Bir şehrin göçle imtihanı: Gidenler umduğunu bulamadı, kalanlar ise çaresiz...

Ağrı'da 30 binin üzerinde genç şehri terk etti. Bu rakam birçok ilçe nüfusunu geçerken, şehirde yarattığı etki ise tahmin edilenlerin ötesinde.

Özkan Öztaş

Ağrı Türkiye'nin en yoksul vilayetlerinden birisi. Şehirde son yıllarda iş bulamadıkları için ya da gelecek kaygısıyla yurt dışına yapılan göçler herkesin gündeminde. Özellikle de genç nüfusun başvurduğu bu yol sonucunda son yıllarda 40 bine yakın kişinin başta ABD ve Kanada olmak üzere Fransa, Almanya ve çeşitli Ortadoğu ülkelerine göç ettiği tahmin ediliyor. Göç eden bu rakam Ağrı'nın Taşlıçay, Hamur, Eleşkirt, Tutak ilçelerinin nüfuslarını geçerken Diyadin ilçesinin nüfusuna da denk düşüyor neredeyse. Yani son 3 yılda Ağrı'dan yurt dışına yapılan göçlerin sayısı kabaca şehirdeki bir ilçenin haritadan silinmesi manasına geliyor. 

'Yurt içinde gerçekleşen göç hareketliliğini takip etmek dahi mümkün değil'

Yurt dışına göç edenlerin dışında ciddi bir göç hareketliliğini de yurt içinde mevsimlik işlerde ya da inşaat sektöründe belli bir zaman diliminde çalışan emekçiler oluşturuyor. Resmi bir sayı bulmak bu açında güç olsa da ilçelerden ve köylerden toplanan rakamlara bakıldığında sayının 100 bine yaklaştığı tahmin ediliyor. 

Genelde Batı'daki kentlere göç edenlerin aile bireylerinin eğitim hayatlarına devam edebilmesi, sağlık hizmetlerindeki sürekliliğinin koruması, sosyal yardımlaşma haklarının kullanımı ve seçimlerde oy kullanmak adına ikametlerini geçici olarak gittikleri şehirlere taşımadıkları ifade ediliyor. Konuyla ilgili soL Haber'e konuşan Tutak ilçesinden inşaat işçisi Mehmet Deniz, "Dilediğiniz herhangi bir inşaat şantiyesine gidebilirsiniz hiç fark etmez. İçinden Ağrılı birine rastlamadıysanız şantiyede sorun vardır" diye özetliyor bu durumu. 

Bugün pek çok şehirdeki Ağrılı il ve çevre dernekleri birer göç ofisi gibi çalışıyor. İş bulabilenlerin geride kalan yakınlarına iş bulduğu bu sirkülasyonda sektörün en başında inşaat yer alıyor. Bunu sırasıyla tarım, hizmet ve sanayi takip ediyor. 

'Şehrin kaybettiği genç nüfus oranı ve değer kaybı astronomik rakamlara ulaşıyor'

Sadece merkeze bağlı Ağadeve (Axadev) köyünden 140 gencin ABD ve Kanada'ya gittiği biliniyor. Gençlerin her birinin yurt dışına gidebilmek için insan tacirlerine, aracı firmalara, bazı nakliye şirketlerine ortalama 10 bin ila 15 bin dolar arasında para verdiği ifade ediliyor. 

HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir'in daha önce de meclis gündemine taşıdığı göç hareketleri sonucunda Ağrı'da yaşayan birçok ailenin çocuklarını yurt dışında gönderebilmek için tefecilere borçlandığı belirtiliyor. 

Konuya dair soL'a konuşan Ağrı'da yaşayan Cengiz Elkatmış, "Bir sürü üniversite mezunu öğrenci işsiz dolaşıyor. İş bulamıyor. Onca yıl okumuş insanlar mezun olduktan sonra aldıkları eğitimle alakası olmayan işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Birçok kurumda yöneticiler yandaşlarını çalıştırıyor ve işler hak edene gitmiyor. Bugün sadece 30 binin üzerinde gencin Ağrı'ya katacağı değer bir yana bu insanların ortalama 10 Bin Dolar para vererek yurt dışına gittiklerini düşününce şehrin kaybettiği değer kaybı astronomik rakamlara ulaşıyor" diyor. 

'30 bin gencin göç etmesinin ne manaya geldiğinin farkında mısınız?'

Ağrı'da yaşayan ve inşaat sektöründe çalışan Cengiz Elkatmış sorunun tam anlaşılamadığından dert yanıyor ve ekliyor: "30 bin gencin göç etmesinin ne manaya geldiğinin farkında mı herkes? 30 Bin kişi sadece o kadar insanın yer değiştimesi demek değil. 5 yıllık sürece yaydığınızda Ağrı'dan 30 bin ev taşındı demek bu. Nüfus 150 bin azaldı demek. Kapısını çalacağımız 30 bin evin haritadan silinmesi demek. Ağrı'nın yeşil ovalarını, kışın yağan karı seyredeceğiniz 200 bin pencerenin yok olması demek." 

