Cumhuriyet Bayramı'nda Riyad'a gitti: Mehmet Şimşek Körfez sermayesiyle yatırım temaslarında

Bakan Şimşek, Cumhuriyetin 101. yılında, Suudi Arabistan'ın küresel ölçekteki en önemli etkinliği olan konferansı ve Körfez sermayesiyle bir araya gelmek için Riyad'a gitti.

Haber Merkezi

ABD’den geçtiğimiz hafta dönen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bugün de Suudi Arabistan yolunu tuttu.

Şimşek, Suudi Arabistan’ın küresel ölçekte en önemli etkinliği olarak değerlendirilen “Future Investment Initiative” (Geleceğe Yatırım Girişimi) Konferansı’na katılacak.

Riyad’daki konferansın bu sene 8’incisi düzenleniyor.

Birleşik Krallık, Hindistan ve Bahreyn yetkilileriyle görüşmeler dışında Şimşek bir de panelde konuşma yapacak. 

Panelin başlığı, "Politika Yapıcılar Kurulu: Liderler Temkinli Olmak Yerine İyimserlik Sunabilir mi?”.

Panelde, Şimşek ile Suudi Arabistan, Hindistan ve Birleşik Krallık'tan bakanlar ile Uluslararası Finans Kurumu Başkanı Makhtar Diop da yer alacak.

Mehmet Şimşek’in görüşeceği isimler arasında Birleşik Krallık Ticaret Politikaları ve Ekonomi Güvenliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Douglas Garven Alexander, Hindistan Ticaret Bakanı Piyush Goyal, Bahreyn Maliye ve Ulusal Ekonomi Bakanı Shaikh Salman bin Khalifa var.

Yalnızca bu isimlerle değil, Körfez sermayesiyle de toplantılar gerçekleştirilecek. 

Körfez’e gitmeden önce ABD’deydi

Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) yıllık toplantıları için geçtiğimiz hafta ABD’deydi. Pek çok görüşme yapan Şimşek, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ile görüştü.

ABD Hazine Bakanlığı yapılan görüşmenin ardından, “Yellen ve Şimşek ayrıca yaptırımlara uyumun önemini ve Türk finans sisteminin yaptırımlardan kaçanlar ile terörist gruplar tarafından kötüye kullanılmasının önlenmesini görüştü” ifadeleri yer aldı.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.

Şimşek ise görüşmeye dair yaptığı açıklamada Türkiye’ye dair ilginin IMF ve yatırımcıları kastederek “çok yoğun ilgi” olduğunu bunun da uygulanan programın “doğru ilerlediğini açıkça gösterdiğini” savundu.

Brookings Enstitüsü'nde düzenlenen etkinlikte, Türkiye'nin ekonomik görünümüne ilişkin detaylı bir sunum yapan Şimşek, “2026'nın sonunda enflasyonun tek hanelere düşmesini öngörüyoruz. Enflasyon, uyguladığımız programa yanıt veriyor” iddiasını dile getirdi.

Büyüme ve enflasyon arasında çelişki olmadığını savunan Şimşek, “Türkiye'nin güçlü büyümeyi sürdürebilmesi için fiyat istikrarına ihtiyacı var” dedi.

"Rezervlerdeki artışın temel sürükleyicisinin dolarizasyondaki azalma olduğunun" altını çizen Şimşek, bankacılık sektörü ile reel sektörün artan dış borç çevirme oranları ve portföy girişlerinin de rezerv birikimine katkı sağladığını, kur korumalı mevduat hesaplarında Ağustos 2023'ten bu yana 100 milyar doların üzerinde azalma olduğunu söyledi.

Resim

Brookings Enstitüsü sunumu.

Türkiye’ye yatırım gerekçelerini anlattı: ‘Yapısal reformlara hız kazandıracağız’

Bakan Şimşek, “ülkenin güçlü ve nitelikli bir iş gücü piyasasına sahip olduğunu, her yıl 1 milyonu aşkın kalifiye iş gücünün üniversite ve meslek okullarından mezun olduğu” dile getirdi. 

Şimşek, “Sadece büyük bir ekonomi değiliz, aynı zamanda hızlı büyüyoruz. Peki, neden bazı gelişmiş ekonomiler kadar zengin değiliz? Çünkü hala katma değer zincirinde yukarı çıkamadık. Bu, üzerinde çalışmamız gereken bir konu. Orta yüksek ve yüksek katma değerli ürünler üretmek için yapısal reformlara hız kazandıracağız” diye konuştu.

Sunumunun ardından soruları yanıtlayan Şimşek, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketinin (TUSAŞ) saldırısına ilişkin soru üzerine, Ankara saldırısının Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından hemen sonra gelmesinin “tesadüf” olmadığını belirterek, “Bu, PKK'nın bir terör örgütü olduğunu ve bazı çevrelerin birlik ve barış istemediğini gösteriyor” dedi.

'BRICS'in mevcut formatıyla bir diyalog platformu'

Türkiye'nin BRICS'e katılma isteğine ilişkin bir soruya karşılık Şimşek, BRICS'in mevcut formatıyla bir diyalog platformu olduğunu ve Avrupa Birliği (AB) gibi daha yapısal bir platformla eşit olmadığını ifade etti.

AB için Türkiye'nin bir yük olmaktan ziyade kazanım olduğunu kanıtladığını savunan, “Gerçekten daha derin bir entegrasyon istiyorlarsa Türkiye'ye ihtiyaçları var ancak kendi siyasetleri buna engel oluyor” dedi.

Resim