IŞİD infazcısı Ahmet Güneş tahliyesinden iki yıl sonra canlı bomba hazırlamış

IŞİD yöneticisi Ahmet Güneş’in 2015 yılında Gaziantep’te yargılandığı davadan tahliye olmasının ardından geçen iki yıl içinde Hatay’da yakalanan canlı bombaları hazırladığı ortaya çıktı.

Haber Merkezi

IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda 103 yurttaşın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bombalı saldırılarına ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davanın firari sanıklarından Ahmet Güneş hakkında yeni bir dosya daha ortaya çıktı.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017 tarihli iddianamesine göre sansasyonel eylem yapmak için Türkiye’ye gönderilen 2 IŞİD terör örgütü üyesinin canlı bomba düzeneğinde Güneş’in parmak izi tespit edildi. Güneş’in bu iki canlı bombayı “sansasyonel eylem yapmak için” gönderdiği değerlendirildi. Öte yandan Güneş’in kuzeni İsmail Güneş ise 1 Mayıs 2016 tarihinde Gaziantep Emniyet İl Müdürlüğü önünde kendisini patlatmış ve bu saldırıda iki polis hayatını kaybetmişti. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Gaziantep’teki mahkemeye Güneş ve aynı dosyada birlikte yargılanan diğer iki sanık hakkında “...terör örgütü mensupları listesinde adlarının geçip geçmediği hususunda bilgiye rastlanmamıştır” notunu gönderdiği de ortaya çıkmıştı.

Tahliye edilmişti

Güneş’in Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014 yılında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla yargılandığı dosyada, o dönem Başbakanlığa bağlı olan MİT Müsteşarlığı, “…ülke içinde veya dışında herhangi bir terör örgütü mensupları listesinde adlarının geçip geçmediği hususunda bilgiye rastlanmamıştır” bilgi notunu göndermiş ve bir süre sonra da dosyadaki üç sanık da tahliye edilmişti.

‘Sansasyonel eylem' hazırlığı

Sonraki yargı süreçlerine göre; cezaevinden salıverilmesinin ardından kayıplara karışan Güneş bu dönemde de örgütsel faaliyetlerine devam etti. Ahmet Güneş ve beraberindeki IŞİD üyeleri 10 Ekim katliamı davasının firari sanıklarından Ömer Deniz Dündar’ın Hatay’da 23 Haziran 2017 tarihinde, “sansasyonel eylem” hazırlığındayken yakalandığı ortaya çıktı.

'Eylemi Türkiye'de yapmanın daha faziletli olacağını söyledi'

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre MİT Güneş ve beraberindeki kişilerin bu eylem hazırlığı hakkında bilgi verdi ve Terörle Mücadele Şubesi (TEM) ekipleri harekete geçti. 

İddianameye göre 23 Haziran günü Suriye’den Hatay’a araçla geçen IŞİD üyeleri, MİT’in istihbaratı üzerine yakalandı. İddianamede, iki IŞİD üyesine ilişkin “…şahıslardan ikisinin üzerinde beline sarılı vaziyette patlamaya hazır şehadet kemeri olarak tabir edilen canlı bomba eylemlerinde patlayıcı olarak kullanılan kemer bulunduğu anlaşılmıştır” denildi. İddianameye göre üzerinde canlı bomba yeleği olan çok sayıda IŞİD üyeleri üzerinde canlı bomba yeleği yakalandı. Bombacı Alarslan, canlı bomba talimatını kimden aldığını “Ebu Turab benim Türkiye’ye gidip bu eylemi Türkiye’de yapmamın daha faziletli olacağını söyledi, ben de Türkiye’ye giderek eylem yapmayı kabul ettim” diye açıkladı.

Parmak izi bomba düzeneğinde çıktı

İddianamede 10 Ekim katliamı firari sanıkları Güneş ve Ömer Deniz Dündar’ın parmak izinin 2 canlı bomba düzeneğinde çıktığı anlatılarak, şu değerlendirme yapıldı:

“Olay yerinden elde edilen canlı bomba düzeneği üzerinde yapılan parmak izi çalışmasında metal plakalar üzerine sarılı şeffaf koli bantları yapışkan yüzeylerinden tespit edilen 2 adet parmak izinin şüpheli Ahmet Günes¸'e ait olduğu, 4 adet parmak izinin ise şüpheli Ömer Deniz Dündar'a ait olduğu belirlenmiştir.

Dosyamızın diğer şüphelilerinin alınan ifadelerinde, kendileri ile birlikte sınırı kaçak olarak geçen ‘yaşlı adam’ diye belirttikleri sahsın yine dosyamız şüphelisi Ahmet Günes¸'in babası olan Cemil Günes¸ olduğu dosyamız arasında bulunan teşhis tutanaklarından anlaşıldı.

'Ahmet Güneş de canlı bomba olacaktı, kuzeni kendisini emniyette patlattı'

Cemil Günes¸'in ifadesi incelendiğinde: şüpheli Ahmet Günes¸'in DEAS¸ Terör Örgütü Mensubu olduğu, DEAS¸ Terör Örgütü içerisinde ders verdiği ve canlı bomba eylemi yapacağının anlaşıldığı, şüpheli Ahmet Günes¸’in kuzeni I·smail Günes¸'in Cemil Günes¸’in ( Ahmet Günes¸'in babası) yönlendirmesiyle 01/05/2016 tarihinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde canlı bomba olarak kendisini patlattığı, şüpheli Ahmet Günes¸'in de canlı bomba olarak arandığı tespit edilmiştir¸ bu soruşturma kapsamında şüpheli Ahmet Günes¸ hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarıldığı bu nedenle ifadesine henüz başvurulamadı.”

Emniyet istihbarat dairesi uyarmıştı

Ahmet Güneş’in babasının yönlendirmesiyle kuzeni İsmail Güneş, 1 Mayıs 2016 tarihinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde bomba yüklü araçla intihar saldırısı yapmıştı. Güneş’in bu saldırısı sonucunda iki polis hayatını kaybetmişti. Kuzen Güneş’in bu saldırısı öncesinde ise Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın IŞİD’in emniyet, askeri birlikler, polis ve kritik kamu-kurumlarını hedef alacağı, bu yönde çalışma yürüttüğü, keşif çalışması yaptığı”na dair istihbarat notunu ilgili birimlere gönderdiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca kuzen Güneş’in bu saldırıdan önce IŞİD’in Türkiye’deki saldırılarını organize eden Gaziantep “emiri” Yunus Durmaz grubuna katıldığı da anlaşılmıştı.

Güneş ve Dündar’ın da arasında bulunduğu IŞİD üyeleri hakkında savcılığın “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma” suçlarından cezalandırılmalarını istediği görüldü. 

Ahmet Güneş hakkında dosyada olan bilgiler

IŞİD’de yönetici konumundaki Ahmet Güneş ismini Türkiye ilk olarak IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı saldırısının ardından duymuştu. Güneş hakkında Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kendisinin de dahil olduğu 3 IŞİD’li hakkında “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 2014 yılında dava açıldığı görülmüştü. Bu dava dosyası daha sonra 10 Ekim katliamı davasının dosyasına da girdi. Antep’teki dava dosyasında Güneş’in Suriye’deyken PKK’li olduğunu ileri sürdüğü bir kişiyi infaz ettiği görüntü de yer alıyor. Bu infaz görüntüsüne rağmen, MİT’in yazısının ardından Güneş tahliye edildi ve yargılama sonunda Güneş’e “iyi hal indirimi” yapılarak, 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Güneş tahliyesinin ardından firar ettiği için cezaevine konulamadı. (ANKA)