Dubai'de olduğunu duyurdu: Ülkücü mafya Sedat Peker'den yeni video

Ülkücü mafya Sedat Peker, bir video yayını daha yaparak Mehmet Ağar ve Pelikan grubu hakkında konuştu. Peker, bazı dostlarının Barış Akademisyenleri'nden özür dilemesini önerdiklerini anlattı.

Haber Merkezi

Ülkücü mafya Sedat Peker, Türkiye'de hakkında yapılan operasyondan önce yurt dışına kaçmış, yaptığı açıklamada kendisini Pelikan ve derin devletin başı dediği Mehmet Ağar'ın hedef aldığını söylemişti.

Paylaştığı video yayında Mehmet Ağar'ın oğlu olan AKP milletveki Tolga Ağar'ı Yeldana Kaharman cinayetiyle suçlayan Peker, bir video mesajı daha yayınladı. Bu yayınların giderek Sedat Peker'in kişisel "davasının" değil ülke siyasetindeki kırılma noktaları ve düzen içi çekişmelerin bir ifadesi olarak şekillendiği görülüyor.

"Komutan 'kız ölmüş gitmiş, tahkikata gerek yok' dedi"

"Ömrüm devletin içerisinde geçti, amacım devleti kötülemek değil" diyen Peker, Yeldana Kaharman konusunda "bir senaryo" olarak nitelediği anlatımında "Rahmetli kızcağız jandarmaya gidiyor, ben Tolga Ağar'la röportaj yapmaya gittim, bana tecavüzde bulundu dedi. Hanımefendi şikayetinizi aldık, doktora gidin rapor alın dedi. Müracatını alan kişi vekilimizle ilgili şikayet oldu dedi komutanına, o komutan daha büyük bir komutana iletti. Ertesi gün nasıl olduysa 18 yaşındaki, hayat dolu kız öldü. Ya nasıl öldü? Tolga Ağar'ı babası Mehmet Ağar helikopterle aldırdı. Kızcağız ölü, jandarma komutanı bir üst komutanı aradı, böyle böyle o kız ölmüş. Yanıma gel diyor komutan, bir hikaye yazıyor, öyle ya tiyatro, büyük komutan öbür komutana zaten kızın psikolojisi iyi değilmiş, kız da ölmüş gitmiş, tahkikata gerek yok diyor" diye konuştu.

Peker, şikayetin bu şekilde ortadan kaldırıldığını öne sürerken bu sözleri sonrasında hiçbir tahkikat yapılmayacağını bildiğini söyledi. 

Peker'in kendi konumuyla ilgili sözleriyse şöyle:

"Pelikancı olarak bilinen arkadaşların başı olarak geçen Süheyb diye bir arkadaş var. Kendisini tanımıyorum. Benim yanıma bir gazeteci kardeşimi yolladı. Bir konu hariç onunla iyi anlaşırız. O kardeşimizle konuşurken bana 'Abi ben aracıyım. 'Tolga Ağar'a laf dersen Hükümet'e laf demiş gibi olursun.' dedi. Hakan Fidan'la Mehmet Ağar'ın arası açıkmış, Hakan Fidan'la beraber böyle bir organizasyon yapıp Hükümet'e... Ya siz deli misiniz kardeşim? Benim böyle bir hayalim yok. 'Ben Sayın Hakan Fidan'ı tanımıyorum, hayatımda hiç görüşmedim tanışmadım."

BAE'de olduğunu açıkladı

Peker, Türkiye'ye dönmeyeceğini söylerken, "zaten getirmek için her şeyi yapıyorsunuz, siz alın getirin, kendim gelmeyeceğim" ifadesini kullandı. Peker, aynı videonun devamında Birleşik Arap Emirlikleri'nde olduğunu söyledi.

Pelikan açıklaması ve Hakan Fidan notu

Peker, konuşmasında dikkat çekici şekilde Hakan Fidan ve Mehmet Ağar arasında bir gerilim hattına işaret etti. Kendisiyle ilgili iddiaların Hakan Fidan'la bağlantılandırıldığını söyleyerek bunları yalanladı. Peker'in sözlerinin gerçekten bir Hakan Fidan bağlantısına ve Ağar - Fidan gerilimine işaret etmeyi amaçlaması da kendi pozisyonu ve muhtemel işbirliği yaptığı güçler hakkında bir bulanıklık yaratmayı amaçlaması da mümkün. O sözler şöyle:

