Türkiye Komünist Gençliği: 'Rektör olamazsınız' demedik ‘boyun eğdiremezsiniz’ dedik!

Türkiye Komünist Gençliği (TKG) 10 Ekim Ankara katliamı protestosunda gözaltına alınan 67 üniversite öğrencisi hakkında İstanbul Üniversitesi tarafından başlatılan soruşturmalara ilişkin bir açıklama yayımladı.

10 Ekim günü İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde bir araya gelen öğrenciler, Ankara katliamında kaybettikleri arkadaşlarını anmak ve katliamı protesto etmek istemişlerdi. Öğrenciler henüz toplanamadan saldırıya geçen polis ve özel güvenlik, 67 öğrenciyi darp ederek gözaltına almıştı. İki gün süren gözaltı sürecinde öğrencilere dönük şiddet ve hakaret devam emişti. Haklarında dava açılan öğrenciler "yurt dışı yasağı tedbiri" getirilerek serbest bırakılmıştı.

Bunun üzerine geçtiğimiz günlerde harekete geçen İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ise 67 öğrenci hakkında soruşturma başlattı. Haklarında soruşturma başlatılan öğrenciler içerisinde yurtlarda kalmakta olanlara ise yurt yönetimlerince ayrıca soruşturma açıldı.

Konu ile ilgili TKG tarafından “Rektör olamazsınız’ demedik, ‘boyun eğdiremezsiniz’ dedik" başlıklı bir açıklama yayımladı. Açıklamada sürecin, üniversitelerin tasfiyesinin bir ayağı olarak değerlendirildiği vurgulanırken; AKP eliyle üniversitelerde baskı ortamı oluşturan ve üniversitelerde emekçileri ve gençleri dövdürerek boyun eğdirebileceğini sanan rektörlere de seslenildi.

 

Açıklamanın tamamı şöyle:

YARGILANMASI GEREKENLER HER FIRSATTA ÖĞRENCİLERİNİ POLİSE DÖVDÜRENLERDİR

‘Rektör olamazsınız’ demedik, ‘boyun eğdiremezsiniz’ dedik!

10 Ekim katliamının yıl dönümünde, katliamı protesto etmek üzere İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde buluşan öğrenciler; saldırıda hayatını kaybeden yurttaşların isimlerini okumak ve slogan bile atmadan ellerindeki karanfilleri bırakmak istemişlerdi.

Uyarı yapmadan şiddetli bir müdahalede bulunan polis, 12’si Türkiye Komünist Partisi üyesi 67 öğrenciyi darp ederek gözaltına almış; öğrencilere dönük hakaret ve şiddet gözaltında da devam
etmişti. Özel güvenliğin, sivil polislerin ve çevik kuvvetin yer aldığı müdahalede K-9 köpekleri dahi saldırı için kullanılmıştı.

Uygulanan şiddetin boyutunun ve yaygın gözaltının sebebinin, yalnızca AKP’nin katliamdaki rolünü örtmek olmadığı, geçtiğimiz günlerde 67 öğrenciye İstanbul Üniversitesi tarafından soruşturma
açılmasıyla açığa çıktı. 67 öğrenci hakkında usulsüz olarak açılan dava ve getirilen yurt dışı yasağı tedbiri yetmezmiş gibi, gözaltına alınan tüm öğrenciler hakkında rektörlük soruşturması başlatılırken, üniversite yurtlarında kalan öğrenciler hakkında yurt yönetimlerince ayrıca soruşturma açıldı.

Farklı gerekçelerle birçok üniversitede ilerici öğrencileri hedef alan ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan soruşturma furyaları artarak hız kazanmaktadır.

Bu durumu solcu öğrencilere dönük baskının arttırılması olarak tanımlamak eksik kalacaktır. Bu süreç açıkça, AKP ve rektörleri eliyle üniversiteye yönelen tasfiye operasyonun bir ayağıdır.

İstenmektedir ki, üniversitelerde sadece sermayenin borusu ötsün.

İstenmektedir ki; üniversiteliler düşünmesin, tartışmasın, üretmesin, bir araya gelmesin, memleketten ve gelecekten umudu kessin.

Bunun için her türlü zorbalığı ve hukuksuzluğu yapıyorlar. Niye mi? AKP eliyle hizaya dizildikleri; bilimi ve aydınlanmayı iktidara yaranmak, koltuklarında kalabilmek adına sattıkları için. Patronların, büyük sermayeli şirketlerin boyunduruğu altına girdikleri, üniversiteleri patronların çiftliği haline getirdikleri için.

Akademiyi ve üniversiteyi sefalete sürükleyenler, konu AKP’ye ve patronlara yaranmaya gelince sınır tanımıyorlar.

Türkiye Komünist Gençliği olarak hatırlatmakta ve uyarmakta fayda görüyoruz:

Üniversitelerin misyonu gençliğe boyun eğdirmek olamaz. Rektörlük makamı ise iktidarın memuru gibi çalışamaz.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünce 67 arkadaşımız hakkında başlatılan soruşturma furyası derhal durdurulmalıdır.

OHAL süresince verilen tüm disiplin cezaları, soruşturmaların üzerindekişaibe sebebiyle geri çekilmelidir.

Rektörlükler talimatla verilen iş’leri değil, kendi işlerini yapmak için çaba sarf etmelidir.

Üniversitelerde siyasetin ve örgütlenmenin önüne konan yasaklara son verilmelidir.

Türkiye Komünist Gençliği (TKG)