Beyaz'ın hatırlattıkları: Sinenler, safını belli edenler, Erdoğan'a sevdalananlar

Geçtiğimiz haftanın tartışmalarından biri de Beyazıt Öztürk'ün şov programında yaşananlar oldu. Beyaz'ın hızlı bir şekilde af dilemesi ise akıllara, AKP'nin "sektör"e yaptığı müdahaleleri ve aldığı hızlı "dönüş"leri getirdi.

Serdar Nazım Yüce

Beyazıt Öztürk'ün şov programında yaşananların ardından başlayan tartışma birçok açıdan örnek oldu. En hızlısından siniş, Yetmez Ama Evet yaygarası, Gezi'de milyonlarca insan meydanlardayken AKP'ye fedai olmaya kalkanlar, Akil İnsanlar Heyeti, bazı medyatik isimlerin saf değiştirişi... AKP'nin elinde kolayca piyona dönüşen bu isimler, farklı saiklerle de olsa, özellikle toplumsal muhalefete saldırılarını artırdığı dönemde AKP'nin çokça tercih ettiği isimler haline geldiler. Kah kahvaltıda toplandılar, kah Erdoğan'a kitap imzalatıp poz verdiler. Bir ıslıkla toplaşan ünlülerimiz, sıfatlarının getirdiği "kredi"yi hoyratça harcadı. Çünkü karşıdaki güç, seçim mitinglerinde konser demekti, Ankara'da arayabilecekleri bir "tanıdık" demekti, piyasadaki yerini sağlama almak, daha çok daha çok para kazanmak demekti.

Hepsinin AKP'lileşme şekli farklı olsa da sinenleri, korkanları, saf değiştirenleri ve "her devrin adamı" olanları şöyle bir hatırlayalım...


Şafak Sezer
Gezi eylemlerine katıldığı için pişman olup Erdoğan'dan özür dileyen Şafak Sezer, listenin en nadide örneklerinden. Özür dilenmekle, sinmekle kalınmıyor çünkü, devamı geliyor. Haziran Direnişi sırasında sokakta şöyle bir boy gösterdiğine "pişman" olup özür dilemesinden sonra Şafak Sezer, hiç durmadı. Soluğu Erdoğan'ın verdiği davetlerde aldı.



'ERDOĞAN SOLCU OLSA HEYKELİ DİKİLİRDİ​'

Sezer, Haziran Direnişi'nin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen, katıldığı bir TV programında Erdoğan'dan af dilemeye devam ediyordu:

​"​İş başka bir yere gitti. Sanatçı tuttuğu takımı bile söylediği zaman eleştiri alan bir durumda şu an. Psikolojik olarak rahatsız ediyorlar. Baskı çok yüksek sosyal medyada. Ama karşılığı yok.

Cumhurbaşkanı solcu olsaydı her yere heykeli dikilirdi. Eski soldan bahsediyorum. Her kavgada birkaç işadamı, sanatçı, milletvekili yok edilmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanı'na da aynı muameleyi yapıyorlar. Onu sevdiğin zaman yasaklıyorlar. Ben anlamadım bu işi kim diktatör?"​


Yavuz Bingöl
Her şey AKP'nin iftar sofrasına oturmasıyla başladı. Arkasıysa çorap söküğü gibi geldi. AKP İstanbul İl Teşkilatı’nın düzenlediği iftar yemeğine katıldığı gerekçesiyle kendisini eleştirenlere Twitter'dan yanıt verdi. Dedi ki, "İpotek altında mi iradem? Kutuplaştıran sadece Başbakan değil. Herkes. Anladınız mı?"

Hemen ardından, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan'ın, Erdoğan tarafından yuhalatılması soruldu kendisine. O da soruyu yönelten Ahmet Hakan'a "Bu çok insani bir şey. Erdoğan, Berkin'in annesini yuhalattı, çünkü kendi annesine küfredildi" yanıtı verdi. Ve AKP iftarından sonra iddia edilmeye başlanan sahne teklifleri bir bir gerçekleşmeye başladı. Türkücü, artık AKP'nin hatta Erdoğan'ın kadrolu türkücüsüydü ve milyonları cebe indirecekti.

