ihlali'

Kimliğinin açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Hizbullah yetkilisi, patlamanın Gazze'deki savaş patlak vermesinden bu yana grubun "en büyük güvenlik ihlali" olduğunu söyledi.

ABD hükümetinin eski Ortadoğu ulusal istihbarat görevlisi yardımcısı Jonathan Panikoff da, "Bu, Hizbullah'ın on yıllardır yaşadığı en büyük karşı istihbarat başarısızlığı oldu" yorumunda bulundu.

Hizbullah'tan intikam sözü

Hizbullah, saldırılar nedeniyle İsrail'i suçlayarak intikam saldırıları sözü verdi. Örgüt, saldırı nedeniyle İsrail'in "adil bir ceza" alacağını ve patlamaların nedenlerine ilişkin "güvenlik ve bilimsel bir soruşturma" yürüttüğünü ifade etti.

Hizbullah ayrıca bugün erken saatlerde Telegram'dan yaptığı açıklamada, "Geçmişteki tüm günlerde olduğu gibi, Gazze'yi desteklemek için kutsanmış operasyonlarına devam edeceğini" belirtti.

Lübnan Enformasyon Bakanı Ziad Makary de, olayı "İsrail saldırganlığı" olarak kınadı.

Lübnan Kültür Bakanı Yargıç Muhammed Wissam Al-Mortad da, bu sabah sosyal medyada bir açıklama yaparak, "İsrail düşmanıyla mücadelemizde iki gerçek var: Kötülüğünün sınırsız olduğu ve zaferimizin şüphesiz geleceği. İsrail'in dün yaptığı şey, insanlığa karşı düşmanlığının ve direnişin zafere giden yolda sağlam durma yeteneğinin kanıtlarını sunuyor. İsrail'in günleri sayılı. Tanrı şehitlere merhamet etsin, yaralılara şifa versin ve kalpleri rahatlatsın" dedi.

Lübnan Dışişleri Bakanı Abdallah Bou Habib de, ülkesinin Hizbullah öncülüğünde büyük bir misillemeye hazırlandığını söyledi.

Hamas ve İran'dan açıklama

Hamas, saldırıyı İsrail'in yenilgisine yol açacak bir "tırmanma" olarak nitelendirdi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasser Kanaani de, Lübnan'daki patlamaları "terörist bir operasyon" olarak kınayarak, saldırıyı "bir tür kitlesel katliam" ve "uluslararası insancıl hukuk"un ihlali olarak tanımladı.

İran'ın yarı resmi haber ajansı Tasnim'in aktardığına göre, Kanaani, "Lübnan'daki terörist operasyon, Siyonist rejimin birleşik operasyonlarının ve paralı asker ajanlarının bir devamı olarak gerçekleştirildi. Tüm ahlaki ve insani ilkelere, uluslararası hukuka, özellikle uluslararası insancıl hukuka aykırıdır ve uluslararası cezai kovuşturma, yargılama ve cezalandırmayı gerektirir" diye konuştu.

BM: Endişeliyiz

Birleşmiş Milletler'in Lübnan özel koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Lübnan genelindeki çağrı cihazı patlamalarının "son derece endişe verici bir tırmanış" olduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin sözcüsü Stéphane Dujarric de, bölgede durumun "son derece değişken" olduğunu ifade etti.

Lufthansa ve Air France uçuşlarını durdurdu

Bu arada Almanya ve Fransa'nın havayolları Lufthansa ve Air France, Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından bölgedeki gerginliğin artması üzerine Perşembe gününe kadar Tel Aviv, Tahran ve Beyrut'a uçuşları yarına kadar askıya aldıklarını duyurdu.

İsrail önce suskun kaldı, ABD 'İlgimiz yok' dedi

İsrail ordusu patlamalar hakkında öncesinde doğrudan yorum yapmadı, ancak üst düzey komutanların "tüm alanlarda hem saldırı hem de savunmada hazır olma durumuna odaklanan" bir durum değerlendirmesi yaptıklarını kaydetti.

Diğer yandan, İsrail ordusu, resmi Telegram kanalında yaptığı açıklamada, dün hava kuvvetlerinin “Güney Lübnan'daki beş farklı bölgede Hizbullah'a ait altyapı tesislerini” vurduğunu ve topçu birliklerinin “Güney Lübnan'daki birçok bölgeyi hedef aldığını” iddia etti.

İsrail ordusu, açıklamasında “İsrail devletini savunmak için Hizbullah terör örgütünün tehdidine karşı operasyonlarına devam edeceğini” söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller da, saldırının Gazze ateşkes görüşmelerini nasıl etkileyeceğini söylemek için "çok erken" olduğunu ifade etti. Basın toplantısı düzenleyen Miller, saldırıya ABD'nin dahil olmadığını ve kimin sorumlu olduğunu bilmediğini savundu.

