Türkiye Gazetesi'nde geçen ay haberleştirdiği Maarif Platformu, Enderun Özgün Eğitimciler Derneği ve İstanbul Medeniyet Enstitüsü isimli gerici yapıların hazırladığı "eğitim çalıştayı" raporundaki skandal ifadeler tepki çekti.

Patronların imdadına koşan raporda, "Ara eleman eksikliği var, mesleki eğitime geçilsin" denilirken, "zorunlu eğitimin çocukların yuva kurmaları önünde büyük bir engel olduğu" söylendi. Gerici yapılar tarafından hazırlanan ve "ev okulu"nun yaygınlaştırılması, "tek tip müfredattan çıkılması" gibi vurgular yapılan rapor, AKP'liler tarafından çok beğenildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de zorunlu eğitimin karşısında olduğunu sık sık dillendiriyor. En son "12 yıllık zorunlu eğitimle ilgili birçok ortamda eleştirilerle karşı karşıya kaldıklarını" öne süren Bakan Tekin şunları söylemişti:

"Zorunlu eğitimin çok olduğunu, yakında bunun tartışmaya açılacağını ben de tahmin ediyorum. Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak doğru olmayabilir."

Yine 'eğitim' çalıştayı

AKP'nin zorunlu eğitim saldırısı sürüyor.

Bugün yine Türkiye Gazetesi'nde konuyla ilgili Mahmut Özay imzalı bir haber yayınlandı. Haberde bu kez "Enstitü Sosyal" isimli yapının 14 Mart’ta İstanbul'da düzenlenen "eğitim çalıştayı"na yer verildi. "Türkiye’de Lise Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı çalıştaya, Milli Eğitim Bakanlığı temsilcileri ile okul yöneticilerinin de katıldığı duyuruldu.

Bakan Yardımcısı: Sorun olduğu noktasında mutabakat var

Çalıştayın açış konuşmasını Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci yaptı. Yelkenci, "paydaşlar" dediği yapılar arasında "işbirliği"ne vurgu yaptı:

"Eğitim politikalarında sonucu belirleyen çok fazla parametre var. Bu sebeple çok iyi tasarlanmış programlara ihtiyacımız var. Bu noktada sahanın yol göstericiliğini önemsiyoruz ve eğitim alanındaki paydaşlar arasında tartışma zemini sağlayan ve işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan bu tür toplantıları destekliyoruz."

Yelkenci, "4+4+4 sisteminin son dört yılı ile ilgili bir şey yapılması gerektiği konusu son zamanlarda herkes tarafından tartışılıyor. Burada bir sorun olduğu noktasında mutabakat var" dedi. Yelkenci, sorunun sadece süreyle ilgili olmadığını da belirtti.

Bakan Yardımcısı'nın eleştirdiği 4+4+4 eğitim sistemi de AKP döneminde uygulamaya konuşmuştu.

Bakanlıkla işbirliği yapan 'Enstitü Sosyal'

Çalıştayda enstitü araştırmacılarından Anadolu Üniversitesi'nden eğitim bilimci Prof. Dr. Oktay Cem Adıgüzel, Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü Fatma Bıkmaz, Türk Eğitim Derneği Genel Koordinatörü Dr. Sabiha Sunar, Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Ali Fuat Arıcı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Elyesa Koytak, Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Buket Sönmez ve Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, Yıldız Teknik Üni. Temel Eğitim Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Zeynep Yıldız, Değerler Eğitim Merkezi Genel Koordinatörü Hulusi Yiğit, Boğaziçi Üniversitesi Öğr. Üyesi Oğuz Köklü konuştu.

Enstitü Sosyal isimli yapı en son, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işbirliğiyle atölyeler düzenledi. Yapı, AKP'nin düzenleme ve vurgu yaptığı "doğum hızının düşüşü, yalnız yaşama oranları, aile" gibi pek çok konuda da "araştırmalar" organize ediyor.

Hedef meslek liseleri: Patronların can simidi oluyorlar

Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, AA muhabirine geçtiğimiz günlerde açıklamalar yapmış, "yükseköğretim ve istihdamın niteliğini belirleyen önemli etkenlerden biri olan lise eğitiminde, daha esnek ve sade bir modeli içeren değişim önerisinde" bulunmuştu. Sık sık "esnek ve sade bir model" vurgusu yapan Armağan şunları söylemişti:

"Amacımız, Türkiye'de lise eğitiminin daha verimli, nitelikli hale getirilmesiyle alakalı yol haritasını belirlemek. Burada genel liselerin de mesleki ve teknik liselerin de geleceğine dönük çalışmaları konuşuyoruz. Hem de zorunlu lise eğitimi daha esnek modelle nasıl ele alınır, değerlendirmeye çalışıyoruz. Lise eğitiminin daha esnek ve sade modelle ele alınması gerekiyor.

Üretici hale getiremiyoruz çocukları. Ancak meslek liselerinde bir şeyler çalışıyoruz. Normal akademik liselerde de çocukların üretkenliğini destekleyici bir programa ihtiyacımız var. Kırk saat ders alan bir çocuktan inovasyon beklememiz gerçekçi değil. Böyle bir çocuktan hayatla ilgili çok da fazla bir sorumluluk almasını beklememiz mümkün değil. Sadeleşmemiz gerekiyor.

Genç girişimcilerin önünü açacak modelleri ortaya koymamız gerekiyor. Becerileri tespit edilmiş gençlerin İŞKUR ve Ticaret Bakanlığı aracılığıyla, doğru sektörlerde iyi bir şekilde istihdam edilmesinin sağlanması da yine Milli Eğitim ve ilgili bakanlıkların sorumluluğunda."

'Okumasınlar, evlensinler, çalışsınlar': Dinciler eğitimde nasıl patronların ekmeğine yağ sürüyor?