'Karikatürküler' 10 Mayıs'a kadar Karaköy'de

Karikatürist Eray Özbek, son sergisi "Karikatürküler"i Karaköy'de açtı. Özbek ile sanat yaşamını, ödüllerini, sergisini konuştuk, kendisine karikatür sanatını nasıl yorumladığını sorduk.

Serdar Nâzım Yüce

Karikatür sözcüğünün kökeninin, “işlev yüklenmiş”, “sorumlu tutulan” anlamı taşıdığı da söylenir, mizah öğesiyle buluşan “saldırı silahı” anlamı da.  Her durumda, karikatürün bir mücadele aracı, kendini sorumlu hisseden ve sorumluluk yerine getirmesi beklenen, bir sözünü söyleme, görüş iletme yöntemi olduğu sonucu çıkıyor. Sizin için nedir karikatür? 

“Karikatür” sözcüğünün İtalyancadaki “Caricare” mastarından türediği açıktır. Fransızcanın yaygın yabancı dil olup araya girdiği dönemde, ağabeylerimiz bunun “Saldırmak” anlamına geldiğini söylerlerdi. Çünkü “Charge”, Fransızca'da “Hücum” ünlemidir. Doğrusu o günlerde bu anlam, tavrımıza çok da yakışıyordu. 90'lı yılların sonlarında Derneğimizin İzmir dalı yayınlarında bu mastarın, birincil ve yaygın “yükleme” anlamının göz ardı edilmemesini, bundan  “yüklenme” (surcharge=overload”) anlamını çıkarmanın daha uygun olacağını yazmıştım. Aslında İtalyancada bir saati “kurmak” -daha hınzırcası bir kapanı kurmak- için de aynı sözcük kullanılıyor. Yani sözcüğün kökeni, bize değişik ve hoş seçenekler sunuyor, herkes kendi yakıştırdığını kullanabilir. Benim için ise karikatürün, bir deşarj aracı olduğunu görüyorum. Duvara asılır ya da albüme girerse ne mutlu; ama doğrudan kanala da atılabilir…   

Karikatürü herhangi bir grafik çizimden, desenden ayıran temel özelliği neresinde buluyorsunuz?

Yalnızca grafik sanatlarda değil, her üründe -Heykel, tiyatro,sinema ve benzeri-, moralimizi bozmadan ezberimizi bozan, bir başka açıdan yanaşıp çelme takan, en baştan düşünmemize yol açan her motif, benim için ayraçtır; o yapıt karikatürdür ya da o bölüm, o replik, o an... Zaman zaman, müzikte bile bu tadı yakaladığımı sanıyorum.

Genel olarak mizah, özel olarak karikatür, topluma seslenirken, yazarın ya da çizerin hayata nasıl baktığını, o an ya da genel olarak neye işaret etmek istediğini yansıtır. Kuşkusuz bu sonsuz çeşitlilik içerebilir. Ama siz, temel olarak çalışmalarınızı hangi eksende kurarsınız? Ya da, çizmekteki amacınız nedir?

Başlıca amacımın “deşarj” olduğunu söylemiştim. Saygı duyduğum bir bildiriyi desteklemek, kültür dünyasından söyleşilir dostlar edinmek, biraz para kazanmak gibi yan amaçlarım da var tabi. Belki de amaç gerektirmeyen bir bağımlılıktır bu. Yararları var, zararları var; fakat sanırım, bir kere ruh sağlığımı kurtarıyor.

Aldığınız çok sayıda -yine birçoğu uluslararası- ödül var. Bunlardan bahseder misiniz?

1942 de Muğla’da  doğdum. Güzel  Sanatlar  Akademisi  Mimarlık  Bölümü’nü  bitirdim. 60 lı yıllardan beri karikatürlerim Zübük, Gün, Akbaba, Diyojen, 7 Gün, Ünlem, İzmir Life gibi birçok gazetede, dergide ve 32 ülkede 400'ü aşkın karma albümde yayımlandı. Lekeler, siluetler, metal  gravür  karikatürler  üzerinde  çalıştım. 16 karikatür, 4 illüstrasyon sergisi açtım. Yarışmalarda, 26 ülkede 84'ü uluslararası olmak üzere 120 ödül kazandım. “Karaltılar=Silhouettes” adlı bir albümüm var.

Bir yayında düzenli çizme fırsatı yakalayamadım. Bu yüzden, topluma açılmam için yarışmalar tek şansım oldu.

Serginiz* 10 Mayıs'a kadar açık kalacak. Biz de buradan duyurmuş olmak isteriz... "Karikatürküler" neyi amaçlıyor, nasıl bir sanatsal yaklaşımın ürünü?

 

Karikatürün doğasında itiraz ya da en azından bir “acaba?” vardır. Genelde yazısız karikatür çizmeme karşın, “Sözlü karikatürle sanat yapılmaz” gibi oldukça yaygın bir kanıyı irdelemek için bir zamanlar, sözleri ile bütünleşen desenler hazırlamaya başlamıştım, kırk yıl geçmiş. Amaç: Artık bir sergi oluşturabilecek kadar birikmiş örnekleri, bari görücüye çıkarmak, eleştiriye sunmak…

*Karikatürist Eray Özbek'in son sergisi "Karikatürküler" 10 Mayıs 2015'e kadar, Karaköy'deki Schneidertempel Sanat Merkezi'nde meraklılarıyla buluşmaya devam edecek.