Bölgesel savaş adım adım yükselirken, Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi savaşın esas sorumlusu ABD ve NATO'nun ülkemizdeki hançeri İncirlik Üssü'ne yürüdü.
Haber Merkezi
İsrail saldırganlığı ABD'nin desteği ve NATO'nun hamiliğiyle bölgeye yayılıyor. Filistin’de direniş devam ederken İsrail saldırıları Lübnan’a yoğunlaşıyor, Suriye’ye yöneliyor.
Daha yaygın bir savaşa evrilme potansiyelini barındıran bu saldırganlık karşısındaysa yurtseverler var.
15 Eylül'de İstanbul Kartal'dan başlayan yürüyüşü bugün önce Adana'da ve sonra İncirlik'te yapılan yürüyüşlerle sona erdi. Yurtseverler İncirlik'i "Ülkemizde katil istemiyoruz" sesiyle inletti.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM)’nin, İstanbul Kartal'dan başlattığı yürüyüş bugün NATO'nun Türkiye'deki simgesi İncirlik Üssü'ne ulaştı. 15 Eylül'de Kartal'dan yola çıkan temsilciler Gebze, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Ankara, Konya, Konya Ereğli, Niğde Ulukışla, Mersin ve Tarsus güzergahından geçerek Adana'ya ulaştılar. Dün Adana'da NATO karşıtı sergiyi açan temsilciler bugün İncirlik'e yürümek için saat 15.00'te Uğur Mumcu Meydanı'nda toplandı.
Yurtseverler Uğur Mumcu Meydanı'ndan Atatürk Parkı'na "Katil NATO, İşbirlikçi AKP", "İncirlik Üssü'nü kapatacağız", "Katil NATO, katil ABD" sloganları, alkışlar ve ıslıklarla yürüdü. Çevredeki araçların kornalarla, esnafın ıslıklarla ve alkışlarla destek olduğu yürüyüşte Katil NATO sesi Adana'yı inletti.
'Mücadelenin fitilini ateşliyoruz'
Atatürk Parkı'nda söz alan THTM Adana temsilcisi Eylül Çapar konuşmasına yurtseverleri selamlayarak başladı: "Aklı, vicdanı aydınlanmadan yana olanlar, patronların kârının değil emekçinin alınterinin yanında olanlar, 15 Eylül’de Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olarak yola çıktık ve birazdan bu uzun yürüyüşümüzü İncirlik’te sonlandırırken, NATO bu ülkeden defolup gidene kadar vereceğimiz mücadelenin fitilini ateşleyeceğiz. Bize bu mücadelede destek olacak, bu kıvılcımı yangına dönüştürecek yurtseverler ‘Hoşgeldiniz’."
'İncirlik buradayken Adana güvende değil'
Sözlerine İncirlik Üssü'nün varlığının Adanalılar için bir tehdit olduğunu belirterek devam eden Çapa, şu ifadeleri kullandı: "Ben Adanalı bir yurtsever olarak İncirlik'in burada olmasından dolayı kendimi hiç güvende hissetmiyorum. İçerisinde kaç tane nükleer silah var bilmiyoruz. Fırlatıldığında kendi topraklarımıza düşecek menzilde silahlardan söz ediliyor. Türkiye NATO eliyle bir savaşa sürüklenirse İncirlik, doğal olarak Adana’yı hedef haline getirmeyecek mi? Bu mudur güvenlik? Ne zaman bu İncirlik Üssü kapatılır, o zaman kendimizi güvende hissederiz. Ne zaman ki NATO bu ülkeden defolur, o zaman bağımsız bir ülke haline geliriz. O halde şimdi buradan güçlü bir ses verelim dostlar. NATO defol, bu memleket bizim."
'Yürüyüşteki her gün haklılığımızı doğruladı'
Eylül Çapa'nın ardından Atatürk Parkı'nda toplanan yurtseverlere THTM Yürütme Kurulu adına Aydemir Güler seslendi.
"Kardeşler THTM üyeleri iki haftadır yürüyor. Bu iki hafta içinde bir tek gün bile geçmedi ki "acaba" sorusu ortaya çıksın. Her geçen gün neden yürüdüğümüz, neden bu yürüyüşümüzün haklı olduğu tekrar tekrar doğrulandı. Tekrar tekrar görüldü. Ve bugün İncirlik'in kapısına gideceğimiz kısacık zaman diliminde bir kez daha İsrail Lübnan’da korkunç, benzerine az rastlanır bir katliama, bir cinayete imza attı. Bu cinayetin yanında sözümüz belli. Biraz önce Adana’nın yollarında söyledik. Lübnan halkı yalnız değildir dedik. Kardeşler Lübnan halkı yalnız değil, Filistin halkı yalnız değil."
