Fransa'da merkez sağcı başbakan Michel Barnier'in üç aylık hükümeti güven oylamasının ardından düştü.
Sol partilerin ittifakı tarafından getirilen güven oylaması önergesi, Marine Le Pen'in göçmen karşıtı, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi'nden milletvekilleri tarafından desteklendi. 577 koltuklu parlamentoda Toplam 331 milletvekili bu gece hükümetin düşmesi yönünde oy kullandı.
Oylama öncesinde Fransa'nın "bilinmeyene sürükleneceği" konusunda uyaran Barnier, oylama sonucunun ardından başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalacak.
Macron siyasi baskı altında
Hükümetin devrilmesiyle, cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, görev dönemindeki en büyük siyasi krizle karşı karşıya kalacak. Büyüyen bir kamu bütçe açığıyla karşı karşıya olan Fransa'da şimdi 2025 bütçe tasarısının nasıl kararlaştırılacağı ve Macron'un başbakan olarak kimi atayabileceği konusunda belirsizlik var.
Cumhurbaşkanlığı görevine ikinci kez 2027 baharına kadar devam edecek olan Macron, belirlediği hükümetin düşmesi nedeniyle istifa etmek zorunda olmasa da, üzerinde büyük bir siyasi baskı oluşmuş durumda. Güven oylaması öncesi yaptığı açıklamada, istifa etmeyeceğini belirten Macron, böyle bir senaryonun "siyasi kurgu" olacağını öne sürdü. Ancak solun ve aşırı sağın bir kısmı onun istifasını istiyor.
64 yıl sonra bir ilk
Bugünkü oylama, Charles de Gaulle'ün cumhurbaşkanı olduğu 1962'de Georges Pompidou hükümetinin yenilgisinden bu yana ülkenin ilk kabul edilen güvensizlik oyu oldu. Barnier hükümetinin ömrü, 1958'de başlayan Fransa'nın Beşinci Cumhuriyeti'nde yer alan hükümetlerin en kısası oldu.
Ülkede Temmuz 2025'ten önce yeni parlamento seçimleri yapılması mümkün değil. Bu da Macron'un derinden bölünmüş bir ulusal meclisle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.
Yalnızca üç ay süren hükümet
Macron'un Haziran ayında ani çağrısıyla yapılan erken seçimlerin ardından Fransız parlamentosu mutlak çoğunluk olmadan üç grup arasında bölündü. Sol ittifak en fazla oyu aldı ancak mutlak çoğunluğa ulaşamadı. Macron'un merkez sağcı grubu kayıplar yaşasa da parlamentoda tutundu. Le Pen'in aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi parlamentoda koltuk kazandı ancak soldan ve merkezden gelen taktiksel oylamalar nedeniyle iktidara gelemedi.
AB'nin eski Brexit (İngiltere'nin AB'den ayrılma süreci) müzakerecisi Barnier, bu yaz iki aylık siyasi felçten sonra Eylül ayında Macron tarafından atanmıştı.
Barnier'in çöküşünü hazırlayan temel görevi, 2025 bütçesini oylayarak geçirmekti. Barnier, 2025 bütçesi kapsamında Fransa'nın açığını 60 milyar avroluk vergi artışları ve harcama kesintileriyle kapatmaya başlayacağını söyledi. Ancak bütçe konusunda haftalarca süren çıkmazdan sonra Barnier, önceki anayasanın 49.3'üncü maddesini kullanarak bir sosyal güvenlik finansmanı tasarısını geçirdi. Bu, bir hükümetin parlamentoda oylama yapmadan yasa çıkarmasına izin veriyordu. Bu, sol ittifak aşırı sağ tarafından getirilen iki ayrı güvensizlik oyu önergesini tetikledi.
Le Pen, desteğini kesti
Barnier'in azınlık koalisyonu, hükümetin içinde yer almamasına rağmen parlamentoda güçlü bir role sahip olan Le Pen tarafından desteklenmişti. Ancak Le Pen, Barnier'in bütçesinin ülke için bir tehlike olduğunu söyleyerek safını değiştirdi. Fransız halkının Barnier'in atamasının hükümet kurumlarını sakinleştirmesini ve "ülke için bir vizyon" sağlamasını beklediğini ifade eden Le Pen, başbakanın bütçe planının "bir felaket olduğunu" savundu.
Barnier, güvensizlik oyuna dahil olmaması için Le Pen'le doğrudan müzakere etmeye çalıştı ancak oylamaya katılmasına engel olamadı.
Le Pen, sosyal medyada, sağ ve merkezin egemen olduğu bir koalisyona liderlik eden Barnier'in "Emmanuel Macron'un felaket sürekliliğini" takip ederek "sadece başarısız olabileceğini" yazdı. Parti seçmenlerinin yaşam maliyeti konusunda derin endişe duyduğunu söyleyen Le Pen, 11 milyon seçmenini "koruduğunu ve savunduğunu" belirtti. Ulusal Birlik milletvekillerinden Jean-Philippe Tanguy da, "Bütçenin olmaması, gerçek bütçeden daha iyidir, bu da ne kadar kötü olduğu hakkında çok şey söylüyor" dedi.
Parlamento 20 Aralık'a kadar bir bütçe geçiremezse, mevcut hükümet yeni bir kabine ve yeni bir 2025 bütçe tasarısı gelene kadar harcama limitlerini ve vergi hükümlerini 2024'ten itibaren devredecek acil durum mevzuatı önerebilir. Ancak, Barnier hükümeti tarafından planlanan harcama kesintileri ve vergi artışları yoluyla yapılan tasarruflar rafa kaldırılacak.
Le Pen'in partisi, hanelerin bu senaryoda daha iyi durumda olacağını kaydederken, Barnier, hükümetin çöküşünün "finans piyasalarında son derece ciddi ve çalkantılı koşullar" getireceğini savunarak, buna şiddetle karşı çıktı. Barnier'in bakanları da, eşikler enflasyona göre ayarlanamazsa daha fazla insanın vergi veya ek vergi ödemek zorunda kalacağını ifade etti. Çalışma bakanı Astrid Panosyan-Bouvet de, hükümetin çöküşünden sonra "üzüntü ve endişe" olacağını ileri sürdü.
Sol ittifak: 'Bu bir umut işareti'
Parlamentonun maliye komisyonu başkanı olan sol bloktaki Boyun Eğmeyen Fransa partisinin üyesi Éric Coquerel ise, güvensizlik oyu vermenin bir "umut" işareti olduğunu ve "Fransız halkının büyük çoğunluğunun bunu desteklediğini" belirtti. Coquerel, Barnier'in, hükümetin düşmesi durumunda "finansal ve ekonomik kaos" yaşanacağını iddia etmesini "telaş yaratma çabası" olarak niteledi.
Artık soldan bir başbakan olması gerektiğini söyleyen Sosyalist Parti lideri Olivier Faure da, Macron'un Fransız halkıyla konuşması gerektiğini savundu. Faure, Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada, Macron için "Noel'den hemen önce Fransız halkını bu belirsizlik içinde nasıl bırakabilir?" dedi.