Tek bir eksik kalıyordu; düne kadar kendisini savunan insanların tepkilerinne göğüs germek. Neyse ki imdada AKP'nin 40 yıllık kalemşörleri yetişti. Yandaşlıkta sınır tanımayan Meryem Gayberi, "Yavuz Bingöl'ün tek suçu bu milletin yüzde 52 oy vererek devletin en tepesine gönderdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saygı duymak" demişti. Yuhalatma olayından sonra Yavuz Bingöl'ün ilk konseri, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve AKP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sponsorluğunda düzenlenen olan Şeb-i Arus töreni oldu. Programda Yavuz Bingöl, Mustafa Ceceli, Yusuf Güney ve Sami Özer semazen gösterilerine ilahilerle eşlik etti.

Gülsüm Anne'nin miting meydanlarında yuhalatılması yenilir yutulur bir şey değildi. "Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış" ama bu sefer olmadı...

Gülsüm Elvan, röportajın ardından Yavuz Bingöl ve annesi Şahsenem Bacı'yla ilgili şunları söylemişti:

"Ne hırsızlık, ne arsızlık yaptın da bizi bastırmaya çalışıyorsun? O meydanda olsan sen de yuhalayacak mıydın? Biz seni dünyaya getiren o güzel kadını tanırız, ellerinden öper, önünde saygıyla eğilir ve olur da bir haddini bilmez ona dil uzatırsa bedenimizi siper ederiz. Sen yine de onurlu ve güzel kadına laf etme şerefsizliğini gösteren bir alçak olursa, çık ve ilk konserinde beni; Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm’ü yuhalat. Gocunmam, yaralanmam, üzülmem. Derim ki Şahsenem bacı anamdır, ona gelen bana gelsin."

ELVAN AİLESİ'NDEN BİNGÖL'E 5 KURUŞLUK TAZMİNAT
Evet bastıramadı. Eleştirilerin ardı arkası kesilmedi. İzmir Narlıdere’de bulunan Yavuz Bingöl Sokağı, yurttaşlar tarafından 'Berkin Elvan' sokağı olarak değiştirildi. Berkin Elvan'ın ailesi Yavuz Bingöl'e skandal sözleri nedeniyle 5 kuruşluk tazminat davası açtı. Bingöl babası ve kardeşinin de yüzünü epey kızarttı. Baba Yılmaz Bingöl, "Yavuz’un adına onlardan (Berkin Elvan'ın ailesi) yüz defa özür diliyorum" derken, Yavuz Bingöl'ün kendisine "Peki baba ben milletvekili olursam ne yapacaksın? Evlatlıktan ret mi edeceksin” dediğini aktardı. Kardeşi Oğuz Bingöl ise, "Ah anacım, güzel anacım, yiğit anacım bir gün gelip Alzheimer olduğuna, olan bitenin farkında olmayışına sevineceğim hiç aklıma gelmezdi" ifadelerini kullandı.

Her ne kadar, Erdoğan Yavuz Bingöl için, "Şu anda Türkiye’nin bu büyük sanatçısını linç etmek için ellerindeki her vasıtasıyla kullanıyorlar. Nasıl olur da Erdoğan’la aynı fotoğraf karesine nasıl girersin diye. Böyle bir zihniyet olabilir mi? Bütün sanatçılar sizin gibi düşünmeye mecbur mu? Değerli yazarımız Alev Alatlı’ya da bunu yaptılar. Akil İnsanlar Heyeti’ndeki bir çok sanatçıya da bunu yaptılar" dese de Bingöl geri adım atmak zorunda kaldı, özür diledi. Bu kez de sözlerinin Ahmet Hakan tarafından çarpıtıldığını iddia etti. Hakan ise, hemen bir açıklama yaparak, "Hiçbir kısaltmaya, hiçbir düzeltmeye başvurmadan... İfade bozukluklarına, cümle yanlışlarına hiç müdahale etmeden... Söz konusu bölümü ses kaydından canlı yayınlayalım" dedi. Sonra türkücü sustu. 

Bingöl, daha sonra, AKP'nin düzenlediği Newroz etkinliğine katılarak da yandaşlığını tescillemiş oldu. Bundan sonra, AKP'nin vereceği konserlerin, iftarların daimi konuğuydu Yavuz Bingöl. Erdoğan ne söylerse o da onu savundu. Örnek olarak, "Koalisyon olacak mı" diye sorulunca kendisine, o da tam bir Erdoğan ağzıyla, "Dünyanın hiç bir yerinde koalisyonlardan sonuç çıkmıyor, ömrü uzun olmuyor. İki yıl sonra kargaşa, kaos olacağına şimdi seçim olsun. Erken seçimi, ülkenin geleceği açısından daha sağlıklı buluyorum" dedi.


