Dün öğle saatlerinde, İstanbul Karaköy'de bulunan Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi'nde, İstanbul Şubesi basın sözcüsü Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, Şube Başkanı Sami Yılmaztürk ve Oda avukatı Can Atalay, Emek Sineması'nın da içinde bulunduğu proje hakkında "yürütmeyi durdurma" kararı verildiğini basına duyurmuşlardı. Yıllardır devam eden hukuksal mücadelenin birçok aşamasında olduğu gibi, bu kararın da tanınmayacağı ilan edildi. Daha önce, Beyoğlu Belediyesi'nin illegal yolları kullanarak verdiği yapı ruhsatıyla çalışmaya başlayan Kamer İnşaat, şimdi de "yürütmeyi durdurma" kararının kendi projelerini ilgilendirmediğini, dolayısıyla çalışmalarına devam edeceklerini açıkladı. Hukuk tanımayacaklarını büyük bir rahatlıkla dile getiren firma yetkilileri, uygulamanın ne kadar "başarılı" gittiğini anlattı.
Firmanın yaptığı açıklamada, "şirketimiz tüm faaliyetlerini ilgili yasal düzenlemeler ve yargı kararları kapsamında yürütmektedir. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nin 19 Aralık 2014 tarihinde almış olduğu karar şirketimize ulaşmış olup, hukuki danışmanlarımızla birlikte değerlendirme sürecimiz devam etmektedir. Diğer yandan söz konusu karar, avan proje aşaması ile ilgili olup, onaylanmış ve ruhsatlandırılmış hali ile devam eden uygulama projesini kapsamamaktadır" dendi. Uygulama alanı kapsamındaki Cercle D'Orient binasını "1884 yılında inşa edilen, sonrasındaki dönemde bakımsızlık ve yıkıma terk edilmiş olan" şeklinde tarif ederek, tarihin talan edilmesini meşrulaştırmaya çalışan Kamer İnşaat, Emek Sineması'nın içinden alınan bin 100 parça süslemenin restore edildiğini ve bu parçaların yerine yerleştirilmesi için mimari süreç başlattıklarını belirtti.
BUNDAN SONRA ÇİVİ ÇAKMAK BİLE YASAK
Firmanın kendinden emin açıklaması Mimarlar Odası yetkililerine göre tam bir komedi. Yangından mal kaçırır gibi ruhsatlandırması yapılan, polis şiddetiyle yıkımına başlanan Emek Sineması ve Cercle D'Orient'a, dün kamuoyuyla paylaşılan mahkeme kararıyla birlikte bir çivi çakmak bile yasak. Firmanın açıklamasına soL aracılığıyla yanıt veren Yüksek Mimar Mücella Yapıcı "zaten öncesinde yapacağımızı duyurduğumuz teftiş şimdi şart hale geldi" derken, Mimarlar Odası avukatı Can Atalay'sa "Validebağ'da bile, küçücük bir alanı yapılaşmaya açmak için ne yalanlar söylediklerini gördük. Burada da aynı yalanlara pabuç bırakmamak gerekir" diye konuştu.
Mücella Yapıcı, "özellikle 5366 sayılı yasada, yani esas olarak bu yağmanın başlangıcını oluşturan yasada, avan projeler imar planı hükmünde. Avan proje, ondan sonra yapılan bütün işlemlerin ana kaynağı. İmar planı iptal edildikten sonra yapılan bütün idari işler yok hükmündedir" dedi. "Emek'te, ilk avan projelere dava açtık 2009 yılında. 2010'daysa mahkeme, koşullu olarak 'yürütmeyi durdurma' kararı verdi. Bilirkişi raporları hazırlanana kadar, konunun önemine binaen yürütmeyi durdurdular" diyen Yapıcı, "ondan sonra bilirkişiler raporlarını hazırladı. 3 bilirkişiden ikisi 'bu proje hukuka aykırıdır' dedi. Buna rağmen aynı mahkeme, yürütmeyi durdurma kararını geri çekti. Belediye de bu boşluktan yararlandı ve projeye ruhsat verdi" ifadelerini kullandı. Açıklamayı "çok komik" olarak yorumlayan Yapıcı, "biz devam edeceğiz diyorlar. Açıklamayı okur okumaz zaten twit de attım şirkete, 'kamuoyunu kandırmak uğruna patronlarınızı daha fazla suça teşvik etmeyin. Emek'teki hukuksuz inşaatı derhal durdurun' diye. Şirketin açıklaması da gösteriyor ki, zaten öncesinde yapacağımızı duyurduğumuz teftiş şimdi şart hale geldi" diye konuştu.
'YALANLARA PAPUÇ BIRAKMAMAK GEREK'
Şirketin böyle bir açıklama yapacağını tahmin ettiklerini belirten Avukat Can atalay "Avan proje bir mimari prje aşaması. Avan projeye Büyükşehir Belediye Başkanının onayından sonra imar planıymış gibi yaklaşılıyor. 5366 sayılı yasanın 3. maddesi ve bu maddenin avan projelere nasıl bir önem atfettiği açık. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulu'nun avan projelerin yürütmesini durdurduğu da açık. Oradaki inşaatın bu yüzden, derhal durdurulması gerektiği de açık" dedi. Atalay, "o inşaatın aslında 2012 yılından beri durdurulması gerekiyordu. Kırk dereden su getirdiler. Validebağ'da bile, küçücük bir alanı yapılaşmaya açmak için ne yalanlar söylediklerini gördük. Burada da aynı yalanlara pabuç bırakmamak gerekir" dedi. Avukat Can Atalay, "avan projenin yürütmesi durdurulmuşken, ona açıkça atıf yapan uygulama hakkında 'Kurul kararı vardır' diyemezler" ifadelerini kullandı.
Mücella Yapıcı'nın da bahsettiği "teftiş" önümüzdeki Cumartesi, saat 17:00'de yapılacak. Çağrısı yapılmaya başlanan teftiş eylemiyle inşaatın durdurulup durdurulmadığı kontrol edilecek.