Elkatmış sorunu anlatırken "Konu gerçekten çok boyutlu. 30 bin tane düğün düşünün şimdi. 30 bin tane kol kola girmiş halay çeken, geleceğe umtula bakan, hayaller kuran insanların bir anda yok olduğunu düşünün. Genç kızların gelecek hayallerini düşünün, okul yolunda sırtında çantası öğrenciler düşünün. Her biri yok oldu birkaç yıl içinde. Şehrin ekonomisi, canlılığı, sosyal hayatı zaten geriye gidiyordu, bu yaşananlar buna deprem etkisi yarattı" diyor. Aynı zamanda göçlere sadece ekonomik değil sayısı azımsanmayacak oranda politik nedenler ve baskılar da eşlik ediyor diyerek tamamlıyor sözlerini

Sosyal medya gidip iş bulamayanların paylaşımlarıyla dolu

Gidebilenlerin iş bulma hayali beklediği gibi ilerlemiyor haliyle. İş bulabilenlerin yanı sıra birçok örnekte iş arayan, çevrelerine bu konuda yardım ricasında bulunan sosyal medya paylaşımları mevcut. Klasik bir yöntem olarak kendisinden önce gidenlerle kurulabilen ilişkiler sayesinde hayatta kalmaya çalışıyor insanlar. Aldıkları üç otuz paralarına rağmen kur farkından dolayı aldıkları paranın geride kalanlara az da olsa faydasının olması tek tesellileri. Ağrı'dan yurt dışına gidenlerin sayısı öyle bir hal almış durumdaki, yurt dışında yaşanan düğün, bayram ya da çeşitli doğum ya da ölüm törenlerinin bir parçası olarak birçok Ağrılının bir ayağı yurt dışına taşınmış durumda.

Şehirde genç nüfusu ciddi oranlarda azalıyor olması ekonomik ve sosyal hayatı belirlemiş durumda. Şehirden göç edenlerin oranı neredeyse nüfusun yüzde yirmisine yaklaştığı Ağrı'da son 3 yıldır nüfus artış oranı TÜİK verilerine göre azalarak ilerliyor. Yaşanan örneklerin sıradan, her yerde olduğu örneklere benzemediğini ifade edilirken konuya dair önlemler alınmadığı takdirde ciddi toplumsal sorunların oluşabileceğini ifade ediliyor. Sorunların başında tarımsal üretimin radikal düzeyde azalması gelirken, göç edenlerin gittikleri yerlerde yaşadıkları uyum problemleri, zorlu işlerde çalışmak zorunda kalmaları da sorunun boyutlarını daha belirgin hale getiriyor.

Paris bir Serhat şehrine dönmüş durumda

Sorunun sadece Ağrı ile sınırlı olmadığını ifade edenler arasında bu şehirlerden yurt dışına göçmüş kişiler yer alıyor. Iğdır'dan Paris'e göçen gençlerden Resul Baştaş, Paris'in neredeyse bir Serhat şehrine döndüğünü ifade ediyor. Yetkililerin işsizlik sorununu ve yaşanan göçleri seyrettiğini ifade eden Baştaş, "Sorun sadece Ağrı ile sınırlı değil. Aynı ekonomik tabloyu paylaşan şehirlerin hemen hemen herbirinde benzer sorunlar var. Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Muş, Erzurum gibi yerlerden birçok insan artık yurt dışına göçüyor. Uzmanlar gerekirse son 10 yılda üniversiteki öğrenci sayılarının bu şehirlerdeki dağılımına baksın. Benim birçok arkadaşım okulu bıraktı" diyor. 

Gidenler umduğunu bulamadı, kalanlar ise çaresiz

Ne gitmek çözüm sunuyor ne de bir şey yapmadan kalmak bir çare. Anlatılan her şeyin özeti burada düğümleniyor. İmkanı olanlar kaldıkları yerde de gittikleri ülkede de bir şekilde yolunu bulmuş durumda. Ancak yoksul emekçilerin çaresizliklerine her geçen gün yeni hikayeler ekleniyor. Anlatılan her şey yoksulların mekan değişimiyle sınırlı kalıyor. Göç eden herkes valizinde çoğu zaman kendi çaresizliğini ve sıkıntılarını beraberinde götürüyor. Çözüm içinse kalıcı adımların atılması gerekiyor. Oysa sadece Ağrı'nın tarımsal arazileri ve hayancılıkla ilgili olanaklarının değerlendirilmesi ihtimali emekçiler için bir çözüm yaratabilir. 

Ve fakat sermayenin her şeyi özelleştirmesi, hayvancılık ve tarım alanlarının özel sektörlere peşkeş çekilmesi, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) gibi firmaların patronlara peşkeş çekilip şehirlerden izinin silinmesi göç sorunun ve yaşananların sadece bir sonuç olduğunu gösteriyor.