Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen, 9 işçinin yaşamını yitirdiği liç kaymasına ilişkin dava süreci başladı. 5'i tutuklu 43 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Haber Merkezi
Erzincan'ın İliç ilçesindeki Anagold'a ait Çöpler Altın Madeni'nde 9 işçinin liç yığını altında kalarak yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin 5'i tutuklu 43 sanığın, "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" ve "Çevreyi taksirle kirletmek" suçlarından yargılanmasına başlandı.
Davanın ilk duruşmasında Kanadalı şirketin yöneticisi tutuklu sanık Iain Ronald Guille savunma yaptı ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatını talep etti.
Tutuklu sanık şirketin sürdürülebilir yatırım projeleri müdürü Shaun Keady Swartz da suçlamaları kabul etmedi. Liç alanında doğrudan ve dolaylı görev almadığını savunan Swartz, "Bilirkişi raporları, organizasyon şemasını yanlış anladığını göstermektedir" dedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Dava görülmeye başlandı
Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Iain Ronald Guille, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları ve müşteki yakınları katıldı.
Tutuklu sanıklar Shaun Keady Swartz, Ali Rıza Kalender, Selçuk Çiftlik ve Ömer Ardıç ise duruşmaya bağlı bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) üzerinden katıldı.
Ayrıca sanıklar John H, Kenan Ö, Luis Q, Vınh Luu D L, Kevin James G, Kevin Joseph R. ve William Keith M. ise hala firari durumda.
Duruşmayı, milletvekilleri, baro yetkilileri ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de takip etti.
Usule ilişkin itiraz reddedildi
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, bazı müşteki ve sanık avukatları, salonun fiziki şartlarının yetersizliği nedeniyle usule ilişkin itirazlarda bulundu, şartların düzeltilmesini ve talimatla ifadeleri alınan bazı sanıkların salonda hazır edilmesini istedi.
İtirazları değerlendiren mahkeme heyeti, söz konusu celse için Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ve SEGBİS sistemlerinin taşınmasının mümkün olmadığını belirterek, yargılanmanın sürüncemede kalmaması için taleplerin reddine oy birliğiyle karar verdi.
Ayrıca Erzincan ve İstanbul Barosu, Türkiye Maden İşçileri Sendikası, Türkiye Barolar Birliği, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Trabzon milletvekili Sibel Suiçmez, CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz partileri adına davaya katılma talebinde bulundu.
'Daha önce böyle büyüklükte kaza görmedim'
İddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
Tutuklu sanık Iain Ronald Guıille, tercüman eşliğinde yaptığı savunmasında, ölen kişilerin ailelerine başsağlığı dileyerek, olay nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu öne sürdü.
Kendisi hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen ve herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını iddia eden Guille, şöyle konuştu:
"Kaza öncesi ve kaza anında üstüme düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiğimi belirtmek isterim. Anagold'da 'başkan yardımcısı' olarak görev aldım. Görevim gözlem yapmak ve rapor hazırlamak. 40 yıllık çalışma hayatımda daha önce böyle bir operasyonda yer almadım. Madencilik alanında 40 yılı aşkın çalışmama rağmen daha önce ne Türkiye'de, ne de başka yerde böyle büyüklükte kaza görmedim, duymadım. Benimle aynı sürede Cengiz D. çalışmaktaydı. Benim asıl görevim, maden sahasında olanları kendisine raporlamaktı."
Guille, sabah saatlerinde maden sahasında oluşan çatlaklardan haberdar olduğunu anlatarak, "Sabah saat 10.00'daki rutin toplantımızda maden sahasında oluşan çatlakları tartıştık ve ne gibi önlemler alabileceğimizi yöneticilerimizle görüştük. Toplantının ardından durumu ilk elden değerlendirmek üzere sahaya kadar gitmek üzere karar aldık. Ancak alana yaklaştığımızda bölgenin yoğun barikatlarla kapatılmış olduğunu öğrendik. Oradaki amir geçmemize izin vermedi. Nihayet alana girdiğimizde küçük çatlaklar gözlemledik. Ancak sahayı daha geniş bir yükseklikten gözlemlemek için yüksek alana çıktım. Murat B.'ye istifleme işlemi yapılmaması gerektiğini söyledim ve istifleme durdu" dedi.
