İddia: İsrail Afrikalı sığınmacıları kalıcı statü vaadiyle Gazze'de savaştırıyor

İsrail'de bir savunma kuruluşunun, Afrikalı sığınmacılara Gazze'de savaşmaları karşılığında kalıcı statü teklif ettiği iddia ediliyor.

Dış Haberler

İsrail'de bir savunma kuruluşunun, Afrikalı sığınmacılara Gazze'deki savaşa katılmalarına karşılık İsrail'de kalıcı statü teklif ettiği öne sürüldü.

Haaretz gazetesine konuşan savunma yetkilileri, projenin savunma kuruluşunun hukuk danışmanlarının rehberliğinde organize bir şekilde yürütüldüğünü söylüyor.

Diğer yandan, bugüne kadar savaşa katılan hiçbir sığınmacıya resmi statü verilmediği belirtildi.

Şu anda İsrail'de yaşayan çoğu genç erkek olmak üzere yaklaşık 30 bin Afrikalı sığınmacı bulunuyor. Sığınmacıların Yaklaşık 3 bin 500'ü, devletin başvurularını işleme koymaması ve karara bağlamaması nedeniyle mahkeme tarafından geçici statü verilen Sudan vatandaşları.

7 Ekim'deki çatışmalar sırasında üç sığınmacı öldürüldü. Sonrasında, İsrail'deki sığınmacıların birçoğu tarım işlerinde ve sivil komuta merkezlerinde gönüllü oldu. Bazılarıysa İsrail ordusuna katılmayı istedi.

Gazetenin aktardığına göre, savunma yetkilileri, sığınmacıların yardımını değerlendirebileceklerini ve İsrail'de kalıcı statü elde etme isteklerini bir teşvik olarak kullanabileceklerini fark ettiler.

'İki haftalık eğitimle nasıl savaşabilirim?'

Kimliği isminin baş harfi A. olarak açıklanan bir sığınmacı, konuya ilişkin gazeteye açıklamalarda bulundu. Gazetenin aktardığına göre, A., büyük sığınmacı dalgasının bir parçası olarak 16 yaşında İsrail'e geldi.

Sahip olduğu geçici statü, ona İsraillilere tanınan hakların çoğunu sağlıyor, ancak İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Göçmenlik Dairesi tarafından periyodik olarak yenilenmesi gerekiyor ve ona kalıcı statü garanti etmiyor. A., asker olmanın İsrail toplumuna entegre olmanın en iyi yolu olarak gören birçok sığınmacı gibi orduya katılmak istiyordu.

Savaşın ilk aylarında A., polis memuru olduğunu iddia eden ve herhangi bir açıklama yapmadan derhal bir güvenlik tesisine rapor vermesini söyleyen birinden telefon aldı. A., kendisine "Buraya gel, konuşalım" dendiğini söyledi. Oraya vardığında, kendisinin "güvenlik görevlileri" olarak adlandırdığı kişilerle görüşmek için geldiğini fark etti. A. "Bana orduya katılacak özel insanlar aradıklarını söylediler. Bana bunun İsrail için bir ölüm kalım savaşı olduğunu söylediler" ifadelerini kullandı. Bu, kendisini ordu için sığınmacı arayanları işe alan bir güvenlik görevlisi olarak tanıtan bir adamla yaptığı ilk toplantıydı. Sonraki toplantılar yaklaşık iki hafta sürdü ve A.'nın askere gitmemeye karar vermesiyle sona erdi.

A. sonrasında halka açık bir yerde görevliyle tekrar görüştü. Görevli, ona toplantılar nedeniyle kaybettiği iş günlerini karşılaması için 1000 şekel (yaklaşık 270 dolar) nakit verdi. Askere alınırsa iki haftalık bir eğitim süreci olduğunu ve diğer sığınmacılara katılacağını söyledi. Ayrıca askerlik hizmeti için alacağı ücretin işinde kazandığı ücrete benzer olacağına söz verdi.

A., sonrasında şunları kaydetti: 

"Aslında hiçbir şey aramıyor olsam da, ne alacağımı sordum. Ama sonra bana dedi ki: 'Eğer bu yoldan gidersen, İsrail Devleti'nden belgeler alabilirsin'. Bana kimliğimin bir fotokopisini göndermemi istedi ve bu işlerle ilgileneceğini söyledi."

A.'nın askere alınması için bir tarih belirlendikten sonra, farklı düşüncelere kapılmaya başladı. A., "Gitmek istiyordum ve bu konuda çok ciddiydim, ama sonra şöyle düşündüm: Sadece iki haftalık eğitim ve ardından savaş çabasının bir parçası nasıl olabilirdim? Hayatımda hiç silaha dokunmadım" diye konuştu.

'Beni hiç tanımayan adam özel birini aradığını söyledi'

Eğitimi başlamadan kısa bir süre önce, A. irtibatına fikrini değiştirdiğini söyledi. Görevlinin öfkelendiğini belirten A. şöyle devam etti: 

"Benden farklı bir şey beklediğini söyledi. Ama aynı zamanda bu olasılığı tamamen kapatmadı. 'Konuşmaya devam edelim ve istersen daha sonra katılabilirsin' dedi."

A. tam olarak neden kendisiyle iletişime geçildiğini ve başkalarıyla neden iletişime geçilmediğini bilmediğini söyleyerek şöyle konuştu:

"Adam bana özel insanlar aradıklarını söyledi. Ona beni özel yapan şeyin ne olduğunu sordum, beni hiç tanımıyordu."

Askeri kaynaklar doğruladı

Askeri kaynaklar, savunma kuruluşunun çeşitli operasyonlarda sığınmacıları kullandığını ve bunların bazılarının medyada yer aldığını doğruladı. Gazetenin bu kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre, bazı kişiler bu uygulamaya itiraz ettiği ve bunun savaş nedeniyle ülkelerinden kaçan insanları sömürdüğünü savundu. Ancak kaynaklara göre bu sesler susturuldu.

Bir kaynak, "Bu çok sorunlu bir konu. Hukukçuların dahil olması, kimseyi İsrail'de yaşamaya çalıştığımız değerleri göz önünde bulundurma yükümlülüğünden kurtarmaz" diye konuştu.

Bazı kaynaklar da, çatışmalara katılan sığınmacılara statü verilmesiyle ilgili bazı soruşturmalar olsa da aslında hiçbirine statü verilmediğini açıkladı.

İçişleri Bakanlığı'nın, ayrıca İsrail okullarında eğitim gören sığınmacıların çocuklarını İsrail ordusuna alma olasılığını araştırdığı öğrenildi. Geçmişte İsrail hükümeti, yabancı işçilerin çocuklarının, yakın aile üyelerine statü verilmesi karşılığında İsrail ordusunda görev yapmasına izin veriyordu.

Konuya ilişkin Haaretz'e demeç veren ilgili savunma kuruluşu, tüm eylemlerinin yasal olarak yürütüldüğünü öne sürdü.