İmecenin ressamı Abidin Dino'yu yitirişimizin 22. yılı...

Abidin Dino 7 Aralık 1993’te Paris’te öldüğünde 80 yaşındaydı. Hayallerine sığmayan her şeyi şiirleri, heykelleri, filmleri, belgeselleriyle anlatmaya çalışan Abidin Dino'yu saygıyla anıyoruz.

Haber Merkezi

Çağdaş Türk resminin büyük ismi Abidin Dino'yu yitireli 22 yıl oldu. Nâzım'ın "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin" diye seslendiği Dino, "büyük insanlığa" bıraktığı zenginliklerle anılıyor.

1913 İstanbul’unda bir Osmanlı valisinin torunu olarak doğan ve çocukluğunun büyük kısmını Avrupa’da geçiren, İstanbul’a döndüğünde Robert Kolej’de öğrenimine başlayan Dino, Nâzım Hikmet'in Sesini Kaybeden Şehir ve Bir Ölü Evi kitaplarına kapak resmi çizdiğinde henüz 20 yaşında bile değildi.

SSCB YILLARI

SSCB’nin tanınmış yönetmenlerinden Sergey Yutkeviç’in 1933’te Türkiye’nin Kalbi Ankara belgeselini çekmek için Türkiye’ye gelişi, Abidin Dino için sosyalist coğrafyada görülecek çaplı bir eğitimin aracı oldu.

3 yıl SSCB’de kalan, bu süre boyunca Eisenstein dahil olmak üzere pek çok Sovyet sinemacısıyla Len Film Stüdyosu’nda çalışan Dino, 1937’de II. Dünya Savaşı’nın eşiğinde diğer yabancı öğrencilerle birlikte ülkesine geri döndü. 

Abidin Dino, Türkiye’ye geldiğinde ressam dostlarıyla Yeniler Grubu’nu kurdu, desenlerinde, çizgilerinde emekçileri, yoksulları çizdi. İstanbullu balıkçıların desenlerine çok konu edilmesinden olsa gerek, bu grup Liman Grubu olarak da bilindi.

SÜRGÜN YILLARI

1942’de TKP’ye üye olan Abidin Dino, Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından önce Çorum’a ardından da Adana’ya sürgün edildi. Sürgün yıllarında pamuk işçilerinin resimlerini yaptı, Sıkıyönetim’in toplattığı oyunlar yazdı.

“Türkiye’nin meçhul bir ovasında, rastgele bir köyünde işittiğim şarkılar, sanatın nerede saklandığını bana ifşa etti…Tüm gördüklerim, yaşadıklarım beni resme daha çok bağlıyordu,sanki resmettikçe görüyordum içinde yaşadığım Anadolu insanının gerçeğini…” diyen Dino, 1946’da Adana’dan ayrıldı.

1968'DE PARİS SOKAKLARI

1952’de eşi Güzin Dino ile birlikte Paris’e yerleşen Abidin Dino, çağının pek çok aydını, sanatçısıyla burada tanışma fırsatı bulsa da bir röportajında “ne işim var benim burada” diyecek kadar memleket özlemi duyuyordu.

Paris’te Picasso ve Chagall ile birlikte de çalıştı, 1954’ten itibaren 8 yıl boyunca Paris’te Mayıs Salonu sergilerine katıldı, Atom Korkusu, Savaş ve Barış, İşkence, Çıplaklar eserleri dünyanın pek çok ülkesinde çeşitli galeriler ve müzelerde sergilendi.

1968’de öğrenci olayları sırasında Paris sokaklarında eylemlere katıldı, 68 gençliğinin resimlerini yaptı. Abidin Dino, 1979 yılında Fransız Plastik Sanatlar Birliği"nin Onursal Başkanlığı'na seçildi.

'SEN EL RESİMLERİ YAPARSIN ABİDİN'

Eserlerinde, köylüleri, işçileri gördüğümüz Abidin Dino’nun en çok tema edindiklerinden biri de belki de emeğin bir sembolü olarak "eller" oldu.

Nâzım Hikmet, Saman Sarısı şiirinde uzun yıllar dostluk, yoldaşlık ettiği Dino’ya şöyle sesleniyordu:

“Sen el resimleri yaparsın Abidin, bizim ırgatların demircilerin ellerini / Kübalı balıkçı Nikolas’ın da elini yap karakalem...”