Adana'da eylem: Türkiye NATO'dan derhal çıkmalıdır

Adana'da EMEP, Halkevleri, HDP, SOL Parti, TÖP, TİP ve TKP'nin ortak çağrısıyla düzenlenen eylemde 'Türkiye NATO’dan derhal çıkmalıdır' denildi.

soL - Adana

NATO'nun kuruluşunun 73. yıldönümünde Adana'da bir protesto gösterisi düzenlendi.

EMEP, Halkevleri, HDP, SOL Parti, TÖP, TİP ve TKP'nin ortak çağrısıyla bir araya gelen Adanalılar, Heykelli Park'ta bir basın açıklaması gerçekleştirerek Türkiye'nin NATO'dan bir an evvel çıkması ve üslerin kapatılması talebini dile getirdiler.

"Savaş örgütü NATO'dan çıkılmalıdır!" başlığını taşıyan basın açıklamasında şunlar dile getirildi:

"4 Nisan 1949 NATO’nun kurulduğu tarihtir. Rusya ordularının Ukrayna işgali karşısında NATO 'kurtarıcı' bir güç olarak gösteriliyor. Oysaki savaş kışkırtıcılarından biri de NATO’dur. NATO gibi sabıkalı, eli kanlı bir terör örgütünün, paraya ve silaha susamış yapılar demokrasi, özgürlük, barış getirmez. İkinci Dünya Paylaşım Savaşından sonra kurulan NATO dünyanın en büyük emperyalist savaş örgütüdür. Kurulma nedeni de o dönemde sosyalist olan SSCB halklarına gözdağı vermekti. Kapitalizme karşı çıkan, hak arayan işçi sınıfı ve ezilen halklara bir gözdağıydı.

NATO’nun temel varlık nedeni ABD liderliğindeki kapitalist-emperyalist düzenin sürekliliğini silah zoruyla sağlamaktır. 73 yıldır değişmemiş bir gerçekliktir bu. Varşova Paktı kendisini feshettiği halde NATO'nun varlığını güçlendirerek sürdürmesi, kapitalist düzeni korumak için 'dünya jandarmalığına’ soyunduğunun göstergesidir. NATO, bütün dünyada sosyalist, komünist, anti-faşist, ilerici halk güçlerini boğmak için çalıştı. Gladio (Kontrgerilla) doğrudan NATO'ya bağlı bir örgüt olarak faaliyet sürdürdü. 

1949'da 12 Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkesiyle kurulan NATO'nun üye sayısı 30’a çıktı. 1952'de Türkiye ve Yunanistan üye oldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında silahsızlandırılan Almanya, silahlandırılarak ittifaka alındı. SSCB'nin dağılmasından sonra Polonya, Macaristan ve Çekya üye yapıldı. Aynı yıl NATO savaş uçakları Yugoslavya'yı bombaladı. 2004'e gelindiğinde Rusya ile sınırı olan toplam 7 Doğu Avrupa ve Baltık ülkesi ittifaka dahil edildi. Soğuk Savaşın bitmesinden bu yana NATO tam 14 yeni üye bünyesine kattı. Bunlarla yetinmeyen NATO Gürcistan, Sırbistan, Finlandiya, İsveç, Avusturya gibi ülkeleri bünyesine katmayı hedefliyor. Sürekli 'düşman' konseptiyle ayağa kalkan NATO, Irak, Afganistan işgalinde milyonlarca insanı katletti. Sonuçta Afganistan Taliban'a teslim edilerek terk edildi. Çünkü yeni hedef Rusya ve Çin’di. 

Elbette bugün Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi bir işgaldir. Yerleşim yerleri bombalanıyor. Yüzlerce sivil ve çocuk yaşamını yitirdi. Devlet Başkanı Putin öncülüğünde ve multi-milyarder oligarkların desteğindeki bu işgal girişiminin savunulur bir yanı yoktur. Ancak NATO da Ukrayna'nın işgal edilmesinin başlıca sorumluları arasındadır. Çünkü NATO, Rusya’yı kuşatarak genişlemek istiyor. Nükleer silahlar dahil olmak üzer bölgeye silah yığınağı yapıyor. 

Ukrayna'da işbaşında olan egemenler ise NATO’ya karşı çıkmak yerine destek verdiler. Donetsk ve Luhanks bölgesinde halkların iradesine saygı göstermediler. Milliyetçiliği kışkırtarak NATO ile birlikte ülkeyi savaş macerasına sürüklediler. Oysa Ukrayna hükümeti, Putin yönetimine olduğu kadar NATO, ABD ve AB'nin planlarına da karşı çıksaydı bugün ülkede durum çok farklı olabilirdi. Açık ki bu savaş halkın, halkların değil emperyalistlerin ve işbirlikçi burjuva yönetimlerin savaşıdır. Bugün barış için ayağa kalkan halklar savaşın asıl sorumlusu olan ve savaşın tarafı olan emperyalist güçlerle araya keskin bir çizgi çekmek zorundadır.

Türkiye’nin 70 yıllık NATO'ya üyelik tarihi, bu belalı örgütün bir ülkenin başına neler getirebileceğinin de tarihidir. Türkiye burjuvazisi anti-komünist ittifakın parçası olduğunu kanıtlamak için Kore savaşına asker gönderdi. NATO üyeliğinin bedeli olarak 700 insanımız can verdi. Başta 12 Eylül darbesi olmak üzere cunta yönetimlerinin arkasında hep NATO vardı. Bu nedenle Türkiye NATO’dan çıkmalıdır. İlimizdeki İncirlik’te bulunan  ABD ve diğer üsler kapatılmalıdır. Bağımsız ve demokratik bir ülke olmanın temellerinden biri budur. ABD emperyalizminin bölge ülkelerine saldırılarda kullandığı İncirlik Üssü’nde nükleer silahlar da bulundurulmaktadır. NATO saldırganlığının yoğunlaştığı, Rusya’nın ise Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunduğu bir dönemde İncirlik üssü Çukurovalılar ve bütün Türkiye için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yanı başımızda ne nükleer silah ne ABD üssü istiyoruz. İncirlik üssü derhal kapatılmalıdır.

Egemenlerin ve AKP’nin barışı ile işçi sınıfı ve halkın barışı temelden farklıdır. NATO’dan çıkmadan, askeri anlaşmalara son vermeden, silahlanma yarışı bitirilmeden savunulacak bir barış davası olamaz. Savaş harcamalarına, silah satışı ve savaş tezkerelerine el kaldırmakla barış savunulamaz. Yeni Osmanlıcı hayallerle ülkeyi bir savaştan diğerine sürükleyen AKP iktidarının “tarafsızlık” söylemi, bağımlılık ilişkileri kadardır. O nedenle Ukrayna'da savaş ve işgalin son bulması esas olarak işçilerin ve halkın ayağa kalkması ile mümkündür. Savaş üzerinden zam yağmuru, grev yasakları ve her türden baskıyı püskürtmenin yolu da buradan geçmektedir.

Türkiye NATO’dan derhal çıkmalıdır. İncirlik Üssü kapatılmalıdır. Kahrolsun NATO, Kahrolsun emperyalizm."

Basın açıklaması "Emperyalistler, İşbirlikçiler, 6. Filo'yu unutmayın", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi" sloganlarıyla sona erdi.