Uğur Işılak
AKP'nin en "militan" şarkılarından Uğur Işılak. Öyle ki, seçimler için AKP'ye bir şarkı bile yaptı ama şarkı çalıntı çıktı. Işılak, bu hamlesinden sonra Meclis'in eşiğinden geçti, milletvekili koltuğuna oturdu.

OTURDU VE UYUDU
'Meclis'e uyumaya gitmiyorum' diyen AKP'li Uğur Işılak, olağanüstü toplanan Meclis Genel Kurulu'nda uyudu. Meclis'te uyuyan Uğur Işılak, "Vatanseverin uykusu, hainin uyanıklığından evladır. :)" şeklinde bir twit atmayı da ihmal etmedi.

Nitekim, Işılak, bir sonraki seçimlerde aday gösterilmedi, kadrodışı bırakıldı. Ancak "koalisyon" şiiri hala hafızalarda:

 


Necati Şaşmaz
Sadece Kurtlar Vadisi'nden tanıdığımız, "Polat Alemdar"lıktan başka hiçbir titri olmayan Necati Şaşmaz hakkında söyleyeceğimiz çok bir şey yok. Erdoğan'ın Gezi Parkı direnişi ile ilgili görüştüğü isimlerden olan Necati Şaşmaz, AKP'nin direnişi bitirmek için düştüğü durumun da özeti olmuştu:


Hülya Avşar
Hülya Avşar, Akil İnsanlar Heyeti davetini kabul etmeyenlerden biriydi. Haziran Direnişi sürerken, Erdoğan ile görüşmeye giden Avşar, görüşme sonrası yaptığı açıklamayla tarafını belli edenlerden oldu. Erdoğan’ın dışarıdan göründüğü gibi katı biri olmadığını iddia eden Avşar, siyasetten anlamadığını ancak kızının ergenlik çağında yaşadığı sorunlardan yola çıkarak Başbakan ile sohbet ettiğini söylemişti.

Avşar, Gezi Parkı’ndan bir takım grupların ayrılması gerektiğini ve her iki tarafındaki bu kutuplaşma ve gerginlikle kimsenin kazanmayacağını kaydetmiş, arada provakatörler olmasa çok güzel şeyler olacağına inandığını belirtmişti.

Gezi Parkı’na sanatçıların gitmesinden yana olmadığını belirten Avşar, “Oradaki çocukların yaşları 18-20. Bu insanlar sanatçı gördükleri zaman yanlarında o heyecanla biraz kendilerini aşma tehlikesi vardır. Sanatçıların başka bir yerde olması gerektiğini düşünüyorum. Ben de bu ülkede para kazandım, sevildim, nefret edildim. O yüzden elimi kolumu bağlayıp oturmak istemedim. Böyle bir reklama ihtiyacım yok” ifadelerini kullanmıştı.

'EMİNE HANIM GELECEK DİYE 500 ELBİSE DENEDİM'
Bir projenin tanıtımında Acun Ilıcalı ile sahne alan Hülya Avşar kıyafetiyle ilgili Emine Erdoğan'a "Fazla mı açık" diye sorduğunu söylemiş, "Emine Hanım bana bir şey demez dedim. Emine Hanımın geleceğini duyduktan sonra öğleden sonra 500’e yakın elbise denedim. En kapalısı buydu bulduğum elbisenin. Kolları vardı, kestim bu hale getirdim" demişti.

'NEREDEYSE BENİM EVİM DAHA ŞAŞALI'
Avşar'ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı için söylediği sözlerse evlere şenlik.​ 1 milyar 370 milyon TL'ye yaptırılan Saray'a ilişkin eleştirileri "abartı" olarak niteleyen Avşar, Erdoğan'ı şu sözlerle savunmuştu.

"Hiç tahmin ettiğimiz kadar ihtişamlı değil, ben çok ihtişamlı görmedim. Abartıldığı kadar yok. Zaman geçtikçe bugün yapılan tartışmaların ne kadar gereksiz olduğunu anlayabileceğiz. Gezdik, gezdirdiler. Düşünüyorsunuz Putin geliyor, Papa geliyor, böyle bir yerde ağırlamış olmak çok keyifli olsa gerek. Olması gereken bir bina olmuş. Yakına gelip görmek lazım ki abartıldığı kadar olmadığına karar verdim. Neredeyse benim evim daha şaşalı diyecektim. O kadar diyemedim tabi."


