Aliağa: 'Her ay en az bir iş cinayetinin yaşandığı bir cehennem' semt

Dev petrokimya sermaye gruplarının ve gemi söküm cehenneminin bulunduğu ilçe hem sermaye tarafından hem de iktidarın küçük ortağı tarafından kuşatılmış durumda. 

Haber Merkezi

Boyun Eğme Dergisi'nin 243. sayısında Aliağa Semt Evi hakkında bir haber röportajı yayımlandı. Bir işçi kenti olan Aliağa'da Semt Evi ne anlama geliyor, neler yapılıyor? İşte bir kentin emekçilerinden Semt Evleri'nin öyküsü...

Yenimahalle Semt Evi yaklaşık bir yıl evvel özellikle gemi söküm işçilerinin yaşadığı bir mahallede açıldı. Dev petrokimya sermaye gruplarının ve gemi söküm cehenneminin bulunduğu ilçe hem sermaye tarafından hem de iktidarın küçük ortağı tarafından kuşatılmış durumda. Ancak bu karanlık tablonun bir de aydınlık yüzleri var.

Geçmişte kendi halinde, sakin bir balıkçı kasabası olan Aliağa artık Türkiye’nin ve dünyanın sayılı sermaye devlerini barındırıyor. Tabi bu sermaye devleri her yeri olduğu gibi bu şirin sahil kasabasını da çirkinleştiriyorlar. Geçmişte kamuculuğun en güzel örneklerine ev sahipliği yapmış Aliağa ilçesi artık iş cinayetleriyle, hava kirliliğiyle anılıyor. Güzel İzmir’in bu cehennem köşesinde, işçi sınıfının bağrında yaklaşık bir yıl evvel açılan Yenimahalle Semt Evi’nin hikayesini Aliağa’nın komünistleri ile konuştuk.

Kuşatılan bir ilçede nefes almak için 

Aliağa’nın tam bir işçi kenti olduğunu biliyoruz.  Buradaki işçiler için nasıl bir ihtiyaç vardı? Neden Semt Evi açmaya karar verdiniz?

Gürcan: Aliağa hem büyük sermaye gruplarının hem de belediye üzerinden iktidarın küçük ortağının kuşattığı bir ilçe. Bu ilçeyi mahvetmişler. İzmir’in birçok ilçesi gibi şirin ve sakin bir sahil kasabası olmasının yanında kamuculuğun en güzel örneklerinden biri bu ilçede yaşanmış. Petkim’in sosyal tesislerini gezdiğinizde hâlâ bunun izlerini görebiliyor, buralara neden hâlâ dokunmamışlar diye şaşırıyorsunuz. Bu ilçedeki ihtiyaç tam da buna benzer bir şeydi. Bu berbat, nefessiz ortamda insanların dayanışabileceği, nefes alabileceği bir yer. Yenimahalle Semt Evi bu amaçla yola koyuldu.

Semt Evi’nin kuruluşunda zorluklar yaşamadınız mı? Yenimahalle’yi tercih etmenizin özel bir sebebi var mıydı?

Gürcan: Elbette yaşadık. Bahsettiğimiz gerekçelerle bu ilçede sosyalizm adına siyaset yapmak oldukça zor. Ancak onlardan farklı olan yanlarımızdan birkaçı inatçılığımız, çalışkanlığımız ve aklımız. Bizi zorlayan onlardan ziyade mahallemizdeki insanlara “neden atölyelerimizi ücretsiz verdiğimizi” anlatmak oldu aslında. Bu mahalleyi seçmemizin nedeni ise gemi söküm şirketlerinde çalışan hemen her işçinin ve Tüpraş, SOCAR, Ravago gibi petrokimya tesislerinde çalışan işçilerin bu mahallede yaşıyor olması. Mesela semt evimizi tuttuğumuzda, boyasını, bu işten de iyi anlayan, mahalleli bir gemi söküm işçisi yaptı.

Atölye çalışmalarımız var

Atölyelerden bahsettiniz. Ne gibi atölyeler veriyor, etkinlikler düzenliyorsunuz Yenimahalle Semt Evi’nde?

