Saldırganlar hâkim karşısında: 'Gül Kitabevi'ne hücum' sözüyle galeyana geldik!

Kırşehir'de 8 Eylül'de Gül Kitabevi'ne ve HDP'ye yönelik gerici ve ırkçı saldırıyı gerçekleştiren, kitabevini kundaklayan sanıkların yargılanmasına başlandı. İddianamenin okunmasının ardından sanıklar kendilerini "Takım elbiseli bazı kişiler bizi yönlendirdi, Gül Kitabevi'ne hücum sözüyle galeyana geldik" diyerek savundu.

Haber Merkezi

17.10: Tutuklu 6 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Duruşma 9 Şubat 2016 tarihine ertelendi. 


15.15: Davanın şikayetçilerine söz verildi. Sait adlı müşteki, "Olayda valilik ve emniyetin ihmali var. Benim ve müşteki olan dayımın siyasi kimlikleri gözetilerek saldırı gerçekleştirilmiştir" dedi. Sevgi adlı müşteki ise, "Kitabevinin önüne bazı kişilerin poşetle taş getirdiğini gördüm. Yangın başlayınca elinde telsiz olan polise yönelip müdahale etmelerini istedi, polis arkasını dönüp gitti" diye konuştu. 


14.40: Tutuklu sanıklardan Öner Arslan, işten çıkarak yürüyüşe katıldığını ve yorgun olduğu için taşları isabet ettiremediğini söyledi. Arslan, “Yürüyüşe katıldım. HDP binasına taş attım. İş yorgunu olduğum için de taşları isabet ettiremedim. Binadan seken taşlar üzerime gelmesin diye karşı tarafa Gül Kitabevi'nin önüne geçtim. İçeri girdim, kitap satandını devirdim" dedi. 


14.30: İfade veren sanıklardan bazıları, "Yürüyüşün hedefi Türk Büyükleri Parkı idi ancak topluluk sonradan olay yerine (Gül Kitabevi'ne) yönlendirildi" dedi. 


13.50: Şikayetçi avukatlarının sorularını yanıtlayan sanıklar, "Kimseden talimat almadık, Gül Kitabevine hücum sesleri üzerine kitabevine yürüdük. Yanan çantayı kimsenin söndürme çabası olmadı, bizi vazgeçirmeye çalışan da olmadı" dedi. 


13.40: Duruşmada ikinci oturum başladı. Şikayetçi avukatları, sanıklara olayla ilgili soru soruyor. 


13.00: Sanık ifadeleri tamamlandı, duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi.


Kırşehir'de geçtiğimiz 8 Eylül günü gerici ve ırkçı gruplar tarafından Gül Kitabevi'ne ve HDP'ye saldırılar sırasında, kitabevinin ve bazı işyerlerinin yakılmasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması başladı. Kırşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davada 6'sı tytyklu 16 sanık hâkim karşısına çıkarıldı. Duruşma öncesi adliye binasının çevresi TOMA'larla çevrildi. 

Tutuklu sanıklar Ramazan Akçakaya, Gökhan Hergül, Mehmet Şimşek, Öner Arslan, Mustafa Tekden ve Ramazan Doğan ile sanık ve müşteki sanık avukatları hazır bulunduğu duruşmayı Hukukta Sol Tavır Derneği üyesi avukatlar, HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman ile bazı siyasi parti yöneticileri takip etti.

6'sı tutuklu 16 sanık "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "mala zarar verme", "yasa dışı gösteri" suçlarından yargılanıyor. Kitabevinin yanmasına yol açan üç saldırgan hakkında ayrıca "öldürmeye teşebbüs" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 

İddianamede, "şüphelilerin ırk ayrımcılığına dayanarak, işyerinin içerisinde ve apartmandaki insanların yangın sonucu ölebileceklerini öngörmelerine rağmen eylemlerini sergiledikleri" belirtildi. Ancak "öldürmeye teşebbüs" ile suçlanan 3 sanıktan 2'si tutuksuz yargılanıyor. 

SANIKLAR: YÖNLENDİRİLDİK, GALEYANA GELDİK

Kimlik tespitlerinin ardından savunması alınan sanıklardan Ramazan Doğan, kitabevine yanan çanta attığını kabul etti. Doğan, ifadesinde "Ben yeraltı çarşısında esnafıyım. Olayların başladığı saatte işyerindeydim. Dışarı çıktığımda kalabalık HDP binasını taşlıyordu. Oraya geldiğimde kitabevine yönelik başkaları tarafından yönlendirme oldu. O sırada arbede oldu. Ben o sırada uzaktaydım. Gül Kitapevi'nin önüne geldim. HDP binasındaki kalabalık oraya yönlendi. Gül Kitabevi çalışanları ile kalabalık arasında küfürleşme oldu. Bende taşlamaya başladım. Kimin yaktığını bilmiyorum Kitabevi yanmaya başladı. Ben kaldırımın kenarındaydım. Yanan bir çanta üstüme geldi. O an öfkeyle yanan çantayı işyerine doğru attım" diye konuştu. 

"GÜL KİTABEVİNE HÜCUM SÖZÜYLE KOŞARAK ORAYA GİTTİK"

Sanık Ramazan Doğan, ifadesinde "Yürüyüşte kalabalıktan 'Gül kitapevine hücum' sözünü duyunca, koşarak gittim ve tekme ile tezgahı devirdim. İçeride iki kişi vardı. Kırtasiye malzemelerini devirdim. Yangın içerdeyken çıktı. Dışarı çıkınca yanan çantayı içeri tekmeledim. Yangın sonrası çok duygulandım. Orddaki güvenlik güçlerine 'Allah zeval vermesin" diye sarılıp ağladım" dedi. 

Kitapevine yanan çantaları attığında kitapevinin boş olduğunu ileri süren Doğan, hakimin kendisine yönelttiği "Neden öfkelendin?" sorusuna ise "İş yeri sahibi dışarı çıkıp bize saldırdı. Bunun dışında herhangi bir eylemim olmadı" sözleriyle yanıt verdi.

"TAKIM ELBİSELİLER BİZİ HDP BİNASINA YÖNELTTİ" 

İfadesi alınan sanıklardan Gökhan Hergül ise bir fabrikada işçi olduğunu ve sabah saat 11.00'de alkol aldığını iddia etti. Hergül, "Saat 16.00'da şehitlerimiz için yürüyüş olduğunu duydum. Ben de 20 dakika sonra oradan ayrıldım Terme Caddesi'ne gittim. Orada kalabalığı görünce onlara katıldım. Türk bayrağı açmışlardı. Lise Caddesi'ne geldiğimizde ön tarafta takım elbiseli tanımadığım kişiler, HDP binasına yönelttiler. Birisi Gül Kitabevi'nin teröristlere yardım ettiğini söyledi. Ben de kalabalık ile oraya yöneldim. Orada galeyana gelerek kapıdaki çantaları yere attım. İçerideki kitabevi sahipleri el hareketleri ile bizi tahrik etti. Sonra küfrettiler. Ben de kendimi kaybederek içeri girdim. İçeride ne yaptığımı hatırlamıyorum. Alkolün etkisindeydim yaptığımın farkında değildim" şeklinde savunma yaptı. 

Duruşma sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.