İsrail ordusu sınıra özel tümen konuşlandırdı

Diğer yandan, İsrail ordusunun, saldırının ardından gerilimin tırmanması üzerine, 98. Tümeni ülkenin kuzeyine konuşlandırdığı bildirildi. İsrail basınında çıkan haberlere göre, bu özel tümen, paraşütçü ve komandolardan oluşan 10 ila 20 bin askerle bölgedeki güvenlik önlemlerini güçlendirmek amacıyla görevlendirildi.

İsrail’in kuzeye konuşlandırdığı 98. Tümen, daha önce Gazze'ye düzenlenen operasyonlarda yer almıştı. 

İsrailli yetkililer sonradan üstlendi

Ancak, ABD ve İsrailli yetkililer, bugün  "İsrail'in saldırının arkasında olduğunu, bunun İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad ve İsrail ordusu arasındaki ortak bir operasyon olduğunu" doğruladılar.

ABD ve İsrail medyası, İsrail'in kuzey cephesini genişletme tehditlerinin arttığı bir zamanda nelerin yaşandığına dair  bilgi ve analizler paylaştı.

İsrailli web sitesi Walla, üst düzey ABD'li yetkililerin "İsrail'in, Hizbullah üyelerinin Lübnan ve Suriye'de taşıdığı binlerce çağrı cihazını, partinin cihazlarının koruma ihlalini keşfedeceği korkusuyla havaya uçurmaya karar verdiğini" söylediklerini aktardı.

Buna göre, İsrail'in saldırının zamanlaması konusunda ABD'ye verdiği "gerekçeleri" açıklayan bir ABD yetkilisi, "İsrail, tuzaklı çipleri kullanma ya da onları kaybetme noktasındaydı" dedi.

'Saldırı planlanandan önce yapıldı'

Eski bir üst düzey İsrailli yetkilinin konuya ilişkin sözlerini de aktaran web sitesi, İsrail istihbarat servislerinin "Hizbullah unsurları tarafından kullanılan çağrı cihazlarına başarıyla yerleştirdikleri tuzaklı çağrı cihazlarını kapsamlı bir savaşta sürpriz bir açılış saldırısı olarak kullanmayı planladıklarını" belirtti.

Başka bir ABD'li kaynağa göre ise İsrail'in, Hizbullah'ın söz konusu cihazların bir güvenlik ihlali olduğunu keşfedebileceği yönündeki endişesi son günlerde arttı. Bunun sonucunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, üst düzey bakanlar, güvenlik ve askeri kuruluş başkanları ve istihbarat teşkilatları arasında acil istişareler yapıldı. Bu da gizli planın Hizbullah tarafından ifşa edilme riskine karşı şimdi kullanılması kararına yol açtı.

Aynı şekilde, ABD'li web sitesi Al-Monitor da, İsrail'de Hizbullah'ın cihazların tuzaklı olduğunu keşfetmeye yakın olduğu kanısının güçlendiğini ve Hizbullah üyelerinden birinin bir şeylerin yolunda olmadığından şüphelenmeye başladığını öne sürdü.

Al-Monitor, üst düzey bölgesel istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İsrail istihbaratının iki Hizbullah üyesinin cihazların sızdığını keşfettiğini tespit etmesi üzerine saldırıyı planlanandan önce gerçekleştirdiğini iddia etti.

Web sitesi, operasyonu gerçekleştirme kararının, bu istihbarat ihlali nedeniyle "çok geç olmadan" hükümete dayatıldığını belirtti. Haberde, İsrail'in asıl planının, Hizbullah ile kapsamlı bir savaş durumunda stratejik üstünlük elde etmek için cihazları patlatmak olduğu belirtildi.

'Washington operasyondan haberdardı'

Bununla birlikte, Wala web sitesine konuşan bir ABD'li yetkili, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ın, Lübnan'daki patlamaların başlamasından dakikalar önce ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'i arayarak, ona "İsrail'in yakında Lübnan'da bir operasyon gerçekleştirmek üzere olduğunu söylediğini" aktardı. Yetkilinin aktardığına göre, Galant, Austin'e hedef veya operasyonun şekli hakkında ayrıntılar vermedi.

İsrail'in saldırının ayrıntılarını önceden ABD'ye bildirmediğini söyleyen yetkili, Galant ile Austin arasındaki telefon görüşmesinin, "İsrail'in ABD'nin operasyon hakkında şaşkına dönmemesi" için yapıldığını belirtti.

Çağrı cihazını ürettiği iddia edilen Tayvanlı şirket: Biz değil, Macar firma üretiyordu 

Reuters'ın aktardığına göre, çağrı cihazlarının arkalarındaki etiketler, Tayvanlı Gold Apollo şirketi tarafından yapılan çağrı cihazlarıyla tutarlı göründü.

