İstanbul Kartal'da 9 Ocak 2023’te Cumhuriyet Mahallesi Pelin Sokak'ta bulunan 4 katlı bir binanın birinci katında 30 yaşındaki Cansu Demirel ile 23 yaşındaki Dilara Gültay’ın cansız bedenleri bulundu.
Aynı saatlerde Mustafa Payam genç kadınları öldürdüğünü itiraf etti.
Noterde katiplik yapan Dilara Gültay ile elektronik firmasında çalışan Cansu Demirel'in yakınları, Payam’ın onları öldürdüğü gün kayıp başvurusunda bulundu.
"Kasten yaralama" suçundan sabıkası olduğu bilinen failin evinde uyuşturucu madde, fare zehiri gibi pek çok şey vardı.
Katil, Dilara’nın sevgilisi olduğunu öne sürüyordu ancak bu doğru değildi. Saplantılı bir hale dönüşen bu takıntı sonucunda hiçbir zaman sevgili olmadığı Dilara’nın hayatına son vermiş, Dilara’nın kendisiyle sevgili olmamasına gerekçe olarak gördüğü Cansu’yu da yaşamdan koparmıştı.
Cinsel saldırıyı avukatlar fark etti
Dilara Gültay'ın ailesinin vekilliğini üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatları savcılık aşamasında otopsi raporunu incelediğinde cinsel saldırı bulgularına rastladı ve sadece cinayet suçundan ilerleyen soruşturmaya bir yeni suç daha eklendi. Ve iddianame böylece düzenlendi.
İddianamede, sanığın akıl sağlığının tespiti için Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alınan rapora göre ceza ehliyetinin tam olduğu yönünde görüşte “simülatif davranış” gösterdiği belirtilmişti. Bu durum, kişinin "bir kazanç amacıyla hasta olmadığı halde bilinçli olarak kendisini hasta gibi göstermesi" anlamına geliyor.
Payam'ın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek kadına karşı kasten öldürme", "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kadına karşı kasten öldürme" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve "nitelikli cinsel saldırı" suçundan da 12 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması talep edilen davada dün karar çıktı.
İndirimsiz ceza aldı
Katil, Dilara Gültay’ı öldürmekten indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet ve "cinsel saldırı" nedeniyle 13 yıl hapis cezası, aynı zamanda Cansu Demirel’i "kasten öldürme" suçundan da indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.
Fail, tüm soruşturma ve mahkeme süreci boyunca kadın cinayetlerinde sık rastlanan tüm beyanlar ve açıklamaları kullandı. Ve medyaya da onun gerçek dışı ifadeleriyle sanrıları yansıdı.
Katil Mustafa Payam’ın tüm ifadeleri belgelerle yalanlandı
Davayı ilk günden bu yana takip eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatı Hande Gündoğdu katil Mustafa Payam’ın tüm ifadelerinin nasıl belgelerle yalanlandığını anlattı.
Örneğin, Payam’a göre söz konusu gün Dilara ile içki içmişler ancak Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu ne mide içeriğinde ne de kanda Dilara’da alkol var diyor. “Dilara’nın küfür ettiği için ağzını kapadığını” öldürmek istemediğini de öne sürüyor katil savunmasında ancak ATK raporu bunun böyle olmadığını ortaya koyuyor.
Duruşmada hiçbir şekilde sözlü savunmaya yapmayan katile soru soramadıklarını aktaran Gündoğdu, Payam'ın “hâlâ gerçeği gizleme” niyeti taşıdığını da belirtti.
8 sayfalık el yazısıyla yazdığı dilekçede değiştirdiği ifadeler var. Gündoğdu, bu 8 sayfalık savunmanın “her tarafından kadın düşmanlığı aktığını” vurguluyor.
Tanıklar katilin aksine Dilara’nın da Cansu’nun da daha önce hiç o eve girmediğini söylüyor.
Bir önceki gece Dilara’yı başka biriyle gördüğünü söylüyor Payam ancak anne-baba Dilara’nın o saatten de önce evde olduğunu anlatıyor. Mahalledeki komşuların, Payam'ın elinde bıçakla bir gece önce Dilaraların evinin önünde görüldüğünü anlattığı ifadeler de mahkeme dosyasında.
Katil cinayetleri işledikten sonra kendini öldürmeye çalıştığını, köprüden atlamak için evden çıktığını söylüyor ancak bu da kamera görüntüleriyle yalanlanıyor.
Tüm ifadelerinde; karakol, savcılık, sorgu hakimliğinde ve yazılı olarak mahkemeye sunduğu beyanda değişmeyen tek şey “Biz sevgiliydik, beni Dilara’dan Cansu uzaklaştırdı” ifadesi, ancak bu da karar duruşmasında değişiyor. Gündoğdu bu durumu şöyle anlatıyor: “Hiç konuşmadı, sözlü savunma yapmadı. Biz ne zaman ‘Sevgili değillerdi, takıntılıydı, Dilara kabul etmiyordu’ desek itiraz etti. Bir tek buna dayanamıyor. Tüm aşamalarda ‘Dilara benim sevgilimdi’ diyerek savunma yapan sanık, son celsede ‘Sevgilim değildi’ dedi.”
'Bu dosya tüm kadın katillerinin savunmalarını içeriyor ancak mahkeme hiçbirine riayet etmedi'
Avukat Hande Gündoğdu tüm dava sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Biz öleni suçlayıcılığa mahkeme salonlarında da toplumsal olarak da devam ettikçe bu tablo ağırlaşacak” vurgusu yaptı. Gerici değer yargılarının hukuka sızmasının tehlikesine dikkat çekerken, katilin savunmasının tüm kadın katillerinin savunmalarını içerdiğini söyledi:
“Hukuk neticede yazılı metinler kadar bir kültürel ve toplumsal değer alışkanlıklarını da içeriyor. Bu yüzden de her kadın cinayetinde sanık öldürdüğü kadını suçluyor. Bizim hukuk sisteminin de toplumun da ‘ölenin ne suçu vardı?’ değil ‘öldüren bu vahşeti nasıl meydana getirdi’ sorusunu sormasına ve cevap aramasına ihtiyacımız var. Çünkü bu bir değil, iki değil giderek artıyor ve vahşileşiyor.
Biz öleni suçlayıcılığa mahkeme salonlarında da toplumsal olarak da devam ettikçe bu tablo ağırlaşacak. Ve hukuka bu gerici değer yargılarının sızması, son derece tehlikeli. Bu dosya o açıdan tüm kadın katillerinin savunmaları içeriyor; ‘sevgilimdi, aldattı, kışkırttı, erkekliğime laf etti’ hepsi var dosyada ama mahkeme bunların hiçbirine riayet etmedi.”