Cemal: Ben de bir gemi söküm işçisiyim. Semt evimizde İngilizce, Matematik, bağlama atölyelerimiz var. Velilerimizin ve özellikle yeni neslin önemli sorunlarından olan teknoloji bağımlılığı üzerine uzman psikolog arkadaşlarımızın da yardımıyla seminerler verdik. Çocuklara, aileleriyle birlikte izleyebilecekleri öğretici film gösterimleri gerçekleştirdik. Tabi siyasi başlıklarda toplantılarımız da oluyor. Ayrıca gençlere dönük Sosyalizm Okullarımız oluyor. Bunların dışında işçilere dönük olarak etkinlikler de gerçekleştiriyoruz. Bir de Patronların Ensesindeyiz bünyesinde yaptığımız çalışmalar kapsamında ara ara iş yerlerinde sorunlar yaşayan işçiler bizimle görüşmeye geliyorlar.

Popüler kültürün dışına çıkmaya çalışıyoruz 

Atölyelerinizde öğrencilere nasıl bir eğitim veriyorsunuz? Neleri ön plana çıkarıyorsunuz?

Murat: Ben de bağlama atölyesinin hocasıyım. Müziğin iyileştiriciliğine, hayata daha pozitif bir yaklaşımla bakmayı, hümanist bir bakış açısını getirdiğine inanıyoruz. Bu bağlamda eğitimci olarak bilgi ve birikimlerimi, etnik ve otantik eserleri, benden önceki ve sonraki nesillere özünü bozmadan doğru ve ilkeli bir şekilde aktarmaya çalışan, müzik aşığı bir bireyim. Eğitim verdiğimiz bütün bireylere müziğin bir sonu olmadığını, yaşamımız son bulana kadar öğrenmeye devam edeceğimizi aşılamaya çalışıyoruz.

Elif: Ben de İngilizce atölyesinde öğretmenlik yapıyorum. Semt evimizde İngilizce atölyesine başladığımızda en çok önem verdiğimiz şeylerden birisi çocuklardaki İngilizce öğrenimine yönelik kalıplaşmış zor algısını kırmaktı. Bunu sağlayabilmek için atölyelerimizde resimli eşleştirme, boyama ve şarkı öğretimi gibi öğrenme aktivitelerine yer verdik. Özellikle dinleme aktivitelerine ağırlık vererek okul müfredatlarının pek fazla olanak tanımadığı dinleme becerisinin gelişmesini sağlamaya çalıştık. Öğrettiğimiz İngilizce şarkıları özenle seçerek, çocukları kısa süreliğine de olsa popüler kültürün dışına çıkararak farklı bir müzik kültürüyle buluşmalarına aracılık etmeye çalıştık. Ayrıca çocuklara birbirlerine karşı saygılı ve özenli davranma alışkanlığını kazandırmaya çalıştık.

Gürcan: Ben de Matematik atölyelerinde görev alıyorum. Matematik atölyelerimiz de İngilizce atölyelerimiz gibi ilkokul, ortaokul ve lise seviyelerinde. Bu sebeple her bir seviye için ayrı ayrı planlamalar yapmaya ve yapabildiğimiz oranda her bir öğrencinin ihtiyacına dönük çalışmalar yapmaya çabaladık. Kimi öğrencimizin ders konularına dair eksikleri varken kimilerinin ise pratik yapmaya ihtiyaçları vardı. Bu çalışmaları yürütürken Elif’in de bahsettiği gibi yalnızca öğretim kısmına değil eğitim kısmına da odaklanmaya çalıştık. Örneğin burada derslerden sonra her hafta bir öğrenci semt evinin çiçeklerini suluyor ve bunu yaparken de her biriyle neden bunu yaptıklarına dair konuşuyoruz.

Yenimahalle’de gemi söküm ve petrokimya sektöründen birçok işçinin yaşadığını söylediniz. İşçiler için neler yapılıyor burada?