'Türkiye'de köprüler atılmalı, gemiler yakılmalıdır'
Aydemir Güler sözlerine şöyle devam etti:
"NATO üyeliği iyi mi, kötü mü diye tartışmıyoruz. Türkiye nasıl bir dünyanın parçası olacak. Biz bu dünyada 21. yüzyılda Türkiye’de yaşayan insanlar olarak, neyin nasıl hesabını vereceğiz? Konumuz budur. Bu acımasızlığın, bu caniliğin, bu katliamın parçası olmayı kabul mü edeceğiz, yoksa hepsine kafa mı tutacağız? Çağrımız budur. Tercihimiz budur. Ve sevgili arkadaşlar, bugün gelinen nokta itibariyle, biraz daha iyisi diye bir şey yoktur. Bu kötülüğün, bu rezilliğin biraz hafifletilmesi diye bir şey yoktur. Türkiye’de köprüler atılmalı, gemiler yıkılmalıdır. NATO’ya, ABD’ye, batı emperyalizmine bizi bağlayan bütün köprüler atılmalıdır, bütün gemiler yakılmalıdır. Türkiye bu onursuzluğun, acımasızlığın parçası olmaktan çıkmak zorundadır. Ve çıkacağız."
'Türkiye NATO'dan çıkabilir mi sorusunun cevabını bu yürüyüşte gördük'
"Ülkemizin bu rezilliğin parçası olmasına son vereceğimizi ilan ediyoruz. Bu rezilliğin parçası olmayı arzulayan bir halkımız yok. Türkiye bunun dışına çıkacak. Türkiye bunun dışına çıkabilir mi? Gücümüz yeter mi sorusunun cevabını Türkiye’nin dört bir yanında, sokaklarda, insanların alkışlarında gördük. Cevabı öyle aldık. İnsanlarımızın gözlerinde gördük. Cevabı orada aldık. Çıkarız biz NATO’dan. Türkiye’nin NATO’dan çıkması ise sadece NATO’nun bilmem kaç tane üyesinden birinin eksilmesi değildir. Filistin halkının üstündeki cinayet senaryolarının susması demektir. Lübnan halkının yaşadığı acıların bitmesi gerektir. Türkiye söylendiği gibi herhangi bir ülke değildir. Türkiye sadece NATO’yu defetmekle kendi başının çaresine bakmayı garantilemez. Kendisini güvenlik altında almakla yetinmez. Bütün dünyanın güvenliğini, barışı garanti altına alacak bir yolun da açılışını yapar. İddiamız budur. O yolu açacağız."
'Türkiye'deki İsrailciler de defolup gidecek'
"Kardeşler sadece ABD’liler ve diğer NATO personeli gitmeyecek ama. Bugün Lübnan’da işlenen acımasız, karanlık cinayetin sonrasında Türkiye’deki İsrailciler cesaret buldular. Ve kurtlarını dökmeye başladılar. Bizim içimizde de İsrailciler, ABD'ciler, NATO'cular var. Türkiye sağı, Türkiye’nin gericiliği, Müslümanlık, kardeş Arap halkları diye bir sürü yalan dolan sözler söyleyebilirler. Ama gerçek yüzlerini, İsrail’in patlattığı bombaları duyunca sergilemekten geri duramıyorlar. İsrailciliklerini, Amerikancılıklarını, cinayetlerden, katliamdan yana olduklarını bugün sabahtan beri ilan eden sayısız vatandaşımız var. O vatandaşlarımız var ya, onlar da çekip gidecek. Nereye isterlerse oraya çekip gitsinler. Ama barışın sürdüğü, NATO’nun defedildiği ülkede onlara, cinayet şebekelerinin işbirlikçilerine yer yok. Şimdi devam ediyoruz. İncirlik'e yürümeye devam ediyoruz. 2026'da NATO zirvesi yapılacakmış, o zaman hesaplaşırız."
Yürüyüşe katılan yurtseverler Atatürk Parkı'ndaki konuşmaların ardından İncirlik'e geçti. İncirlik'te yürüyüş gerçekleştiren yurtseverler sokakları 'İncirlik Üssü'nü kapatacağız' sloganıyla inletti.
