Cihaner: Gazetecileri düşman gören bir infaz sistemi uygulanıyor

Meclis'ten geçen infaz düzenlemesi tartışılmaya devam ediliyor. soL'un konuyla ilgili görüşlerini aldığı İlhan Cihaner, 'Birincil öncelik salgınmış gibi gündeme getirerek ceza adalet sisteminin en temel yasalarından biri gündemimize getirilmiş oldu' dedi.

HABER MERKEZİ

AKP ve MHP'nin gündeme getirdiği ve infaz düzenlemesi olarak bilinen tasarı Meclis Genel Kurulu'ndan geçti. CHP, kabul edilen yeni infaz düzenlemesini Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini açıkladı.

Eski Cumhuriyet Başsavcısı olan CHP Parti Meclisi üyesi İlhan Cihaner de, "Birincil öncelik salgınmış gibi gündeme getirerek, aslında salgın koşullarında konuşulmayacak, ceza adalet sisteminin en temel yasalarından biri gündemimize getirilmiş oldu" dedi. Cihaner düzenlemede tutuklulukla ilgili madde olmadığını oysa ilk yapılması gerekenin bu konuyla ilgili düzenlemeler olduğunu belirtti.

'Ceza adalet sisteminin en temel yasalarından biri salgınla gündeme getirildi'

soL'a değerlendirmede bulunan Cihaner şunları söyledi:

"Düzenlemenin aslında düzenlemeyi getirenler açısından bence 3 asli fonksiyonu vardı. Birincisi MHP'nin bunu gündeme getirişindeki sebep, konunun kendilerine yakın bir takım isimlerle ilgili olmasıydı. Tartışma böyle başladı. İkincisi AKP'li milletvekillerinin, orada siyaset yapanların, onlara yakın medyanın çocuk evlilikleriyle ilgili olarak bir af teklifini çok sıkça gündeme getirmeleri, 2014 ve 2018 yıllarında belli girişimlerde bulunmuş olmaları, özellikle kadın örgütlerinin direnişiyle, toplumsal muhalefetle karşılaşmaları ve bunu getirmek istemeleri. Üçüncüsü de cezaevlerindeki aşırı doluluk. 

Bunların üzerine bir de tabi ki salgın gelince her zamanki fırsatçılıkla, birincil öncelik salgınmış gibi gündeme getirerek, aslında salgın koşullarında konuşulmayacak, ceza adalet sisteminin en temel yasalarından biri gündemimize getirilmiş oldu. Bahsettiğim gerekçelerle bu yasanın getirildiğini nereden anlıyoruz, bir kere tutukluluk yok. Adaletsizliğin hukuk dışı yapılan tutuklama kararlarından kaynaklandığı iktidar tarafından da biliniyor olmasına rağmen tutuklulukla ilgili bir düzenlemenin getirilmediğini görüyoruz. Oysa ilk yapılması gereken tutukluluklarla ilgili düzenlemeydi. Niye, öncelikle masumiyet karinesi var, henüz haklarında kesin bir karar verilmemiş, bir diğeri de bizim ceza adalet sisteminde haklarında dava açılanların çok önemli bir kısmı sonradan beraat ediyor. Bu oran yüzde 40 civarında ve dünyada da görülmeyen yükseklikte bir oran."

'Gazetecilere düşman infaz sistemi uygulandığı açık'

"En önemlisi de bu tutuklulukların genellikle uzun süreli olması nedeniyle zaten yapılan iyileştirmelerle cezaevinde ya hiç kalmayacaklarının ya da çok az kalacaklarının artık ortada olması. Bu nedenle tutuklulukla ilgili hiçbir düzenlemenin yapılmaması da aslında amacın ne ceza adalet sistemindeki sorunların düzeltilmesi ne de koronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerinde bulunanların yaşamlarına dönük tehlikeler olmadığını zaten gösteriyor. 

Gazetecilere ilişkin özel bir düşman infaz sisteminin uygulandığı da açıkça ortaya çıkmış durumda. MİT Yasası'nın infaz sürecinde bazı iyileştirmelerin de kapsam dışı bırakılmış olmasıyla zaten bu maddeden muhtemeldir ki çok az insan faydalanacak. Tutuklu olanların tamamının da gazeteci oluyor olması nedeniyle düzenlemenin bir kinle, tabiri caizse 'düşman infaz hukuku' bakış açısıyla hayata geçirildiğini gösteriyor. Bu yasanın temel amacının aslında ne koronaviüs salgını ne de ceza adalet sistemindeki adaletsizlik olmadığını böylece teşhis etmiş oluyoruz. Muhtemeldir ki aynı bakış açısı malesef devam edecek. Bir çeşit doldur boşalt olacak yani. Belli suç kategorileri belki de ceza adaleti açısından toplumun bakış açısının daha sorunlu, tehlikeli suç kategorileri serbest bırakılırken, onların yerine yeni gazeteciler, siyasi gerekçelerle suçlanan yurttaşlarımız girmiş olacak."