Söz konusu durumdan şirketin Amerika’daki yetkililerini haberdar ettiğini aktaran Guille, "Benim görevim gözlemleme ve rapor hazırlamaktı. Öte yandan 11.00'den sonra ofise döndüm ve derhal durumu Amerika’daki merkeze bildirerek görevimi yaptım. Saat farkından dolayı mailime cevap alamadım. Bundan yaklaşık 3 saat geçti ve bu olay meydana geldi. Durumun ciddiyetinin anlaşılması üzerine çalışanlar tahliye edildi, kurtarma çalışmaları başlatıldı ve ilgili kurumlara bilgi verildi" diye konuştu.
Guille, Anagold bünyesinde 28 aydan daha kısa bir süre çalıştığını ve günlük faaliyetlere dahilinin olmadığını iddia ederek, "Yalnız gözlem ve rapordan sorumlu olmama rağmen olay günü bundan fazlasını yaparak çalışanların göçük altında kalmasına engel oldum. Olayın ciddi olduğunu çalışmaların durdurulması gerektiğini ve solüsyon kesilmesini ben söyledim. Birlikte değerlendirdiğimde ne olay günü, ne de öncesinde hukuka aykırı davranışım bulunmamaktır. Hukuka aykırı hiçbir davranışım olmamasına rağmen bir yıldan fazla süredir tutuklu bulunmaktayım. Öncelikle tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Mahkeme salonunda tartışma
Davayı takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, sanık Guille'nin avukatı Murat Volkan Dülger’e, "Elini cebinden çıkar, istersen bir de sakız çiğne" ifadesini kullandı.
Bunun üzerine, "Siz bana karışamazsınız, CMK'de elin cepten çıkması yönünde böyle bir madde yok. Siz mahkemeye karışamazsınız, vekil olsanız da böyle bir hakkınız yok" diyen avukat Dülger, daha sonra mahkeme başkanına dönerek CHP’li Yavuzyılmaz’ın düzeni bozduğu iddiasıyla salondan çıkarılmasını istedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı 20 dakika ara verdi, ardından duruşmaya devam edildi.
'Liç alanında doğrudan ve dolaylı görev almadım'
Tutuklu sanık şirketin sürdürülebilir yatırım projeleri müdürü Shaun Keady Swartz, suçlamaları kabul etmedi ve "2021'de işe başladığımdan itibaren liç alanında doğrudan ve dolaylı görev almadım. Şahsıma atfedilen bilirkişi raporlarında büyük bir hata yapılmış. Görevler benim görevimmiş gibi kabul edilmiş. Bütün hataların proje ekibine yönlendirilmesi hata olmuştur. Ciddi ve vahim hatalar, hakkımdaki hataların temelini oluşturmaktadır. Geçmişim elektrik mühendisi olmasına rağmen Anagold'da herhangi bir mühendis olarak işe başlamadım" diye konuştu.
Swartz, şirketin yapılanmasından ve görev dağılımından bahsederek, şunları söyledi:
"Şirkette çalıştığım birimin yığın linçle ilgisi yoktur. Çalışma süresinde pozisyon değişimi sonunda da mühendislik görevim olmadı. Özellikle vurgulamak isterim ki 1 Kasım 2022'den itibaren tek görev ve sorumluluğum sermaye harcamaları ve sürdürülebilir yatırım projeleri üzerine olmuştur. Bilirkişi raporları, organizasyon şemasını yanlış anladığını göstermektedir. Doğrudan ve dolaylı görevimin olmadığı yığın liçle ilgili bu durumda olmam adaletsiz oldu. Geçici görevlendirme yapıldığım dönemde 4. faz yapılmıştı. Bilirkişi raporunda bu sorumluluğun bana dayatılması son derece haksız bir durumdur. Bu suçlamaların bana nasıl yöneltildiğini hala anlamış değilim."
