İngiltere İran'ın sesini kıstı

Batının İran'a karşı sıkıştırması sürüyor. Hürmüz'de gerilim giderek yükselirken, İngiltere İran'ın sesini kısmak için Press TV'nin lisansını iptal etti.

İran'a karşı emperyalist sıkıştırma giderek artıyor. Son haftalarda ülkeyle batı arasındaki gerilimde özellikle 2 başlık öne çıktı: petrol ambargosu ve Hürmüz Boğazı.

Avrupa Birliği, dün aldığı kararla İran'a karşı petrol ambargosunu kabul etti. AB yasayla birlikte derhal İran'la petrol anlaşmaları yapılmasını yasaklıyor ve 2012 Haziran ayından itibaren İran'a karşı tam bir petrol ambargosu uygulamaya hazırlanıyor. 27 üye ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıda kabul edilen yaptırımlar kapsamında İran Merkez Bankası da dahil çeşitli İranlı kurumlar, şirketler ve kişiler de ambargo kapsamına alınacak.

İran yetkilileri ise bu karara, Hürmüz Boğazı'nı gemi trafiğine kapatacakları tehdidini bir kez daha yineleyerek yanıt verdiler.

Ancak Hürmüz Boğazı da giderek ısınıyor. Önceki gün ABD uçak gemisi USS Abraham Lincoln, Hürmüz Boğazı'ndan geçiş yapmış ve Basra Körfezi'ne girmişti. İran, daha önce savurduğu tehdidin aksine gemiye müdahale etmedi. Aynı gün, İngiltere de Hürmüz'e daha fazla asker gönderebileceğini duyurdu. İngiltere Pazar günü Basra Körfezi'ndeki ABD donanmasına katılmak üzere HMS Argyll gemisini yolladı. Bölgedeki askeri varlığın daha da artırılması gündemde.

Press TV'nin lisansı iptal edildi
Ve İngiltere, bir yandan sıkıştırılan İran'ın sesini de kıstı. İngiltere'nin RTÜK'ü Komünikasyon Ofisi (Ofcom), İran merkezli prestijli televizyon Press TV'nin lisansını iptal etme kararı aldı. Ofcom, kararını "Press TV'nin editöryel gözetimini Tahran'dan yürütmesinin İngiltere'deki yayıncılık lisansı kurallarına aykırı olmasına" dayandırdı.

İran karara şiddetle karşı çıkıyor ve Press TV'nin merkezinin Tahran'da olduğunu ve İran'dan mali destek aldığını saklamadığını vurguluyor. Press TV'nin durumu, bu bakımdan BBC'den hiç farklı değil. Dünyadaki birçok hükümet, kendi başkentleri merkezli fakat yabancı ülkelerde yayın yapan kanallara sahip.

Bu durum, kararın siyasi bir karar olduğunu düşündürüyor. Ofcom, Press TV'yi "Ya merkezini buraya taşı, ya da lisansını İran'a aldır" diye Kasım ayında uyarmıştı. Uyarı, İran'la İngiltere arasında tansiyonun gerildiği bir döneme denk gelmişti.

Ofcom, aynı zamanda Press TV'de yayınlanan 10 saniyelik bir röportajda Newsweek muhabiri Maziar Bahari'nin "baskı altında konuşturulduğunu" öne sürdü. Press TV, Ofcom'un bu iddia nedeniyle kendisine kestiği para cezasını ödemeyi reddetti.

"Wikileaks'te işareti vardı"
Eski Londra belediye başkanı "Kızıl Ken" lakaplı Ken Livingstone gibi ünlü simaların da program yaptıkları bir kanal olan Press TV'nin haber müdürü Hamid Emadi, İngiltere'nin kararını şiddetle kınadı. Ofcom'un İngiliz hükümetinin siyasi bir aracı olduğuna inandıklarını belirten Emadi, "Wikileaks belgeleri Londra ve Vaşington'un, Press TV'nin İngiltere'deki faaliyetlerinin önüne geçmenin yollarını aradığını ortaya koyuyordu. Ve işte görüyoruz: Press TV Sky platformundan çıkartıldı" dedi. Emadi, İngiltere'de yayın yapmayı sürdürmenin yollarını aradıklarını söyledi.

Press TV, yabancı yayın yapan bir devlet televizyonu olarak kaliteli bir yayıncılık faaliyeti yürütüyordu. Kanalda sunulan görüş yelpazesi de birçok batı medyasından daha genişti.

Ofcom, RTÜK'e pek benzemiyor. RTÜK her meselede müdahale etme ve ceza kesme eğiliminde olsa da, Ofcom geçtiğimiz aylarda büyük skandalları ortaya çıkan Murdoch medya grubunun kanallarına dahi böyle bir ceza vermemişti.

(soL - Dış Haberler)