EGM'den 'Özel güvenlik görevlileri üst araması yapamayacak' haberlerine ilişkin açıklama

EGM 'Özel güvenlik görevlileri, duyarlı kapıdan ve x-ray cihazından geçirme, dedektörle arama gibi önleyici aramanın yanı sıra mevzuatla verilmiş diğer görevleri yapabilir' açıklamasını yaptı.

Haber Merkezi

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), “Yargıtay'dan emsal karar: Özel güvenlik görevlileri üst araması yapamayacak” haberlerinin ardından yazılı bir açıklama yaptı.

EGM'nin açıklamasında “Özel güvenlik görevlileri, duyarlı kapıdan ve x-ray cihazından geçirme, dedektörle arama gibi önleyici aramanın yanı sıra mevzuatla verilmiş diğer görevleri yapabilir. Bu aramalar sonucunda suç teşkil edebilecek ve mahkemede delil olabilecek her türlü malzemenin temini için yapılacak aramalar mahkeme kararına göre yapılır" denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un “Özel güvenlik görevlilerinin yetkileri” başlıklı 7’nci maddesi ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 'Özel güvenlik görevlilerinin kontrol yetkileri' başlıklı 21’inci maddesinde, özel güvenlik görevlilerinin yetkileri tanımlanmıştır. Özel güvenlik görevlilerinin; koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyalarını X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme ve görev alanında haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri yakalama ve mevzuatla tanımlanmış diğer yetki ve sorumlulukları bulunmaktadır. 

Adli aramalar hâkim kararı veya Cumhuriyet Savcısı emri ile yapılabilecek aramalar olup, sadece adli kolluk birimlerince yapılabilmektedir. 

Polis dahil olmak üzere adli kolluk birimleri, adli aramaları gerekli adli mercilerden izin alarak yapmakta, suç soruşturmalarında elde edilen suç delillerine ilişkin iş ve işlemler Ceza Muhakemesi Kanununa ve mevzuatına uygun yürütülmekte ve gerekli tutanaklar tanzim edilmektedir. 

Özel güvenlik görevlilerinin anılan kararda da belirtildiği üzere genel kolluk gibi adli arama yetkisi bulunmamakta ancak genel kolluğun olmadığı yerlerde görev yaparken güvenlik sistem ve cihazları ile önleyici amaçlı kontroller yapabilmekte, bir suç unsuru veya şüpheli durumla karşılaştığında genel kolluğa haber vererek şüpheli şahısları genel kolluk gelinceye kadar kontrol altında tutabilmekte, genel kollukça adli ve idari işlem tesis edilmesini sağlamaktadır. 

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, özel güvenlik görevlilerinin görev alanlarında Kanunca tanımlanmış yetkilerini Kanunda belirtildiği şekilde kullanmalarında engel bir durum bulunmamaktadır.” 

Ne olmuştu?

Yargıtay; özel güvenlik görevlisince yapılan aramanın hukuka aykırı olduğuna, bu arama işleminden elde edilen maddi delillerin hükme esas alınamayacağına hükmetmişti.

Şehirlerarası otobüs terminali girişinde görev yapan özel güvenlik görevlilerinin üstünü aradığı, yabancı uyruklu kişiden bir miktar uyuşturucu madde ele geçirilmiş, olay yerine gelen polis ekiplerince gözaltına alınan şüpheli çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Olayla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde yabancı uyruklu genç hakkında Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış, "uyuşturucu ticareti yapma" suçundan mahkumiyete çarptırılan sanık, karara itiraz etmişti.

Temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 10. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Özel güvenlik personeli tarafından yapılan aramaların hukuken geçersiz olduğuna dikkat çekilen kararda; adli arama yapma görev ve yetkisi bulunmayan özel güvenlik görevlisince yapılan aramanın hukuka aykırı olduğundan bu arama işleminden elde edilen maddi delillerin hükme esas alınamayacağı hatırlatıldı. 

Oy birliği ile alınan kararda şu ifadelere yer verildi:

"Ceza muhakemesinin amacı; sosyal düzenin korunması ile kişilerin hak ve özgürlüklerine saygı arasında bir denge kurulması suretiyle, hukuken geçerli delillerle hiç bir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Adli arama yapma görev ve yetkisi bulunmayan özel güvenlik görevlisince yapılan arama hukuka aykırı olduğundan ve bu arama işleminden elde edilen maddi deliller hükme esas alınamayacağından; hakkında mahkûmiyetine yeterli başkaca delil bulunmayan sanığın beraati yerine, yazılı gerekçeyle mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre sanığın tahliyesine, başka suçtan tutuklu ve hükümlü olmadığı takdirde serbest bırakılması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.