İstanbul Esenyurt'ta, özel güvenlik müdürü Birol Yıldırım'ın müdahili olduğu olay için gittiği polis merkezinde darbedilerek hayatını kaybetmesine ilişkin 12 polisin yargılandığı dava sonuçlandı.
Davada 6 sanığın "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan 3 yıl 9'ar ay hapis 'ceza'sına çarptırılmasına, 6 sanığın ise beraatine karar verildi.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 8 tutuksuz sanık ile tarafların avukatları katılırken, maktul Yıldırım'ın ailesi de duruşmada hazır bulundu. Yıldırım'ın ailesinin avukatları, sanıkların cezalandırılmalarını talep etti.
Söz verilen tutuksuz sanıklar ise suçsuz olduklarını iddia ederek, beraatlerini istedi.
Mahkeme heyeti, sanıklar S.Y, H.K, C.G, E.G, B.K. ve K.Y'nin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilememesi ve isnat edilen eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine hükmetti.
Sanıklardan komiser yardımcısı İsmail Alperen S., polis memurları Muhammed Cihan K. İsmail G., Erdoğan K., Mustafa Ş., Muhammed Ş.’nin ise "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan 3 yıl 9'ar ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.
Sanıklar İsmail Alperen S, Mustafa Ş., Bilal.K, Muhammed Ş. İle Erdoğan K.’nin, mağdur Barış Uysal'a ve Alihan Uysal'a yönelik "kasten yaralama" suçundan 6'şar bin lira adli para cezasına çarptırılması ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararlaştırıldı.
Ne olmuştu?
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık İ.A.S'nin, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğinde komiser yardımcısı, diğer sanıkların da polis memuru olarak görev yaptığı anlatılmıştı.
İddianamede, sanıkların, müştekilerin iddiası ve tanıklığına göre kalp hastası olduğunu bildikleri Birol Yıldırım'ın ölümüne sebebiyet verecek nitelikte kusurlu oldukları belirtilmişti.
Sanıkların "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan ayrı ayrı 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar, müştekiler Barış Uysal ve Alihan Uysal'a yönelik eylemleri nedeniyle ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Diğer 5 sanığın da "kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama" suçundan cezalandırılması talep edilmişti.
Savcılığın esasa ilişkin mütalaasında olay şöyle anlatılmıştı:
"Mağdurlardan Barış Uysal'ın güvenlik amiri olarak görev yaptığı, sitede kafe sahipleri ve bir polis memuru ile arasında yaşanan olayda polis memuru darp edilerek yaralandı. İhbar üzerine kolluk kuvvetleri olay yerine intikal etti. Barış Uysal emniyete götürülürken yaşanan kavgada bulunan oğlu Alihan Uysal da telefonla emniyete çağrıldı.
Adli muayenelerinin yaptırılması için hastaneye götürülmeleri sırasında mağdurlar polis araçlarında darp edildi, daha sonra polis merkezinde gözaltına alındı. Mağdurların durumunu sormak maksadıyla polis merkezine gelen sitenin özel güvenlik müdürü Birol Yıldırım, burada kafe işletmeciliği yapan şahıslarla uyarılmasına rağmen tartıştı. Hakkında şikayet beyanında bulunulması üzerine polis merkezine alınmak istendiği esnada fiziki olarak direnen Birol Yıldırım, memurlarca zor kullanılarak alındı.
Barış Uysal, Alihan Uysal ve Birol Yıldırım polis merkezinin mutfak bölümüne zor kullanılarak koyuldu, mağdurların mutfakta yüzleri duvara dönük ve yere çömeltilerek tutuldu, ters kelepçe yapıldı. Birol Yıldırım, 'Ben kalp hastasıyım, kalbimde stent var' demesine rağmen bu sözler sanık memurlarca dikkate alınmadı. Mutfak bölümüne sırası ile girip çıkan bir kısım sanıklar, mağdurlara ve Yıldırım'a vurarak darp etti.
Sanıklar, Yıldırım'ın üzerine su döktü, ayağında nasir olduğunu ve acıdığını söylemesine rağmen nasır olan ayağına basarak canını yaktı. Bu esnada Birol Yıldırım fenalaştı ve yapılan tıbbi müdahalelere rağmen olay yerinde vefat etti."