Fransa’da geçtiğimiz Perşembe günü emperyalist güçlerin Suriye’ye dönük bir müdahelesine ve savaş kışkırtıcılığına karşı ilk eylemlerden biri Barış Derneği ve Fransız Komünist Partisi (FKP)’nin de çağrısıyla Fransa genelinde gerçekleştirildi. Paris ve Strasbourg’ta gerçekleşen eylemler, fotolarından gördüğüm kadarıyla çok büyük olmasa da, savaş karşıtı bir hareketlenmenin Fransa’da oluşmakta olduğu tespitini rahatlıkla yapabiliriz. Öncesinde Suriye konusundaki tavrı son derece tartışmalı, hatta üzücü olan FKP, en azından Fransa’nın Suriye’ye olası bir askeri müdahalesine karşı çıkma iradesini gösteriyor. Libya konusunda da emperyalist müdahaleyi eleştiren açıklamalar yapmakla beraber ciddi bir hareketlilik yaratmayan, Mali konusunda ikircikli bir tavır sergileyen parti, bu kez en azından savaş kışkırtıcılığına karşı çıkıyor ve Fransa’nın Suriye’ye dönük bir müdahalesine karşı eylemler örgütlüyor.
Parti açıklamalarında Esad’ın sorumluluğuna vurgu yapılan süreçte, bugün ülkede bir iç savaş atmosferinin hüküm sürmekte olduğu vurgulanıyor, dış müdahelenin ve savaşın daha büyük savaşları tetikleyeceği eleştirisi getiriliyor. Öte yandan Fransa’nın politik bir insiyatif geliştirmesi gerektiği söyleniyor ve bölgesel bir boyut kazanan Suriye’deki savaşa dair, Batılı güçler, Türkiye, İran ve Körfez ülkelerinin bir zirvesine ise Fransa’nın arabuluculuk yapması
isteniyor.
Tabii, sürecin başından beri politik insiyatif geliştiren ve emperyalist güçlerden biri olarak Suriye’deki kirli savaşa müdahil olan Fransa’dan politik inisiyatif beklemek her zamanki gibi bir politik körlük olarak değerlendirilmeyi hakediyor.
Partinin devrimci, Marksist kesimlerinin açıklamaları parti merkezinden tabii ki daha ileri bir noktada. Paris merkezli muhalefetin ve gençlik örgütlerinin açıklamalarında emperyalizmin müdahelesine sürecin başından beri dikkat çekiliyor, ekonomik gerekçeleri olan bir halk ayaklanmasının dış güçlerinde müdahalesi ve kışkırtmasıyla bir uluslararası içerik kazanıdğı söyleniyor, İslamcı militanların rolüne dikkat çekiliyor ve NATO’nun ve emperyalizmin müdahalesine kararlılıkla karşı çıkılıyor. Bu açıklamalardan birinde Suriye’nin başkenti Şam’ın 1925 yılında Fransız kolonyalizmi tarafından bombalanması da örnek gösteriliyor ve o zaman FKP’nin bu müdahaleye karşı tepki gösteren tek güç olduğu söyleniyor.
Troçkist Yeni Antikapitalist Parti (NPA)’nın açıklamsı ise her türlü askeri müdahaleye karşı, Suriye ayaklanmasına ise tümden destek şeklinde. Suriye’deki süreçte başından beri ve hatta ilerleyen süreçte meşru bir halk ayaklanması gören ve bu ayaklanmayı canı gönülden destekleyen bu çevre, emperyalistlerin müdahelesinin Esad rejimin güçlendirebileceği ve bu kanlı rejimin uluslararası destek bulmasını sağlayacağı yönünde. Bu çevrenin Suriye’deki sürece dair bu yanlış okumasını okuyucularımıza bırakalım. Bir diğer Troçkist grup Sınıf Mücadelesi’nin (Lutte Ouvrière) ise henüz bir açıklaması yok. NPA gibi emperyalizmin müdahalesine ve Esad rejimine hayır şeklinde bir açıklama gelmesi muhtemel.
Fransa’da Libya ve Mali müdahalelerinin aksine Suriye’ye bir müdahale olması halinde daha büyük bir toplumsal direnç beklemek mümkün. FKP’nin müdahale karşıtı tavrı ve içindeki parti merkezine muhalif grupların daha aktif anti-emperyalist tavır sergilemesi de bir direncin oluşmasında etkili olacaktır.