"Pelikancı olarak bilinen arkadaşların başı olarak geçen Süheyb diye bir arkadaş var. Kendisini tanımıyorum. Benim yanıma bir gazeteci kardeşimi yolladı. Bir konu hariç onunla iyi anlaşırız. O kardeşimizle konuşurken bana 'Abi ben aracıyım, bana rica ettiler senle konuşmam için. Nedir? 'Bizim cenah onu sever' Serhat Albayrak da öyle diyor. İlk videoyu yayınlamışız o ara. 'Tolga Ağar'a laf dersen, teşkilatta bölge başkanlığına seçildi, ona laf edersen Hükümet'e laf demiş gibi olursun.' dedi. Allah Allah. 'Merak ediyorlar.' Neyi merak ediyorlar? 'Hakan Fidan'la Mehmet Ağar'ın arası açıkmış, Hakan Fidan'la beraber böyle bir organizasyon yapıp sonra Hükümet'e...' Dedi ya siz deli misiniz kardeşim? Benim böyle büyük bir hayalim yok.Benim temiz toplum, bağırsaklar temizlensin gibi bir hayalim yok. Ben Sayın Hakan Fidan'ı tanımıyorum, hayatımda hiç görüşmedim, hiç konuşmadım."

Oktay Kaynarca açıklaması

Peker, Serhat Albayrak'ın kanalı ATV'de kendisini hedef alan bir dizi karakteri olduğunu, bunun için Oktay Kaynarcalı ile konuştuğunu söylerken, şöyle dedi:

“Eşkıya dizisi var, ATV’de oynuyor. Turkuvaz Medya, Serhat Albayrak, Berat Albayrak'ın abisi. Esas tehlikeli beyin hep o derler, duyarız. Dizinin içine bir karakter sokmuşlar. O hafta giriyor karakter. Kim bu karakter? Adını Peker koymuşlar. Oradan birisi Peker'le ilgili bir şey diyor, diğeri de diyor ki ‘Bırak onu o hep boş konuşur’ öyle mi? Şimdi dolu konuşacağım. Bizim Anadolu’da söz vardır. Havlayacağı zamanı bilmeyen köpek eve kurt çağırır derlerler. Madem öyle konuşalım. Biraz dolu, küvet kadar dolu, isteğinizde havuz kadar dolu. Beni haber yaptınız ya, ben çabuk öğrenirim. Şimdi gazeteciliğe merak saldım. Beni bir daha dizi karakterlerine sokun, o zaman siz o zaman göreceksiniz. O zaman vallahi göreceksiniz. Dünyada birinci haber nasıl olunuyormuş göreceksiniz. Ben çabuk öğrenirim, hem de çok çabuk. Bana ‘bizim ilgimiz yok’ diyorlar. Oktay Kaynarca kardeşimi aradım. Böyle böyle oldu beni arıyorlar. Dedi haberim yok, mümkün değil dedi. Beni yapımcı arkadaşla bir görüştür dedim. Ben görüşeyim dedi. Daha sonra aradı ‘tesadüf, denk gelmiş’ dedi. Adamın adı Peker, boş konuşuyormuş. Ben de çocuğum, ben de malım ya. Dedim sen buna inandın mı Oktay? Ne yapalım dedi. Ben de öbür bölümde de Peker boş konuşmazmış diye bir şey ekleyin dedim. Dedi ‘bunu yapamıyorlar’. Ne yapabiliyorlar dedim? Dedi ‘ O karakteri diziden çıkarırlarmış’ dedi. Olmadı kardeşim dedim.”

'AKP MKYK'sından bir isim istedi, vekilin kemiklerini kırdırdım karakolda'

Serhat Albayrak'a seslenen Peker, "Senin yengene, yengenin annesine, Cumhurbaşkanımızın eşine küfür etti diye ben milletvekilinin devletin karakolunda kemiklerini kırdırdım. Yetmedi mahkemeye çıkarken biraz daha kırdırdım. Pişman değilim. Karıya, kıza, anaya kötü laf olmaz" ifadesini kullandı.

Peker'in sözünü ettiği vekilin eski AKP'li Feyzi İşbaşaran olduğu düşünülüyor. Peker, bu ismi darp etmesinin aracısı olan ismin AKP'nin MKYK üyesi olduğunu da öne sürdü.

Barış Akademisyenleri'ne: Belki yanlış anladım, siz düzeltin ben de özür dileyeyim

Peker, büyük tepki çeken "Barış Akademisyenleri" sözlerine ilişkin de konuştu:

"Bildiriyi okudum, baktım, ya bu bildiri resmen terör örgütleriyle, o anda ülkede karışık bir ambiyans var, her yerde bomba patlıyor, şehit cenazeleri geliyor, benim okuduğumdan anladığım terör örgütlerin nefes kazandırmak için, onlara ön aldırmak için. Barış akademisyenliği olarak anlamadım. Terör örgütlerine direkt destek anladım. Yanlış anladım, anlamadım, ben böyle anladım. Özür dilememi istiyorlarsa o zaman bir açıklama yapacaklar. Ben normal özür de dilemeyeceğim, hayvanlık etmişiz, hakkınızı helal edin diyeceğim. Çünkü dedim 'eğer bizim devletimiz yıkılırsa, bizim insanlarımız yüzyıllardır kaybettileri topraklar yüzünden travma içinde. Kala kala küçücük bir yer kaldı. Yazıya devam ettim. 'Bu terör örgütleri devletimizi yıkmayı başarırlarsa, polis işlemez olur, adliyeler askeriye işlemez olur. Kanun ortadan kalkar. Nizam ortadan kalkar. Bakkal Ahmet dedim, kasap Recep, berber Mustafa, yazılımcı Hüseyin dedim, bunlar topraklarını korumak refleksiyle mücadeleye başlar' dedim. Ama dağa çıkıp eşkıya kovalayamayacağı için be siz onlara destek olduğunuz için sizi bulurlar. Ancak dedim bizim insanımız şereflidir, terör örgütleri gibi kadınlara, çocuklara dokunmayacaklar ama vallahi sizi bulacaklar ve bu desteğin hesabını soracaklar dedim. Sonuna da pimi çekilmiş o bomba olan o sözü ekledim. Çünkü toplumda direnci, inancı yükseltmek için kitap okuyanlar, yazanlar bilir, "Kanlarınızla da duş alacağız" dedim. Alacaklar veya alacağız dedim. Yine söylüyorum. Bizim ülkemizi yıkmak için, hangi terör örgütü olursa olsun, bunlara kim destek verirse versin aynı itikat üzerindeyim ancak bu yazımdan dolayı çocukları eşleri korkmuş olabilir. Onlardan da özür dilerim. İki satır yazsınlar, biz terör örgütüne destek için bunu yazmadık desinler. Ben de diyeceğim ki ben yanlış anlamışım yazıyı, hayvanlık etmişim, hepinizden özür dilerim. Ben böyle anladım, o zaman siz önce düzeltin, biz de özür dileyelim.

'Ağar, Mansimov'u öldürmek için polis katilini Türkiye'ye getirdi'

Peker, Ağar'ın bir polisi öldüren kişiyi Mansimov'u öldürmek için Türkiye'ye getirdiğini söyledi.

Peker, şöyle konuştu:

"Guli, Devlet deport etti, Edirne'de organize şube müdürlüğü ile girilen çatışmada bir polisimiz şehit oldu, bu kişinin adamları yaptı, elde delil olmadığı için dava açamıyoruz dediler. Deport Türkiye'ye girmemek üzeredir. Ben o ülkenin başbakanını tanıyorum, Makedonya liderinin evinde misafir oldum, üç gün ihlalden deport aldım, onu kaldıramıyorum, ülkeye giremiyorum. Organize şube polisini öldüren, öldürdüğü devletin resmi yazısında, deport kararında olan kişiyi deportu kaldırıp Türkiye'ye getirtti derin devletimizin başı. Bunu cumhurbaşkanı yapamaz, polis katili ya. Mehmet Ağar getirtti bunu. Niçin biliyor musunuz? Mansimov'u öldürmesi için. Oradaki yat limanının özelliğini biliyor musunuz, 40-50 metre büyüklüğündeki yatların yanaşabildiği o bölgedeki tek liman. Yani gemi büyüklüğünde yatlar. Yani 4, 5 ton kokainlerin getirileceği limanlar. Ya Mübariz orada, yaşayan bir insan.

Guli ne oldu biliyor musunuz? Ben Türkiye'de çok güçlüyüm, Mehmet Ağar'la aram iyiydi diyordu, ne oldu biliyor musunuz? Öldü. Bodrum'daki bu limanı küçümsemeyin. Değerinin bir milyar dolar olması önemli değil. 5 ton her gemide gelse her biri bir yat limanı alır. Mübariz dişli çıktı, uğraşıyor geri alacağım diye."

Tüm konuşmasında Erdoğan'ı bütün olup bitenlerden uzak, "yanlış şeylere" inandırılmış bir lider olarak tenzih eden Peker, başka videolarla devam edeceğini söyledi ve muarızlarına "Bir tripoda, bir kameraya yenileceksiniz" sözleriyle meydan okudu.

Görüldüğü kadarıyla Sedat Peker'in konuşmaları AKP ve müttefiki MHP içinde çok farklı noktalara hitap ediyor. Ağar'dan rahatsız olanlar, Pelikancılar denilen grupla husumeti olanlar gibi AKP içindeki islamcı odaklar kadar, MHP tabanındaki etki alanlarına da ulaştığı anlaşılan konuşmalarının Türkiye siyasetindeki gerilim hatları düşünüldüğünde oldukça profesyonel bir görüntü veriyor. Peker'in şimdiye kadar kendisine dönük operasyonlardan sıyrılması ve bu sırada geçtiği duraklarsa olası uluslararası bağlantıları hakkında kuşku uyandırıyor.