Ajda Pekkan
Gezi'de Egemen Bağış'la birlikte basın toplantısı yaparak, "Gezi Parkı korunsun demek kadar Topçu Kışlası yapılsın demenin demokratik bir hak olduğunu düşünüyorum" diyen Ajda Pekkan, Gezi'ye katılmayan ünlülerin linç edildiğini savundu. Daha önce Emine Erdoğan'ın toplayıp Brüksel'e götürdüğü 300 kişiden biri olan şarkıcı, Erdoğan'ın o zamanlar adı "Esed"e çıkmamış Beşşar Esad onuruna verdiği iftar yemeğinde tokalaşma sırasındaydı.


Bülent Ersoy
Kuzey Irak'a operasyon yapıldığı bir sırada "başkalarının savaşı için doğurduğum çocuğu toprağa veremem" dediği için hapsi istenen, "Deniz Gezmiş çok kıymetli bir arkadaşımdı. Rahmetli, gerek derin bilgi birikimi ve gerekse ideolojisinden ödün vermeyen sağlam karakter yapısındaki üstün kişiliğiyle yiğit, delikanlı, adam gibi bir adamdı" ifadelerini kullanan Bülent Ersoy, an geldi Erdoğan'ın sarayına gidiverdi.

Ersoy Saray'dan çıkınca şöyle konuşmuştu:

"Saray'ın hep dedikoduları oldu nedense. Ama ilerleyen Türkiye'de bakınız Atatürk zamanında Çankaya'da o görkemli Saray'ı yaptı. Şimdi bu zaman diliminde böyle bir şeyin olması Sayın Cumhurbaşkanımıza Allah uzun ömürler versin. Ama şimdi giderken kendi cebinde mi götürecek o Saray'ı. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iftihar meselesidir bence. İsteyen kabul eder isteyen etmez. Herkesi memnun etmek zaten imkansızdır. Uygun görmüşler güzel yapmışlar tebrik ve takdir ediyorum."

Ramazan ayında bir TV programına türbanla çıkıp ilahi söyleyen Ersoy, eleştirilince yaptığı açıklamadaki şu sözlerle, noktayı yine kendisi koymuştu:

"Bakınız bundan kısa süre önce yılbaşı akşamı transparan kıyafetimi ayakta alkışlayan siz! Dekolteden rahatsız olmayan siz! şimdi Mevlit kandilinin ehemmiyet ve manasına yakışan olması gerektiği gibi kapanmamdan neden rahatsızsınız?"

Ersoy sadece Erdoğan'ın davetlerinde değil, "Oluk oluk kan akıtacağız" diyen Sedat Peker'in düğününde de boy gösteren isimler arasındaydı.


Orhan Gencebay
AKP döneminde "en tehlikeli" hamlelerden biri Orhan Gencebay'dan geldi. Yüzbinlerce insanın "Baba" olarak seslendiği Gencebay, usul usul, sessiz sessiz, bolca itidal çağrısı yaparak ve "ülkem için her şey" diyerek AKP'nin kendisine sunduğu makama oturdu. "Akil İnsan" olan Gencebay uzun süre devam ettirdiği "görevi", "Bundan böyle ülkem için elimden ne gelirse yine yapmaya hazırım, ama ‘akil insan’ olarak değil" diyerek ve dostlarına bu süreçte yaptıkları eleştirilerden dolayı kırıldığını söyleyerek bıraktığını açıklamıştı. 

Gencebay, "Her şey ülkem için" diyerek pek çok şey yaptı. Örneğin, Erdoğan'ın Esad'a verdiği iftar yemeğinde Erdoğan'ın önünde eğilmesi sevenlerinden yoğun tepki almıştı.

Biter mi hiç? Orhan 'Baba', Sedat Peker'in o düğününde rol oynayanlardan biriydi.

Yeri gelmişken, Sedat Peker'in düğünü, Sümer Tilmaç'ın kalp krizi geçirip ölmesiyle gündeme gelmiş, Orhan Gencebay ve eşi Sevim Emre, Demet Akalın ve eşi Okan Kurt, Seda Sayan,Bülent Ersoy, Ebru Gündeş, Şafak Sezer, Özlem Yıldız, Erkan Petekkaya, Salih Keçeci gibi isimlerin düğüne iştirak ettikleri ortaya çıkmıştı. 

