Deprem bölgelerindeki kültür varlıkları şantiye alanına mı dönüşecek?

13 Ocak tarihli Resmi Gazete'de yer alan ilke kararına göre güçlendirilmesi mümkün olmadığı kararlaştırılan kültür varlıklarına ait alanların ve müzelerin yıkılarak yeniden yapılması kararlaştırıldı.

Özkan Öztaş

13 Ocak 2024 tarihli Resmi Gazete'de yer alan "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Güçlendirilmesi İlke Kararı" başlıklı kararda yer alan ilke kararına göre, güçlendirilmesi mümkün olmayan kültür varlıklarının yıkılarak aslına uygun şekilde yeniden yapılması kararlaştırıldı. Güçlendirmeye dair yapılacak çalışmaların mümkün olup olmadığına dair inisiyatif ise Koruma Bölge Kurulu'nda olacak.

Konuyla ilgili Resmi Gazete sayısı

Deprem bölgelerindeki arkeolojik alanlar ve kültür varlıkları birinci dereceden muhatap

Alınan karar göre, koruma bölge kurulunca yıkılacak şekilde tehlike arz ettiği kararlaştırılan kültür varlıklarına ait alanların, yapıların ya da müzelerin eğer güçlendirilmesi mümkün değilse, yıkılarak yeniden yapılması kararlaştırıldı. Bir ilke kararı olarak Resmi Gazete'de yer alan açıklama deprem bölgesinde zarar gören müzeler, kültür varlıklarını, arkeolojik alanları ve tarihi yapıları birinci dereceden ilgilendiriyor. 

soL'da 6 Şubat 2023 depreminin akabinde yayınlanan "Depremden sonra kültür mirasının ve arkeolojik eserlerin durumu ve geleceği" başlıklı yazıda depremde zarar gören kültürel mirasın illere göre durumu incelenmeye çalışılmış ve zarar gören yapılara dair veriler derlenmişti. 13 Ocak 2024 tarihinde yer alan Resmi Gazete kararına göre, ilgili alanlardaki tüm arkeolojik alanların ve kültürel varlıkların "güçlendirilmesi mümkün değil" kararı alındığı takdirde yeniden yapılabilmesinin önü yasal olarak açılmış oldu. Burada kararın muhatabı ise Koruma Bölge Kurulu.

Birçok örnekte atılacak adımlar için geç kalınmış olabilir

Deprem bölgelerinde özellikle de Hatay'da zarar gören birçok kültürel varlık örneğinde enkaz ve moloz kaldırma çalışmaları bağlamında zarar gördüğü iddiaları gündeme gelmişti. Bunun yanı sıra "Hangi kültürel varlıklar" sorusu da başa yazılanlar arasında yer alıyor. Zira bu uygulamaya göre ilgili alanlar “tescilli yapılar”, “tescilli aday yapılar” ve “yeni yapılar” olmak üzere üç ayrı alanda değerlendiriliyor. Üstelik sadece Hatay'da bu bağlamda 1500 civarında yapı olduğu belirtiliyor. 

Kültür varlıkları örneklerinde yurttaşların müdahaleleri ile korunabilen vakalarla karşılaşılmış ve bu örneklerde molozların korunması için adımlar atılmıştı. Yeniden inşası uygun olmayacak örneklerin, Koruma Bölge Kurulu tarafından yıkılarak ya da yıkılmış olanların yeniden inşasına başlanarak adım atılacağı öngörülüyor. Orjinaline en yakın çalışmanın yapılması için verili durumdaki fotoğraflardan ve görsellerden yararlanılacak. Böylesi örneklerdeki sicili ise kabarık bir ülke olduğumuz herkesin malumu.

Mevcut restorasyon örnekleri endişe verici

Tanımına göre restorasyon, tarihi eserleri veya yapıları ilk haline uygun olarak yeniden yapma, onarma işlemine verilen ad. Ancak ülkemizde bu konudaki örnekler endişe verici boyutta. Birçok örnekte yapılan çalışmalar ve sonuçlar aslından çok farklı bir şekilde inşa edildi. Birçoğu sosyal medyada gündem oldu ve ilgili uzmanlar ve muhataplar tarafından yargıya taşındı. Ve fakat yapılan kimi çalışmalarda telafisi mümkün olmayan örnekler yer alıyor. 

 

Yukarıdaki görsellerde Şile – Ocaklı Ada Kalesi ve Atik Valide Külliyesi'ne ait "Restorasyon" örnekleri yer alıyor

 

Devam eden örneklerde, Mimar Sinan tarafından yapılan Süheyl Bey Camii ve Ağrı'daki İshak Paşa Sarayı yer alıyor. Örneklerinin tamamı da gündem olmuş ve tepki çekmişti. Birçok örnekte yapılan çalışmaların telafisi mümkün olmuyor.

Koruma Bölge Kurulu tarafından "telafisi mümkün olmayan" yapıların yıkımına onay veren Resmi Gazete yazısı ile deprem bölgelerindeki kültürel varlık alanlarının "şantiyeye" dönüşme ihtimali ile karşı karşıyayız. Sürecin nasıl ilerleyeceği, hangi uzmanların çalışmalara dahil olacağı ve "aslına sadık kalınan" örnekleri ilerleyen süreçlerde göreceğiz.