Karadeniz'de bir kez daha "yılın o vakti" geldi çattı: Fındık toplama mevsimi.
Barış Tüysüz, Giresunlu. Gazeteci. Yerel basında çalışıyor.
Bölgenin birçok insanı gibi, o da "yılın o vakti"nde, kendi fındık bahçelerinde ter döküyor.
Eskiden üreticinin tek işi fındıktı. Şimdilerde, Tüysüz'e göre, birçokları için fındık tek iş değil, ek iş.
Çünkü artık birçok üretici, fındıktan kazandığıyla geçinemiyor.
"Fındık tarımı, bölge insanın geçim kaynağı olmasının yanı sıra, sosyal ve kültürel hayatı da şekillendirir. Evlenecek çiftler nişan ve düğün parasıdır fındık, öğrenciler için okul masrafları, herkes için eve eşya alma parasıdır. Borcu olanlar için güvencedir fındık. Yani normalde öyleydi."
Peki şimdi?
"Geldiğimiz noktada, iktidar eliyle fındık tekelleri ve baronların menfaatlerine yönelik atılan adımlar, fındık üreticisinin emeğinin karşılığını alamamasına neden oluyor. Dolayısıyla büyük toprak sahipleri dışındaki yurttaşların fındıktan geçimini sağlamasını olanaksız kılıyor. O yüzden sadece fındıkla geçimini sağlayan insanların sayısı yok denecek kadar azaldı."
Her sene fındık toplama sezonu geldiğinde binlerce bahçede on binlerce tarım emekçisi zor şartlarda fındık topluyor. Ancak piyasayı büyük tekeller belirliyor, üretici yalnız ve çaresiz kalıyor. Yevmiyeler, artan giderler ve hayat pahalılığı derken birçok fındık üreticisi "babadan kalan bahçe, eksen olmaz yaksan olmaz" diye serzenişte bulunuyor.
'TMO'nun alım fiyatları hayal kırıklığı'
Fındık üreticisinin hasat öncesinde birçok masrafı var: gübreleme, ilaçlama, bahçe ve ot temizliği, hasattan sonra fındığın kabuktan ayrılması...
Tüysüz, maliyetlerin had safhada olduğunu, bunlara bahçede çalışan işçilerin yevmiyeleri de eklendiğinde üreticilerin aldığı karşılığın, verdikleri çabaya değmediğini söylüyor.
"Girdi maliyetleri önceki seneye oranla yüzde yüz artış gösterdi. Buna karşın Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanan 130 TL’lik fındık alım fiyatı üreticiler tarafından hayal kırıklığı ile karşılandı."
İktidar bu yıl taban alım fiyatını levant kalite fındık için 130 lira, Giresun kalite fındık için 132 lira olarak belirledi. Ziraat odaları ve üreticiler fiyata tepki gösterdi, iktidar sözcüleriyse bu tutarı lütuf gibi dillendirdi.
Kahverengi kokarca
Ancak bu yılki hayal kırıklığının tek sebebi TMO'nun alım fiyatı değil.
Üretici, bu yıl düşük randıman alabildi. Sebep, kimi zirai hastalıklar.
Ünye-Fatsa havzasında bu yıl kahverengi kokarca hastalığı görüldü. Tüysüz, "normalde 50-55 seviyelerindeki randıman, 35-40 seviyelerine düştü" diyor. Yani bir kilo kabuklu fındıktan, yarım kilonun altında iç fındık elde edilebiliyor.
Yeni elek sistemi
Ama Karadenizli fındık üreticilerinin bu yıla has dertlerine bir diğeri daha eklenmiş durumda: Yeni elek sistemi.
Bu yıl, çapı 11 mm'nin altındaki fındıklar, sağlıklı dahi olsalar, buruşuk sayılmaya başlandı.
Bu yeni dayatmanın arkasında, bölgedeki fındık alımının yabancı tekeli Ferrero var.
Ferrero'nun talebini uygulayan tüccarlar 11 mm altındaki mahsul için çiftçiye yarı fiyat teklif ediyor. Oysa 9-11 mm aralığındaki fındıklar kuruyemiş dışında kalan, püre, kıyılmış, ezme yapımı gibi endüstriyel üretiminin en önemli kısmını oluşturmakta. Kullanım değerleri var, piyasada ihtiyaç duyulan ürünler.
Ferrero soruşturması sessiz sedasız sonlandırıldı
Ferrero, üreticileri zarara sokup kendi kârını artırmak için her yolu deniyor. 2022 yılında Rekabet Kurumu, Türkiye'de fındık piyasasıyla olağan dışı yöntemlerle oynadığı gerekçesiyle Ferrero'ya soruşturma açmıştı.
Kurum, bir buçuk yıl şirketi soruşturdu. Sonunda, geçtiğimiz Mart ayında, soruşturma sessiz sedasız kapatıldı. Rekabet Kurumu, "Yürütülen soruşturma Ferrero'nun endişeleri gideren taahhütleriyle sona erdirilmiştir" dedi.
Türkiye'de tarım, uzun süredir alarm veriyordu. Son birkaç haftadır farklı yörelerde, bambaşka ürünler eken çiftçilerin büyük çoğunluğu eylemler düzenlemeye başladı. Marketlerde tarım ürünleri çok pahalı, buna rağmen çiftçiler zarar ediyor.
Kimilerine göre ortada "düzensizlik", veya "işlemeyen bir düzen" var.
Ancak, tam olarak böyle işlemesi istenen bir düzenin kurulduğu da düşünülebilir. Zira AKP hükümeti, düzensizliğe son vermek için "Çiftçi Kayıt Sistemi"ni kurdu. Hükümet, bu sistemi, "üretimi planlayacağız" diye pazarladı.
Sistemde kayıtlı 500 bin civarında fındık üreticisi var. Aileleriyle birlikte fındıktan geçinen nüfus 2 milyonu buluyor.
Ancak planlama, fındık üreticisini yabancı tekele daha fazla ezdirmekle sonuçlandı.
Tüysüz, "Dünya fındık pazarında yüzde 65’lik payıa açık ara lider konumda olan ülkemizde fiyatlama, iktidar eliyle yabancı bir tekel firmanın iki dudağının arasına terk edilmiş halde" diyor.
Hükümet, bu yıl tepkilerden korktuğu için fındık taban fiyatını açıklamayı geciktirdi.
"Çok ilginç" diyor Tüysüz, "CHP’nin Giresun’da düzenleyeceği mitinge saatler kala fiyatı açıkladılar. Bu bakımdan fındık mitinginin gündemi şekillendirdiğini düşünebiliriz. Ayrıca, fındık üreticileri açıklanan taban fiyata tepkilerini miting alanında gösterdiler, 'erken seçim' sloganları attılar."
Fındık üreticileri mutsuz.
Tarım işçilerinin durumu daha kötü. Yevmiye, bu yıl 800 lira olarak belirlendi. Ancak bu paraya çalışacak kişi bulmak zor. Tüysüz, yevmiyenin 1300-1500 lira civarına kadar çıktığını belirtiyor.
Ancak ülkedeki hayat pahalılığı, tüm masraflarını kendileri karşılayıp çok zor şartlarda kalan mevsimlik tarım işçilerini daha fazla kazanabilecekleri işler aramaya itiyor.
İşçi kazanamıyor, çiftçi kazanamıyor. Halk markette fiyatlardan dolayı fındığın yanına yaklaşamıyor.
İnsan, "madem bu halka hiç faydası yok, bu fındık niye üretiliyor" diye soruyor.