Nuray Mert için 'bilimsel' yazı yazma rehberi

DİKKAT: Yazının içerdiği aşırı doz cehalet bilincinizde kalıcı hasara neden olabilir!

“Cahil ama pabuç dilliler” için “antipozitivist bilim” çeşitlemeleri

  • Bence yer çekimi diye bir şey olmayabilir; cisimleri yer çekiyor olabileceği gibi gök de itiyor olabilir. Yerin cisimleri çektiği iddiası pozitivist bir dayatmadır. Dolayısıyla fizik derslerinde yer çekimi görüşü kadar gök itimi görüşüne de yer verilmelidir.
  • Tıp Fakültelerinde sadece embriyoloji derslerini okutmak tekçi bir yaklaşımdır. Sonuçta insanın nasıl oluştuğuyla ilgili farklı teoriler de vardır. Bebekleri leyleklerin getirdiğine ben de inanmıyorum ama bu görüşün de temsil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Katılmadığımız görüşlere de tahammül edebilmeliyiz. Sonuçta “bebekleri leyleklerin getirdiği” görüşü de yabana atılmaması gereken bir görüştür. Halk, embriyoloji dersinin yanında “Leylek teorisi”ni de okusun ve insanın nasıl oluştuğuna bırakın özgür iradeleriyle halk karar versin.
  • Dünya yuvarlak ise dünyanın alt tarafındakiler niye aşağı düşmüyor? “Galileist-Keplerist-Kopernikist” paradigmanın hep gözlerden kaçırdığı bu cesur soruları sormanın zamanı gelmiştir
  • Wegener’in öne sürdüğü “Levha tektoniği teorisi” adı üstünde bir teori yani varsayımdır. Depremleri açıklayan bu teoriden başka “İçki içen günahkar İzmir teorisi (Prezervatifli Kamil Hoca)”, “Zina yapıyorlar Allah cezalarını veriyor teorisi (Bakkal Arif Efendi), “Erotik seks teorisi (Bakkal Arif’in çırağı)”, ”Öküzün boynuzu teorisi (babaannem) gibi birçok teori mevcuttur. Jeologların ve bilim insanlarının bu Wegenerci dayatmasına karşı diğer görüşler de özgürce tartışılmalıdır. Bu tür pozitivist dayatmalarla toplum özgürleşemez.
  • Dünyanın güneş etrafında döndüğü iddiası “Avrupamerkezci” pozitivist bir paradigma olan Kopernikçi bir dogmadır. Bu paradigma karşısında “Kopernik yalanı, Batlamyus gerçeği” görüşü de görmezden gelinmemeli ve özgürce tartışılmalıdır.
  • Ben mikrop teorisine inanmıyorum. Gözle görülmeyen küçük canlılar diye bizlere dayatılan bu teori “Avrupamerkezci”, “Pastörist” bir paradigmadır ve birçok başka paradigmadan yalnızca biridir.
  • Elektromanyetik teori, adı üstünde bir teoridir. Maxwell böyle dedi diye bunun ders kitaplarında okutulması yine “Avrupamerkezci” bir dayatmadır. Bilimin yerine geçirilmesine karşıyım.
  • Hücre teorisi alt tarafı bir teoridir yani varsayımdır. Canlıların hücrelerden oluştuğu iddiaları bana çok saçma geliyor. Bence böyle değil.
  • Planck sabitinin bu derece sabit kalmasını oldukça otoriter bir yaklaşım olarak görüyorum.
  • Astronominin okutulmasına karşı değilim ancak astronominin yanında astroloji de okutulmalıdır. Sonuçta bu konuda tek bir görüş yok ve her görüşe yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
  • Bence Atom teorisi ve “proton iddiası” tekçi bilim çevrelerinin dayattığı pozitivist bir tahakkümdür. Yani bir takım bilim insanları böyle dedi diye buna inanmak zorunda değiliz. Hayatında hiç proton gören var mı? Kişisel olarak deneyimlemediğimiz bu türden paradigmaların zorla dayatılmasını doğru bulmuyorum.
  • E=mc2 denklemi Einsteincı bir dayatmadır; diğer görüşlere de yer verilmelidir. E=fc3, m= Ea/2 ya da n=ry/mrt gibi birçok başka denklem de en az diğeri kadar doğru olabilir. Bunların hepsi müfredatta yer almalıdır. İnsanlar her görüşü görsün ve bırakalım neyin doğru olduğuna halk karar versin.
  • Işık hızının saniyede 300 bin kilometre olarak dayatılmasına karşıyım. Sonuçta ışığın farklı çeşitlerinin, daha yavaş veya daha hızlı olan ışıkların da birlikte var olmasına izin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
  • Öklid geometrisine göre üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece olmasını bağnaz bir yaklaşım olarak görüyorum. Başka açıların da varlığına şans tanımalı. Sonuçta her üçgen tek ve ayrı ayrı değerlidir. Bütün üçgenleri aynı kefeye koyan bu Avrupa merkezci görüşü jakoben bir anlayış olarak görüyorum. Üçgenin iç açılarının toplamı üçgeninden üçgenine değişir. İç açılarının topyekün toplanmasını da oldukça totaliter buluyorum.
  • Schrödinger’in denklemlerini kanıtlamak isterken yaptığı Schrödinger’in kedisi deneyini şiddetle kınıyorum. Hayvanlar üzerinde böyle deneylerin yapılmasına karşıyım.
  • Mutlak sıfır adı verilen -273 C’yi dayatmacı bir anlayış olarak görüyorum. Sonuçta hiçbir sıcaklık derecesi diğerlerinden hiyerarşik olarak üstün olmamalıdır.  