Hatalı iddialar dolayısıyla 10 aydır tutuklu olduğunu öne süren Swartz, savunmasını şöyle tamamladı:
"Doğrudan çalışmadığım, herhangi bir sorumluluk taşımadığım ve uzmanlığım olmadığı yerde heyelanı değerlendirmem nasıl olur. Bu süreçlerin içinde olmadığım açıktır, farklı bir iş biriminde çalışmaktaydım. Görev alanım yığın liçle alakası olmayan sermaye ve sürdürülebilir proje alanıyla ilgiliydi. Böyle bir suçlama yönlendirilecekse ilgili birimlere yöneltilmeliydi. Sorumluluğumun ve uzmanlığımın olmadığı tesiste heyelan senaryosu değerlendirmem mantıksızdır. Konteynerin yerinin belirlenmesinde dahilim yok, kimseye talimat vermedim. Konteynerlerin yerleştirilmesinde rolüm ya da sorumluluğum bulunmamaktadır."
Davanın görülmesine yarın devam edilecek
Duruşma sırasında, müşteki avukatları ve sivil toplum örgütü temsilcileri, sanıkların "taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma" suçlamasıyla yargılanmasının yetersiz olduğunu belirterek, daha ağır suçlamalar yöneltilmesi gerektiğini ifade etti.
Savcı, baroların, derneklerin ve sivil toplum örgütlerinin katılma taleplerini reddini, ailelerin katılma taleplerinin kabulünü istedi. İstanbul ve Erzincan Barosu, siyasi parti, sivil toplum kuruluşu, dernek ile talepte bulunanların dosyada mağdur, suçtan zarar gören olarak görülmediğinden, taleplerin reddine ayrı ayrı karar verildi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Ne olmuştu?
Çöpler Altın Madeni'nde 13 Şubat 2024 tarihinde meydana gelen liç yığınının çökmesi sonucu Adnan Keklik, Kenan Öz, Ramazan Çimen, Uğur Yıldız, Abdurrahman Şahin, Fahrettin Keklik, Mehmet Kazar, Şaban Yılmaz ve Hüseyin Kara yaşamını yitirmiş, İsa Taşdelen ve İshak Demir ise yaralanmıştı. 5 Nisan günü ilk işçinin cansız bedenine ulaşılmış, faciadan ancak 116 gün sonra 8 Haziran 2024 tarihinde son işçinin de cansız bedenine ulaşılabilmişti.
İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 43 sanıktan 12'sinin "asli kusurlu", 31'inin ise "tali kusurlu" olduğu ve tüm sanıklara "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi. Ayrıca, o dönemde madeni işleten Kanadalı şirketin yöneticisi tutuklu sanık Iain Ronald Guille ile tutuksuz sanıklar C.Y.D. ve K.Ö. hakkında, "çevreyi taksirle kirletmek" suçundan adli para ya da toprak, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi.
Öte yandan bilirkişi raporuna göre "ÇED Olumlu" kararı veren yetkililer de asli kusurlu olarak değerlendirildi. İkinci kapasite artışı iznini dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum vermişti. Ancak daha sonra bu bilirkişi görüşlerine katılmayan ikinci bir bilirkişi raporu alındı. Yeni raporda facianın ÇED raporlarıyla ilişkilendirilmeyeceği, ÇED raporuna onay veren Bakan Murat Kurum‘un sorumluluğunun bulunmadığı öne sürüldü. Daha sonra da ÇED raporlarında onay ve imzası bulunan kamu yetkilileri hakkında "kovuşturmaya yer olmadığına dair" karar verildi.
İliç davası başlıyor: Siyasi sorumlular korunuyor | ![]() |