Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK), ilk kurultayını yarın Ankara'da topluyor.

Kurultay öncesi KDK'ler adına Gülperi Putgül Köybaşı, soL'un sorularını yanıtladı, hem kurultay hem de yarın yapılacak basın açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

'Kadınların olduğu her yerde dayanışmaya ihtiyaç var'

Kadın Dayanışma Komiteleri yola çıkalı bir yıl oldu ve ilk kurultayını bu hafta sonu gerçekleştirecek. Kuruluştan bu yana geçen bir yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadın Dayanışma Komiteleri, bir yıldır önemli bir iş yapıyorlar. İşyerlerinden mahallelere, okullara, bir dayanışma örüyorlar. Komitelerin kurulmasına başladığımızdan beri, kadınların pek çok alanda bir dayanışma örebileceklerini görmüş olduk. Kadın sağlığı üzerine bilgilenmekte, taciz ve şiddete karşı mücadeleye, işyerlerinde haklarımızı korumaktan, kreş hakkını talep etmeye kadar birçok konuda bir araya gelen Komiteler oldu. Hem yaygınlaşmalarının hem de farklı konuları gündeme getirmelerinin oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Kadınların olduğu her yerde dayanışmaya ihtiyaç var. Bunu sağlayacağız.

'Daha fazla alanda söz söylemeye devam edeceğiz'

Türkiye'de kadınları hedef alan saldırılar çeşitli boyutlarıyla sürekli gündem olurken, bu durum neredeyse her günün gündemi haline gelmiş durumda. Böyle bir atmosferde toplanan kurultayın gündemi ya da amaçlarına ilişkin neler söylersiniz? Önümüzdeki dönemde neler yapacak KDK'ler?

Kurultayı hem bir değerlendirme yapmak için, hem de önümüzdeki süreci planlamak için topluyoruz. Amacımız iki yönlü; Komiteler’in sayısını arttırmak ve var olanların etki alanını genişletmek. Önemli siyasi başlıkları tartıştığımız, deneyim aktarımı yapılan bir kurultay olacak. Ayrıca bir çalışma takvimi de belirleyeceğiz. Laiklik mücadelesi, kadına yönelik şiddet, işyerlerinde örgütlenme, mülteci ve göçmen kadınlar gibi birçok gündemimiz var. Bu konularda çalışma grupları oluşturacağız ve daha fazla alanda söz söylemeye devam edeceğiz.

'Afgan kadınlarını selamlamak için bu eylemi yapıyoruz'

Kadın Dayanışma Komiteleri kurultay sürecinde bir de Ankara'da basın açıklaması yapacağını duyurdu. Açıklama çağrısında da “Emperyalizme ve Gericiliğe Karşı Kadınlar Birlik Olmalı” ifadesi kullanıldı. Bu aynı zamanda Afganistan'da son dönemdeki gelişmelere dair de bir yanıtı içeriyor sanıyoruz. Hem Afganistan başlığı hem de açıklamanın içeriğine ilişkin neler söylersiniz?

Afganistan’da olup bitenler, emperyalizmin dünya halklarının başına nasıl bela olduğunu tekrar gösterdi. Emperyalizmin beslediği dinci gerici teröristler, Afgan halkının üstüne bir kabus gibi çöktü. Kız çocuklarının ve kadınların eğitim hakkı, çalışma hakkı, yaşam hakkı ellerinden alınıyor. Emperyalist odaklar, kendileriyle ilgisi yokmuş gibi, kınıyorlar bu süreçleri. Biz, emperyalistlerin rolünü unutturmamak ve dinci gericilere pabuç bırakmayacağımızı dile getirmek, aydınlık Türkiye mücadelesi veren kadınlar olarak Afgan kadınlarını selamlamak için bu eylemi yapıyoruz.

Basın açıklamasına ilişkin Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün hukuksuz bir engelleme girişimi var. Tam bu noktada Afganistan'da Taliban iktidarının "kadınlar bir süre sokağa çıkmasın" kararı akıllara geliyor. Bu tabloya ilişkin neler söylersiniz?

AKP hükümeti Taliban konusundaki görüşünü net bir şekilde belli etti zaten. Taliban’ı meşru kabul ediyorlar ve Taliban’la ortak yanlarından bahsediyorlar. Basın açıklamamızı engelleme çabası, bu benzerliği ortaya koyuyor. Ancak şu var ki, Türkiye halkının Taliban ile hiçbir ortak yanı yok. Aydınlanma mücadelesi bu ülkede her zaman çok güçlü ve AKP’nin Taliban’la ilgili söylediği her şey toplumda daha büyük bir tepki yaratıyor. Biz de tepkinin farkındayız. Bu nedenle, emperyalizm ve gericiliğe karşı sözümüzü söylemeye ve örgütlenmeye devam edeceğiz. Yarınki basın açıklamamızda da bu sözü yükselteceğiz.