Ho ho ho mutlu grevler! Yeni yıl yaklaşırken Fransa'dan sınıf manzaraları

Grevler, elektrik kesintileri, Macron'un emeklilik reformu... Fransa'da bu kış 'sıcak' geçecek gibi görünüyor.

İsmet Can Uslu

Avrupa Birliği'nin resmi istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre Kasım 2022 itibariyle AB bölgesinde yıllık enflasyon yüzde 11'in üzerinde seyrediyor. Fransa yüzde 7 ile bu ortalamayı aşağı çeken ülkelerden biri olabilir ama rakamlar her şeyi açıklamaya yetmiyor. Fransa'da 2022 yılı irili ufaklı grevlerle geçiyor.

İşçi sınıfının enflasyonla derdi var

Ülkemizdeki verilerle karşılaştırınca Fransa'nın tek haneli enflasyonu soL okurlarına gülünç gelebilir. Sayılar ve oranlar değişse de enflasyonla mücadelenin özü aynı. Tıpkı Türkiye'deki gibi, Avrupa'da da marketlerdeki ve faturalardaki rakamların büyümesi çalışanların ücretlerinin otomatik olarak yükseleceği anlamına gelmiyor. 2022 başında Türkiye'de motokuryeler başta olmak üzere birçok sektörde patlak veren işçi direnişlerinin temel talebinin ücret artışı olduğunu hatırlayanlar olacaktır. Avrupa'da da grevlerin yakıcı nedeni enflasyon ve temel talebi ücretlerde iyileştirme. 

Bu hareketliliği ülkemizdeki direnişlerden ayıran yanlar da var. Bu direnişlere Avrupa'da çoğunlukla geleneksel sendikal yapılar öncülük ediyor. Özellikle ulaşım, eğitim ve sağlık gibi sektörlerdeki grevlerin örgütlenmesinde anlık tepkilerden çok toplu iş sözleşmesi görüşmeleri gibi süreçler belirleyici olabiliyor.

An itibariyle Fransa'da süren grevlere göz atmak isteyenler cestlagreve.fr adresine bakabilirler. Bu listedeki örneklerin hemen hepsi ulaşım sektöründen: demiryolu hatlarında çalışanları otobüs şoförleri takip ediyor, dağıtımcılar araya karışıyor, havayolları emekçileri sırada bekliyor... Geçtiğimiz günlerde petro-kimya başta olmak üzere başka sektörlerde de grevler yapıldı yapılmasına ama ulaşımdaki bu yoğunlaşmanın enerji ve yakıt maliyetleri ya da özelleştirme hamleleri gibi özel nedenleri olabilir. 

Fransa'yı 'rehin alan' grevler

Nedeni ne olursa olsun ulaşım hatlarında iş bırakmanın sonuçları günlük yaşamı derinden etkiliyor. Yolcuların sık sık sefer iptallerini kontrol etmesi gerekiyor. İyice seyrelen seferleri beklemekte ısrar edenler istasyonlardaki mutsuz ve umutsuz kalabalıklara karışıyor.

İşçilerin direncinin kırılması için Fransız basını her defasında “gereğini yapıyor”. Direnen işçilerin Fransızları nasıl “rehin aldıkları” ekranları ve manşetleri süslüyor. Boyalı basın önümüzdeki günlerde benzer haberler bulmakta zorluk çekmezse kimse şaşırmasın.

Noel tatilinde yola çıkanların büyükçe bir bölümü iptal edilen seferlerle karşı karşıya kalabilir. Arabayla gitme planı yapanlarsa iki ay önce benzin istasyonlarını “rehin alan” grev dalgasını düşünmeden edemiyor. Tüm bu nedenlerden dolayı tam da şu günlerde halkın büyükçe bir bölümünün işçi sınıfının bir kesimiyle karşı karşıya getirilmesinin zemininin daha da büyüyeceğini tahmin etmek zor değil. Neyse ki çoğu Fransız zam isteyen işçilerin aslında on binlerce avro maaş almakta olduğu gibi yalan haberlere pek kulak asmıyor. “Şımarık grevciler”i karalamak için yazılanlar kimi ikna etti bilinmez, ama bu arada Total şirketinin genel müdürü aylık kazancının yarım milyon avroyu bulduğunu açıklamak zorunda kaldı...

Fransızların büyük bir dikkatle takip ettiği haberlerin başında bu kış başlayacak planlı elektrik kesintileri geliyor. Ukrayna'daki savaş nedeniyle enerji piyasasındaki genel sorunlar, Fransa'nın nükleer kapasitesinin tamamının kullanılmaması, devletin enerji şirketi EDF'nin özelleştirme girişimlerinin gölgesinde faaliyet göstermesi gibi nedenlerden dolayı Fransa'nın artık adlı adınca bir enerji sorunu bulunuyor. 

