İliç maden katliamında sanıklar Anagold'u suçladı: 'Kazanın önüne geçilecek zaman vardı'

Tutuklu sanıkların savunmaları tamamlandı. Olayda sorumluğunun Anagold'a ait olduğunu savunan sanıklar ekipman eksiğinden ve ihmallerden bahsetti.

Haber Merkezi

İliç’te 9 işçinin hayatını kaybettiği Anagold'a ait madendeki liç kayması ile ilgili davanın ilk duruşmasında 2. gün geride kaldı.

Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 5’i tutuklu 43 sanık, “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” ve “Çevreyi taksirle kirletmek” suçlarından yargılanıyor. 

Duruşmanın ikinci gününde dinlenen sanıklar Ronald Guılle, Shaun Keady Swartz, Ali Rıza Kalender, Selçuk Çiftlik ve Ömer Ardıç gerekli ekipmanın madende bulunmadığını vurguladı.

Maden şirketinin kıdemli geoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender, kazanın, proje tasarımından ve uygulama hatalarından kaynaklı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Jeoradar cihazı asıl heyelan alanına yönelik olmadığı için tespitte bulunamadı. Olması gereken iki radar cihazı olaydan sonra getirtildi. Olay yerine cihazlar zamanında alınamadı. Olaydan sonra bazı cihazlar getirtildi. Mevcutta olan jeoradar cihazı yeterli değildi. Olay günü uyarı yapmasam, o gün sahada bulunan en az 50 kişi hayatını kaybedecekti. Tüm uyarılarım dikkate alınmasına rağmen suçlanıyorum. Bu insanlar benim hatalarım yüzünden hayatını kaybetmedi.”

'Ölçüm cihazları alınsaydı kimse ölmezdi'

Kalender, sahayla ilgili sorumlu olan kişilerin bazı çalışanları bariyerleri açarak sahaya gönderdiğini iddia ederek, “Jeoradar cihazı 5 dakika geriden bilgileri vermektedir ve belli değerlerin altındaki değerli ölçmüyor. Bu yüzden olay anında anlık değer ölçümü yapılamadı. Jeoradar cihazları önceden alınsaydı, erken önlemler alınsaydı, bu kişiler hayatını kaybetmeyecekti. İki gün önce bu cihaz alınsaydı, cihazın lokasyonu iyi ayarlansaydı, Sabırlı Deresi’ndeki ölçüm değerleri tespit edilebilirdi. Yığın liçi için jeoradar ve cihaz alınmadıysa bunun sorumlusu ben değilim. Günah keçisi gösterilen benim. Anagold kendisini suçtan kurtarmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Maden şirketinin iş sağlığı güvenliği müdürü Selçuk Çiftlik, "Yetkili jeoteknik ekibi tarafından TAP dokümanı1 uyarınca kırmızı alarm ilan edilmemesi, çatlakların çimento ile kapatılması kararı verilmesi ve olaydan sadece bir saat önce çalışmaların durdurulması talimatı verilmesi sebebiyle olayın boyutu öngürülememiş olabilir" dedi.

'Kazanın önüne geçilecek zaman vardı'

INR firmasının proje koordinatörü Ömer Ardıç da Anagold'u suçladı: "Deprem gibi aniden olmamış, ben geliyorum demiştir. Çatlaklar alarm seviyesini geçmiş. Bu durum fark edilip 9 kişi kurtarılabilirdi. İhmal olduğu için 9 kişi ölmüştür. Saat farkı olduğu deniliyor ama bizim şirketimizi kimse aramadı. 43 gün önce çatlak fark edilmiş, bırakın ölümü, kazanın bile önüne geçilecek bir zaman vardı. Anagold zamanında aksiyon almış olsaydı böyle olmazdı. Projemde bir hata olduğunu kesinlikle kabul etmiyorum."

Duruşmada bir müşteki avukatı, davada bilirkişi uzmanının hazır bulunmasını talep etti. Ancak bu talep savcı ve mahkeme heyeti tarafından kabul edilmedi.

Tutuklu 5 sanığın savunmalarının tamamlandığı duruşmaya bugün saat 09.30'da devam edilecek.

Ne olmuştu?

Çöpler Altın Madeni'nde 13 Şubat 2024 tarihinde meydana gelen liç yığınının çökmesi sonucu Adnan Keklik, Kenan Öz, Ramazan Çimen, Uğur Yıldız, Abdurrahman Şahin, Fahrettin Keklik, Mehmet Kazar, Şaban Yılmaz ve Hüseyin Kara yaşamını yitirmiş, İsa Taşdelen ve İshak Demir ise yaralanmıştı. 5 Nisan günü ilk işçinin cansız bedenine ulaşılmış, faciadan ancak 116 gün sonra 8 Haziran 2024 tarihinde son işçinin de cansız bedenine ulaşılabilmişti.

İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 43 sanıktan 12'sinin "asli kusurlu", 31'inin ise "tali kusurlu" olduğu ve tüm sanıklara "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi. Ayrıca, o dönemde madeni işleten Kanadalı şirketin yöneticisi tutuklu sanık Iain Ronald Guille ile tutuksuz sanıklar C.Y.D. ve K.Ö. hakkında, "çevreyi taksirle kirletmek" suçundan adli para ya da toprak, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi.

Öte yandan bilirkişi raporuna göre "ÇED Olumlu" kararı veren yetkililer de asli kusurlu olarak değerlendirildi. İkinci kapasite artışı iznini dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum vermişti. Ancak daha sonra bu bilirkişi görüşlerine katılmayan ikinci bir bilirkişi raporu alındı. Yeni raporda facianın ÇED raporlarıyla ilişkilendirilmeyeceği, ÇED raporuna onay veren Bakan Murat Kurum‘un sorumluluğunun bulunmadığı öne sürüldü. Daha sonra da ÇED raporlarında onay ve imzası bulunan kamu yetkilileri hakkında "kovuşturmaya yer olmadığına dair" karar verildi.

9 işçi hayatını kaybetmişti: İliç davası başladı
1
  • 1

    Projenin karşılaşabileceği tehditleri ve riskleri değerlendiren, bu risklerin etkilerini analiz eden, uygun önlem ve müdahale stratejilerini belirleyen resmi belge