DARBECİLERE 'ALLAH RAZI OLSUN'
Gencebay'ın son vakasıysa "12 Eylül" yorumu oldu. Orhan Gencebay, 12 Eylül 1980 darbesini değerlendirirken, darbe öncesi can güvenliği olmadığını söyledi, "Ben de 'Allah razı olsun' diyenlerdendim. Topun ağzındaydık. Can güvenliğimiz gitmişti. Kolay kolay evimize gidemiyorduk" dedi.


Tuğçe Kazaz
"AKP'nin ünlüleri" başlığında psikolojik açıdan incelenmesi gereken en nadide isim, belki de Tuğçe Kazaz. Din değiştirip Hristiyan olduktan bir süre sonra tekrar Müslüman olmaya karar veren Kazaz, aynı zamanda AKP'ye yandaş olmaya da karar vermiş sanki. Kendisiyle hiç alakalı olmayan gündemlerdeki garip çıkışlarıyla hafızalara kazınan Kazaz, Erdoğan'ın sürekli olarak seslendiği gibi "Eyyy" diyerek Kılıçdaroğlu'nu eleştirmişliği bile var. 

Kazaz'ın şöyle bir çıkışı var mesela:

Hristiyan olduğunu açıkladıktan sonra, AKP'lilerden tepki görmüştü Kazaz. "Çark" ettikten sonra yaptığı her hamle AKP'lilerin gönlünü kazanmak adına yapılmış gibi duruyor. Manken Kazaz, yaptığı bir açıklamada, "Osmanlı'ya saldıranlar ahlaksızlıklarını rahat yaşayamayacaklar diye tarihimize saldırıyor" derken, bir başka açıklamasında, Mustafa Kemal'in 57 yaşında hayatını kaybetmesiyle AKP'nin ilk kurduğu hükümetin 57'nci hükümet olması arasında kurduğu ilişki, görenleri hayrete düşürmüştü.

Ama Kazaz, burada da durmadı, devam etti:


'SARAY'IN TUVALETİ ALTINDAN' TARTIŞMASI
Milletvekilinden şarkıcısına birçok isim Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki tuvaletlerin gerçek altın olup olmadığına dair görüş beyan etti. Gerçek altın olup olmadığını nasıl anladılar bir tarafa, Erdoğan ile görüştüğünü açıklayan Kazaz, "Saray'da iki kez tuvalete gittim, altın kaplama klozet yoktu. İddialar yalan" dedi.

Eski manken, o kadar yukarıya taşıdı ki çıtayı, bir kitap bile yazdı:

Kazaz'ın bazı akıllara zarar açıklamalarıysa şöyle:


Eser Yenerler
Ünlüler arasında "iş başka, arkadaşlık başka" diyenlerden biri de Eser Yenenler. Kendisi Yılmaz Erdoğan'ın bir şov programında ünlü oldu. Bu şov programı devam ederken Haziran Direnişi başladı, kendisi de arkadaşlarıyla birlikte katıldı. 

Yetmedi, "Kırmızılı kadın" baskılı tişörtle sahneye çıktı:

Ama, o da Şafak Sezer gibi esprilerini Erdoğan'ın sofrasında patlatmaya karar verdi: 


Mahsun Kırmızıgül
Kendisini oyunculuktan yönetmenliğe terfi ettiren ve art arda başarısız filmlere imza atan Kırmızıgül ortalamacılıkla yetinmeyenlerden. Kırmızıgül Haziran Direnişi sırasında Erdoğan'a "ilerici" demiş, "Hükümet istifa" diyenleri ise gericilikle suçlamıştı. Kırmızıgül'ün kurduğu cümle "Havalimanı, 3.köprü, Kanalistanbul, metro, metrobüs istemeyen gericilerin yanında yer almam mümkün değil" şeklindeydi.


Daha onlarca isim var sayılabilecek. Kimileri Erdoğan'la selfie yapabilmek için birbirlerini ezdi, kimileri AKP mitinglerinde sahne kaptı.

Erdoğan'ın bazen para, bazen değnek, bazen de her ikisini göstermesi yetti kendi ünlüsünü yaratması için. Makam mevkisini korumak için bir söyleyip bin kere özür dileyenler, güçlünün yanında saf tutanlarsa unutulmadı...