Bireysel enerji tasarruf tarifleriyle geçen bir yazın ardından bu kıştan itibaren tüketimini özellikle yoğun saatlerde düşürmeyi başaramayan yerleşmelerde planlı kesintilerin yapılacağı duyuruldu. Fransızlardan komşularının hangi saatte çamaşır yıkadığına ya da hangi saatte yemek pişirdiğine kulak kabartıp, telefon uygulamasından mahallelerinin enerji tüketimini takip etmeleri bekleniyor. Böylelikle hükümetin çözemediği enerji açığını hanelerin sağduyusu hafifletebilecek...

Ocak ayı 'sıcak geçecek'

Noel tatilinde ya da olası elektrik kesintilerinde yaşanabilecek öfke patlamalarını bir yana bırakalım. Fransa'da ocak ayının sıcak geçeceğine dair yaygın bir öngörü var. Faşist adayın karşısında ikinci kez “el mahkum” başkan seçilen Macron'un en büyük seçim vaadi olan “mezarda emeklilik” reformu yeni yılın ilk ayında gündeme gelecek. Grev sürecine girmiş bazı sendikaların kendi takvimlerini bu yasanın mecliste görüşüleceği zamana denk getirmek için plan yaptığını belirtmekte yarar var.

Başka birçok yerde olduğu gibi Fransa'da da emekçiler 2023 yılına toplumsal tepkilerin biriktiği, ekonomik taleplerin yükseldiği ve siyasetin hızlandığı bir atmosferde giriyor. Dünyanın birçok yerindeki durumun tersine, Fransa'da sendikalar hala sokakları kızıla boyayabiliyor, halk canına tak edince o sokakları bayram yerine çevirebiliyor. Yalnız, tam da bu noktada iki ufak hatırlatmada bulunmak durumundayız: 

  1. Tıpkı İngiltere için1 yazıldığı gibi, Fransa'da da işçi hareketinin savunmacı bir çizgide durduğu bir gerçek. Sınıfın şimdiki durumunu veri alacak olursak Macron'un reformlarına engel olmanın başlı başına büyük bir başarı sayılacağını söyleyebiliriz.
  2. Neredeyse Avrupa'nın tamamında olduğu gibi Fransa'da da solun kimlik siyasetine sarıldığı oranda işçi sınıfından uzaklaştığı ve bu nedenle sınıf hareketlerini kapsayamadığıysa bir başka gerçek. Ne yazık ki kitlesel sendikal yapıların da sosyal demokrasinin farklı renklerine angaje kadroların vizyonunu aşması yakın zamanda mümkün görünmüyor.

CGT (Genel Emek Konfederasyonu) Genel Başkanı Philippe Martinez

Siyasetin boşluk tanımadığı doğruysa önümüzdeki dönem ortaya çıkacak sınıf hareketliliklerinin siyasi yelpazenin iki ucunu yoklaması şaşırtıcı olmayacak. Kötü olandan başlarsak, Avrupa'da olduğu gibi Fransa'da da faşizmin toplumsal hoşnutsuzlukları “gole çevirmesi”nin an meselesi olduğunu itiraf edelim. Solun işçi sınıfını göz ardı etmesi ya da kapsayamaması faşist hareketlere toplumsal tabanını genişletmesi ve sokak gücü kazanması için doğal bir zemin yaratıyor. 

Önümüzdeki haftalarda olur da sokaklar yine dolup taşarsa bir sonraki “Sarı Yelekliler”in sağcı mı yoksa solcu mu olduğunu tartışmakla zaman kaybetmek istemeyecek soL okurları adına aşağıdaki dilekleri kaleme alma hadsizliğinde bulundum.

Fransa işçi sınıfı için 2023 dilekleri

Fransız komünizminin kan kaybını engellemek ve bir gün yeniden ayağa kalkmak için acilen taze kana ihtiyacı var. 2023 yılında yaşanması muhtemel toplumsal patlamalar genç devrimci siyasi kadrolar için bir okul işlevi görebilir.

Bu okulun mezunları arasında göçmen işçilerin oranı ve görünürlüğü ne kadar yüksek olursa hareketlerin toplumsallaşmasının önü de o kadar açılır. Özellikle kayıtsız göçmenleri kapsamayı başarabilecek örgütlenmeler dinamik bir toplumsal tabanda hızla yayılabilir.

Göçmenlerin sınıf hareketinde görünürlüğünün artması laikliği kenara bırakmadan da azınlıkların ırkçılardan korunabileceğini gösterir. Sınıf siyasetinin güçlenmesiyle “büyük siyaset”in faşist adaya karşı baraj kurma (yani kötünün iyisini seçtirme) oyunu biraz olsun sarsılabilir.

Fransa bahane... Umalım da 2023 Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde işçi sınıfının ağır ellerini toprağa basıp doğrulduğu bir yıl olsun. Toplumsal mücadeleler bazen kupa finali gibi geçebiliyor ve kaçırılan penaltının telafisi olmuyor.

  • 1. Eren Korkmaz, “Britanya’da işçi hareketinin durumu ve yakın geleceği.” soL haber portalı, 11 Aralık 2022.