Fransa’da pazar tatili

Bu hafta sizinle, Fransa’da bir kez daha gündeme gelen, pazar günü çalışmama hakkına karşı harekete geçen kesimlerin yaptıklarını paylaşacağım. Mesele şudur, Fransa’da işverenler için pazar günü çalışmanın önünde büyük engeller var süpermarketler açılamıyor, işverenler kendileri çalışsalar bile yanlarındaki işçileri bugün çalıştıramıyorlar bazı özel durumlar dışında. Liberallerin desteği ve Castorama ve Leroy Merlin isimli iki yapı şirketinin öncülüğünde kimi “bireyler” ise bu yasaktan şikayetçi ve “biz çalışmak istiyoruz” diyorlar. Pazar günü çalışılmaması, bu yasağın oluşmasındaki Hıristiyan sendikaların rolü ve dinsel çağrışımları bir yana, piyasanın esnekliği için önemli bir tehdit ve bir gün dahi olsa, bir ülkede geniş bir kesimin çalışmaması güzel ve önemli bir şey. Tatilin eşit bir hak olduğu biraz olsun hatırlanıyor.

Öte yandan bu uygulamanın dışında kalanlar da bulunuyor. Fransa’da 2011 yılında 6,5 milyon kişinin pazar günleri çalıştığını ve 3 milyon için bunun sık bir uygulama olduğunu da ekleyelim. Çeşitli sıradışılıklarla çalışma yasağı deliniyor. Yine de ülkemize ve birçok başka ülkeye nazaran, çalışma yasaları bu ülkede daha fazla hak içeriyor ve gazete sektöründen spor alanına birçok alanda sendikaların da mücadelesiyle çalışmama hakkı kazanılmış, çalışma saatleri düzenlenmiş.

Le Monde’un çizeri Plantu’da bu konuda, son derece tepki çeken bir karikatür çizdi. Karikatürde bir İslamcının bir küçük kızın okul gitmeye çalışmasını engellemesiyle bir CGT sendikası (tarihi olarak Komünist Parti’nin kurduğu sendika) çalışanının bu bireylerden birinin çalışmasını engellemesini benzeterek “hicvetmiş”. Bu karikatüre Sol Parti’den bir politikacı, “igrenç” diyerek tepki gösterdi. Plantu isimli ünlü karikatürist ise liberalizmin çalışma hakkına ne kadar saygı duyduğunu kanıtlamış oldu.

Fransa’da çalışma saatlerine dair kısıtlamalar ve çalışanların uzun süren mücadeleler sonucu elde ettikleri kimi haklar, giderek daha fazla saldırı altında. Sarkozy hükümeti döneminde Fransa’da piyasanın dinamizmini öldürmekle suçlananan bu yasalara karşı kimi adımlar da atıldı ama henüz tamamen bir geriletme sağlanamadı. Fransa’da haftalık 35 saatlik çalışma saatlerine devlet sektöründe ve kurumsal işletmelerde uyuluyor. Tabii öte yandan, fazla mesai uygulamaları ve iş saatlerine dair esnekleştirme uygulamaları da artıyor.

Bir örnek vermek gerekirse, geçen hafta gündeme gelen bir diğer konu da Monoprix isimli şirkette uygulanan gece çalışması uygulamasıydı. Saat 21.00 ile sabah 06.00 arasındaki çalışmalar, Fransa’da kanuna göre özel haller gerektiriyor ve şirketin ekonomik çıkarları için büyük önem arz etmesi gerekiyor. Monoprix firması da bu yasağı delerek, gece 12.00’ye kadar mağazalarından bazılarını açık tutuyor. İşçilerin çoğunun istemediği bu uygulama, CGT sendikası ile şirketi karşı karşıya getiriyor.

Fransa’da tatil günü olan ve çalışma yasağı olan Pazar günü işçilerini çalıştırmaya çalışan Leroy Merlin’in ülkemizdeki Bursa ve Ankara mağazalarında da grev ilan edildiğini hatırlatalım. Sosyal-İş ile Leroy Merlin Yapı Market arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı, yasal sürenin dolması nedeniyle sendika, 18 Eylül’de grev kararı alarak işyerlerinde ilan etti.

Fransız halkının tembelliği, hakkını araması, grev severliği liberal çevrelerin tepkisini çeken, dillerine doladıkları bir durumdur. İnsanca yaşamak için ve daha eşit bir toplum için mücadele veren işçilere çalışmama hakkını çok görenlerin ideolojik saldırıları dünyada da epey etkili oldu, çalışma en büyük erdem olarak kutsandı. Ancak Marx’ın damadı Fransız Paul Lafargue’ın meşhur çalışmama hakkı güncelliğini koruyor ve çok çalışmayı kutsayan liberal ideoloji de mücadele edilmeyi gerektiriyor.