'Eğer o zamana kadar yapamamışsak halk iktidarı bu üsleri söker atar'
İncirlik’te yurtseverlere seslenen THTM Kurucu Üyesi ve TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, İsrail'in bölgede giriştiği katliamın soykırım niteliği taşıdığını vurguladı ve AKP'nin işbirliğine işaret etti:
"Şu anda Orta Doğu'da yaşananlar gerçek bir soykırımdır. İkinci Dünya Savaşı ve öncesinde yahudiler çok ağır bedeller ödediler, soykırıma uğradılar. Onların yanında ilerici insanlık, devrimciler, komünistler durdu. Ve şimdi o yahudi halkının acısı üzerine çöreklenen katiller, katliamcılar, zengin İsrail sermaye sınıfı ve onun arkasında duran çok uluslu tekeller aynı katliamı Filistinlilere yapıyorlar. Bu alçaklığa yüreğimiz sızlıyor. Bizim ikiyüzlü katillerimize, iktidarımıza öfkeleniyoruz. Evet, katil İsrail, işbirlikçi AKP!"
'Bu ayıbı gizleyemezler'
İncirlik Üssü'nün kurulduğu günden bu yana emperyalizmin çıkarlarına hizmet ettiğini kaydeden Okuyan, Soğuk Savaş yıllarından bir örnek verdi:
"Birkaç yüz metre gerimizde duran ve bizim ülkemizin bayrağının arkasına saklanmış olan bir üsten söz ediyoruz. Ne yazık ki bu bayrak yurtseverlerin elinde çok güzel duruyor ama bu bayrak ayıp gizlemek için de kullanılıyor. Bu ayıbı gizleyemezler. İncirlik Üssü Türkiye'nin NATO'ya girişiyle aynı yıl inşa edildi. Ne işe yaradı, niye biz dertliyiz bu üsten? Soğuk Savaş yıllarında bu üs Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne karşı istihbarat toplamak için kullanıldı. Buradan havalanan uçaklar Türk hükümetinin iznini bile istemeden Sovyetler'in üzerine gidip istihbarat topluyordu. Bunlardan biri 1960 yılında Sovyet Silahlı Kuvvetleri tarafından düşürüldü. Dünyaya rezil olduk. Çünkü Türk hükümetinin haberi yoktu bu uçuştan."
'Onlar kapatmazsa halkın demir yumruğu kapatır'
İncirlik'teki NATO üssü sayesinde İsrail'e cephane taşındığını hatırlatan TKP Genel Sekreteri, iktidara seslendi:
"Bu üs, Körfez Savaşı'nda, Irak'ın işgalinde defalarca kullanıldı. Buradan kalkan uçaklar komşu ülkelere, komşu halklara ölüm yağdırdı. 15 Temmuz Amerikancı darbe girişiminin merkez üslerinden biri burasıydı. Bitmedi. Buradan kalkan nakliye uçakları Kıbrıs'a uğrayıp İsrail'e cephane götürüyorlar. O İsrail Filistin halkını katletsin, şimdi Lübnan halkını katletsin diye. Boşuna bu üs kapanmalı demiyoruz. Bir bildiğimiz var. Bizim bildiğimizi Türkiye'nin 'yerli ve mili' hükümeti de biliyor. Bir taraftan 'yerli ve milli' diyorlar, öbür taraftan her türlü işbirliğine giriyorlar.
O yüzden İncirlik ve Türkiye'deki diğer 15 Amerikan, NATO üssü ve bir o kadar da radar derhal kapatılmalıdır. Onlar kapatmazsa bu halkın demir yumruğu kapatır. Şundan emin olun, eğer Türkiye'de emekçi halk iktidara gelinceye kadar biz bu üsleri söküp atamazsak Türkiye'de bir halk iktidarının, bir emekçi iktidarının ilk gününde yapacağımız şeylerden bir tanesi bu kötülük üslerini söküp atmaktır."
'Irkçılık pompalayarak bölgemizi kan gölüne çeviriyolar'
Konuşmasına Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerine değinerek devam eden Kemal Okuyan, şu ifadeleri kullandı:
"İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’ın üzerinden uçan savaş uçaklarının yakıtı nereden gidiyor? "Kardeş" Azerbeycan’dan. Hangi ülkenin üzerinden gidiyor? Türkiye üzerinden. Ne ala memleket ya! Türkiye’nin güvenliği Kudüs’ten başlar diye ahkam keseceksiniz, sonra Filistin halkının tepesine bomba yağdıran uçakların yakıtlarını siz vereceksiniz. Bakın bizim İsrail halkıyla hiçbir sorunumuz olmaz. Bizi ilgilendiren o zengin sınıflar, o egemenler, o alçaklar. Onlarla dost falan değiliz, kardeş değiliz. Aynı şey ama Azerbeycan için de geçerli. Azeri halkını biz kardeş biliriz ama Azerbeycan üzerindeki zenginliklerin üzerine çökmüş bir aileyi, egemen sınıfları kardeş bilmeyiz. Onlar Azeri kaynakları yağmalarken, Filistin’deki kardeşlerimize ölüm yağdırıyorlar, yardım ediyorlar. Halklar kardeştir. Efendim 'Filistinlilerden bize dost olmaz, onlar bize kazık atarmış'... Kazık atanlar işte arkamızda. Emperyalistler halkları birbirine düşürdüler, şimdi ırkçılık pompalayarak bölgemizi daha da kan gölüne dönüştürmeye çalışıyorlar. Türkü, Kürdü, Arabı, Azerisi, bu coğrafya da yaşanan herkes, yoksullar, ezilenler el ele verdiğinde, bu alçakların oyununu elbette bozarız."