Bunun ardından şirketin kurucusu Hsu Ching-Kuang, çağrı cihazlarını kendisinin ürettiğini reddederek, bunların markasını kullanma hakkına sahip Avrupa'daki bir şirket tarafından üretildiğini söyledi. Hsu, "Ürün bizim değildi. Sadece üzerinde markamız vardı. Biz sorumlu bir şirketiz. Bu itham çok utanç verici" dedi.

Hsu, bu konuda suçlamayı Macar şirketi BAC'a yöneltti. Hsu'ya göre şirket Tayvanlı şirketin ticari markasını kullanma hakkına sahip. Tayvanlı şirket, BAC'ın "A-R924 modelini üreten ve satan" şirket olduğunu vurgulayarak, "sadece ticari marka lisansı verdiğini ve bu ürünün tasarımında veya üretiminde hiçbir rolü olmadığını" ekledi.

Tayvan Ekonomi Bakanlığı da, Lübnan'a doğrudan ihracat kaydı olmadığını doğrulayarak, cihazların ihraç edildikten sonra büyük ihtimalle başka şirketler tarafından modifiye edildiğini öne sürdü.

'Hizbullah ithal etmeden önce hafif patlayıcı yerleştirildi'

Olay, Hizbullah'ın üyelerine yönelik hedefli suikastları önlemek için dijital takibin yapılamadığı düşük teknolojili çağrı cihazlarını kullanmaya başladığını da gösterdi. 

Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, saldırının nasıl gerçekleştiğine ilişkin olarak ABD'li CNN kanalına yaptığı açıklamada, patlayan çağrı cihazlarının "yeni" olduğunu, çünkü Hizbullah'ın bunları son aylarda satın aldığını söyledi.

ABD'li New York Times gazetesi de, İsrail'in bu cihazları Lübnan'a ulaşmadan önce her birinin içine az miktarda patlayıcı yerleştirdiğini öne sürdü.

Gazeteye konuşan yetkililer, "30 ila 60 gramdan daha ağır olmayan" patlayıcı maddenin "her çağrı cihazındaki pilin yanına yerleştirildiğini" ve "patlayıcıları aktif hale getirmek için onları uzaktan etkinleştirilebilen bir anahtarın dahil edildiğini" söyledi.

Yetkililer, "Cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca alarm çalacak şekilde programlanmıştı" diye ekledi.

Gazete ayrıca saldırıların görüntülerini inceleyen bağımsız siber güvenlik uzmanlarının "patlamaların gücü ve hızının açıkça bir tür patlayıcı maddeden kaynaklandığını gösterdiğini" söylediğini aktardı.

El Cezire'ye konuşan bir Lübnanlı bir güvenlik kaynağı da, iletişim cihazlarının patlatılmak üzere önceden kurulmuş olduğunu ve cihazın ağırlığının 20 gram patlayıcı maddeyi geçmediğini aktardı.

Kaynak, patlatılan iletişim cihazlarının 5 ay önce ithal edildiğini ve patlayıcı yükün nasıl etkinleştirildiğine dair bir dizi ihtimalin şu anda araştırıldığını belirtti.

ABD'li Wall Street Journal gazetesi de, konuya aşina kişilere dayandırdığı haberinde, çağrı cihazlarının Hizbullah'ın yakın zamanda aldığı yeni bir sevkiyattan olduğunu kaydetti.

'Pillerin sıcaklığını yükselten bir yazılım'

Gazete, aynı zamanda, güvenlik şirketi Lobk International'ın, iletişim cihazlarının patlamasının nedeninin büyük olasılıkla kötü amaçlı yazılım olduğunu söylediğini aktardı. Şirket, patlamanın nedeninin pillerin sıcaklığını yükselten bir yazılım olduğunu ve bunun da patlamaya yol açtığını veya uzaktan patlatılan bir şarj yerleştirildiğini öne sürdü.

Hizbullah'a yakın kaynaklarsa, Associated Press'e yaptıkları açıklamada, yeni iletişim cihazlarının lityum pillerle donatıldığını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüğünü ifade etti.

Washington Post gazetesi de, bir güvenlik araştırma merkezinin, yaşananların ithal iletişim cihazlarını patlayıcı içeren bir sevkiyatla değiştirmeye yönelik büyük operasyonun sonucu olduğunu iddia ettiğini aktardı.

Hizbullah'tan bir kaynak, saldırının İsrail Şin Bet güvenlik ajansının, örgütün eski bir üst düzey İsrail savunma yetkilisine yönelik suikast girişimi yapıldığı iddiasına yanıt olarak yapıldığına inandıklarını belirtti.