Atila: Ben de bir petrokimya işçisiyim. En başta semt evinin atölyelerini saymak lazım sanırım. Çünkü zaten bu atölyelere katılan çocuk ve gençlerin ebeveynleri işçi. İşçilerin, çocuklarını, bizimkilere benzer atölyelere göndermeleri hem maddi açıdan hem de zaman açısından epey zor. Bunun dışında Cemal’in de bahsettiği işler var. Patronların Ensesindeyiz Ağı kapsamında çalışmalarımız ve bunların neticesinde semt evine gelip, iş yerindeki sorunlarına çözüm arayan işçilerle dayanışıyoruz. İşçiler için güncel konularda etkinlikler yapıyoruz. Son zamanlarda haliyle daha çok pandemi ve işçi sınıfı, haklarımız, vb. oldu konu başlıklarımız. Bir de gemi söküm üzerine mücadelemiz var. Her ay en az bir iş cinayetinin yaşandığı, meslek hastalıklarının diz boyu olduğu, haksızlıkların bolca yaşandığı bir cehennemden bahsediyoruz. Gemi söküm işçilerinin çoğu mahallemizde yaşıyor. Hafta sonu yasaklarının açıklandığı pazar günü gerçekleştiremediğimiz Gemi Söküm İşçileri Dayanışma ve Mücadele Ağı toplantımızı ilk fırsatta yapacağız.

Gemi Söküm İşçileri Dayanışma ve Mücadele Ağı neler yapacak gemi söküm cehenneminde?

Şeref (Gemi Söküm İşçisi): Gemi söküm tesislerindeki işçilerin; iş cinayetleri, sigortada primlerin düşük gösterilmesi, işe alımlarda ağır sanayi raporunun istenmesi ve yevmiye usulü çalıştırılmaları gibi sorunları var. Gemi Söküm İşçileri Dayanışma ve Mücadele Ağı emekçilerin haklarını savunmak ve almak konusunda mücadele etmek için var olacak. Emekçi arkadaşlarımızı bilgilendirmek için seminerler, toplantılar düzenleyeceğiz. Birlikte mücadele edip, hakkımızı savunacağız. Gemi söküm emekçilerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Birlikte olduktan sonra başarırız, yeter ki önce birlik olmayı, birlikte mücadele etmeyi başaralım.

Tekrar atölyelere dönmek ve bu pandemi günlerinde yükleri iyice ağırlaşan kadınlara getirmek istiyoruz konuyu. Muhtemelen çocuklarını buraya getiren velilerin çoğu kadındır. Onlar nasıl bakıyor mahallelerinde böyle bir yer olmasına?

İlke: Tahmininiz doğru, hatta bu annelerin bir kısmının da iş yerlerinde eşlerinden daha fazla mesai yaptıklarını biliyoruz. Hemen her velimiz ilk başlarda çok şüpheli baktılar bize, partimizi tanımadıkları için. Ama bizi ve partimizi tanıdıkça güvenleri çok arttı. Hatta içlerinden ‘sizin ilkelerinize inanıyoruz, çocuğumuza bu ilkeleri aşılamanızı isteriz’ diyenler oldu. Salgın dönemiyle beraber, her yerde olduğu gibi Aliağalı kadınların da üzerindeki yükler arttı. Ev emekçisi kadınlar var, işçi kadınlarımız var. Yaşadığımız haksızlıkların, eşitsizliklerin üstüne konuşuyor, tartışıyor ve örgütleniyoruz.

Velilere Semt Evi'ni sorduk

Fatma (Ev Emekçisi): Çocuklarımızı semt evine gönderdiğimiz için çok mutluyuz. Hem okul derslerine ek bir şeyler öğreniyorlar hem de insanlığa dair çok güzel şeyler…

Nurcan (Ev Emekçisi): Bu semt evi benim için adil davranmayı, iyilik yapmayı ve paranın değersiz olduğunu, önemli olanın insanlık olduğunu ifade ediyor. Çocuklarıma bunları aşıladığınız için sizlere teşekkür ediyorum.  

Aynur (Akaryakıt Sevkiyat İşçisi): Semt evi bizim için paylaşma ruhunun güzelliğini ifade ediyor. Semt evini her şeyin paraya döküldüğü bir ülkede maddi kazanç beklemeden eğitmeyi, öğretmeyi, bilinçlendirmeyi amaç edinmiş güzel insanların mekânı olarak görüyoruz.

Tekin (Makine Operatörü): Üç çocuğumuzdan ikisi her hafta sonu semt evine gidiyor. Burada hem derslerine dair bir şeyler hem de iyi insanlar olmayı öğreniyorlar. Bu sebeple çok memnunuz semt evinden. İyi ki varsınız, iyi ki varız.
 

Boyun Eğme dergisini mahallenizdeki semt evlerinden, TKP bürolarından, NHKM’lerden ve kitabevlerinden edinebilirsiniz.