'Mücadeleyi çoğaltıyoruz: Bu memleket bizim'
Kemal Okuyan sözlerini mücadele çağrısı ile sonlandırdı. "Bakın buraya geldik. Arkamızda İncirlik ABD üssü. Biz bu topraklarda, çok uluslu tekellerin, NATO’nun, ABD emperyalizminin ve diğer bilimum emperyalist ülkelerin tahakkümünü kırmak zorundayız. Bu halkın özgürleşmesi için. Dolayısıyla buradaki kararlılığımız sürdürüyoruz. İnsanlara dokunuyoruz, çoğalıyoruz. Bu mücadeleyi çoğaltıyoruz. Başka çaremiz yok. Bu memleket bizim. Bu memleket işbirlikçilerin, katillerin, sömürücülerin, hırsızların, kalleşlerini ikiyüzlülerin değil. Bu memleket Türkiye’nin emekçilerinindir."
Konuşmanın ardından alkışlarla "İncirlik Üssü'nü kapatacağız" sesi İncirlik'te yankılandı. Yürüyüş sloganlar, alkışlar ve ıslıklarla son buldu.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nin 1 Eylül'de başlattığı ve #Göreve başlığı ile yürüttüğü seferberliğin bir parçası olan Kartal-İncirlik yürüyüşü tamamlandı. NATO ve Emperyalist Savaşa Karşı Göreve kampanyası, Ekim ayında "deşifre ediyoruz" başlığıyla gerçekleştirilecek çeşitli buluşma ve eylemlerle devam edecek.
İsrail protesto edilirken NATO savunulamaz
İsrail doğrudan üye olmamakla beraber NATO’nun hep öncelikli ortağı oldu. Bunda Türkiye'nin payı da büyük.
NATO’nun Brüksel’deki merkezinde kalıcı ofis açmak ve "İleri İşbirliği" programına dâhil olmak isteyen İsrail'e son onayı 2016'da Türkiye verdi. İsrail halen sürecek şekilde NATO merkezinde kalıcı bir ofis elde etti. Böylece İsrail bazı NATO tatbikatlarına da katılabilen adı konmamış bir NATO üyesi haline geldi.
İsrail'e desteğin son örneği Akdeniz'de yaşandı. AKP kurmayları İsrail’e desteğe gelen ABD gemileriyle ortak tatbikatı “NATO üyesiyiz”, “uluslararası dengeler” diye savundu.
ABD, USS Wasp ve USS Oak Hillile adlı savaş gemilerini İran ya da Hizbullah'ın İsrail'e olası saldırılarına karşı Doğu Akdeniz'e gönderdi.
Gemilerden biri, Kıbrıs'ta bulunan Limasol Limanı’na demirlediğinde AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Başka devletlerin gönderdiği her savaş gemisi, her uçak gemisi şiddet sürsün, şiddet bölgeye daha çok yayılsın diyenlerin işine yarayacak bir vesile sunmuş olacak" dedi.
Ancak daha sonra Türkiye’nin amfibi savaş gemileri TCG Anadolu ve TCG Gökova'nın, 13-17 Ağustos arasında bu iki ABD gemisiyle Akdeniz’de ortak eğitim tatbikatı yaptığı ortaya çıktı.
Söz konusu tatbikat ABD Donanması’na bağlı sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarla öğrenildi, Milli Savunma Bakanlığı ise sonrasında, İsrail'e desteğe gelen savaş gemileriyle ortak eğitim yapıldığını doğrulamak zorunda kaldı.
Tepkilere rağmen ABD'ye ait gemilerden USS Wasp'in 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde İzmir'i ziyaret edeceği duyuruldu. Gemi kentte protestolarla karşılandı.
TKP, gemi İzmir’i terk edene kadar Onur Nöbeti tuttu, geminin demirlediği alanın tam karşısına “Yankee Go Home” pankartı astı.