***

Bilimin kenarından köşesinden geçmiş orta zekalı herhangi bir insan, şu ana kadar yazılan  cümlelerin birer zırva olduğunu kolayca anlamıştır.

Peki ya şu cümleler?

“Evrim teorisi de, adından da anlaşılacağı gibi bir 'teori'dir, yani varsayımdır." (1)

“…evrim teorisinin bilim yerine konmasına karşıyım. Adı üzerinde evrim teorisi, ne kadar bilimsel kesinlik kazandırılmaya çalışılırsa çalışılsın veya ne kadar bilimsel olarak çürütülmeye çalışılırsa çalışılsın, nihayetinde insanın oluşumuna ilişkin bir akıl yürütme biçimi…" (2) 

Bu cümleler, yukarıda yazılanlarla eşdeğerdedir; zırvalık bakımından onlarla yarışacak kadar cehalet doludur.

***

Bu ve benzeri zırvaları dünyanın bilimsel bilgiden nasibini almış herhangi bir yerinde, ABD’den Rusya’ya, Japonya’dan Küba’ya, Çin’den Avusturalya’ya, İngiltere’den Hindistan’a dünyanın ilk 500 üniversitesinin ilgili bölümlerinde söyleseydiniz bunları şaka olarak düşünürlerdi. Eğer bunları akademik bir titrle söyleseydiniz akıl sağlığınızdan şüphelenir, o akademik titri nasıl aldığınızı sorgularlardı.

Her paragrafınızda iki kez “pozitivist” yazmanız da, her satırınızda on kez “sığ” demeniz de evrim teorisi hakkında yazdıklarınızın cehaletini saklamaya yetmez. (3)

***

Yukarıdaki cümleleri yazacak kadar bilgisiz, yukarıdaki cümleleri yazacak kadar cüretkâr birine gerekli olan tek şey, herşeyden önce teorinin, varsayımın, bilimin temel kavramlarının ve bilimsel düşüncenin ne olduğunun öğretildiği “Bilim101” dersidir.

Bu son derece ACİL BİR DURUMDUR!

***

“Cahil” sözcüğünün Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamı şudur:

“Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan.” (4)

“Zırcahil” sözcüğünün Türk Dil Kurumu sözlüğündeki karşılığı ise “çok cahil”dir.

Peki Türkiye’deki durum nedir?

Türkiye’de ise cehaletin bu vücut bulmuş halini, zırcahilliğiyle, acınası bilgisizliğiyle alır köşe yazarı yaparlar ve bu köşe yazarı hiç bilmediği bir konuda hadsizce sayfalar dolusu yazı yazıp hâlâ kendisinin çok haklı olduğunu zanneder. (5)

***

Evrim teorisi ve bilim hakkında bu denli “yeterli bilgisi olmayan” birisinin, bu konuda yazdığı köşe yazılarının en başına şu uyarı konmalıdır:

DİKKAT!: Yazının içerdiği aşırı doz cehalet bilincinizde kalıcı hasara neden olabilir.


Kaynaklar:

(1) http://www.radikal.com.tr/yazarlar/nuray-mert/bilim-budalaligi-828153/

(2) http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/787918/Yeni_Turkiye_nin_tarih_ya...

(3) http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/790970/_Evrim_teorisi_.html

(4) http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=CAH%C4%B0L

(5) http://t24.com.tr/haber/nuray-mert-evrim-teorisi-uzerine-yazdiklarim-ned...

Not: Bu yazı Nuray Mert Cumhuriyet gazetesinden ayrılmadan önce yazılmıştır.

[email protected]